"Kedicik de balığını çok seviyor.Çok. Ondan daha çok."
"Biliyorum. Benden daha çok seviyorsun."
"Seviyorum."
"Biliyorum."
"Üşüyorum."
"Sarılalım ?"
"Peki." dedim.
Sarıldık. Bana baktığında gözlerinden yansıyan ışık bile güzeldi. Bu denli derin bakamadığım günlere acıyorum doğrusu.
İtalya sokaklarında elimizde valizlerle,ay ışığında yürüyorduk.
"Sokakta kalacağız galiba ?"
"Yok kediciğim ben seni sokağa bırakmam." göz kırptı.
"Şimdi nereye gidiyoruz ?. Benim uykum var."
"Dizlerime kıvrılır uyursun."
"Tek istediğim bu."
"Otele gidiyoruz şimdi."
"Yolu biliyorsan,peki."
"Ben hep biliyorum unutma." güldü.
"Seni sevdiğimi de."
"Biliyorum."***
Otele doğru sessiz gecede yürürken bir çaya denk geldik. Köprüden geçtik.
"Manzara güzel."
"Hangisi balık ?"
"Kaç manzara var burada ?"
"2 tane. Biri sen."
"Hoş."
"Bu akşam ayrı bir hoşsun sanırım sarhoşsun."
"Sarhoş değilim daha."
"Olursun."
"Oluruz."Yürüken serçe parmağını tuttum. Elini alıp yanağıma dokundurdum.
"Ellerin ne güzel."
"Biliyorum."
"Ellerim sen koksun hep. Lütfen." deyince elimi tuttu.
"Seni çok seviyorum ya." dedim.
"Biliyorum ya."
Birlikte güldük.
"Bu arada balık,bilerek taksiden bir kaç sokak önce indin değil mi ?"
"Biraz beraber yürümemiz iyi olur diye düşündüm."
"Beni düşünmeni seviyorum."
"Bilirim."
Otele vardığımızda aklıma bir soru takıldı ve utandım. Aynı odada mı kalacaktık ? Balık bir tane anahtar aldığında yanaklarım kızardı. Tuhafıma gitmişti.
Odaya çıktık. Valizi yere koyduğum gibi pencerenin önüne gittim.
"Balık şuraya bak."
Şehrin ışıkları,köprüsünden geçtiğimiz çay,parklar,arabalar ve Pisa kulesi...
"Çok güzel görünüyor."
"Evet." dedim.
Uçakta sürekli uyumamıza rağmen yorgunluktan çok uykum olduğunu farkettim. Gözlerim kendiliğinden kapanacaktı. Balık içerken ben yattım. Uykuya dalmak üzereydim ki o da yanıma geldi.
"İçmiyor musun ?" gözlerimi açtım.
"İçerim."
Uzattığı şişeden biraz fazla içip geri ona uzattım. Şarkı söylemeye başladı.
"Bu kaçıncı şişe?"
"Kaçıncı ?"
"Sana soruyorum."
"Bilmiyorum."
"Uyumalısın şimdi."
"Neden ?"
"Çünkü seni seviyorum."
"Beni mi ?"
"Evet seni." o haline güldüm. Kafası güzeldi. Fazlasıyla. Bir şekilde onu kandırıp şişeyi elinden aldım. Kalanı içip balığa baktım. Uzun süre düşünceli bakınca
"Noldu ?" diye sordu.
"Öyle sana bakakalmışım."
"Beni sevdiğin için."
"Nasıl da biliyorsun."
"Biliyorum."
"Uyusana."
"Sen de uyu."
"Peki."
Arkamı dönüp uyudum. Birkaç saat sonra balığın seslenmesiyle uyandım. O uyumamıştı.
"Kediciğim."
"Noldu balık ?"
"Ağlayalım mı ?"
"Ağlayalım."
Elimi onun omzuna attım. Kafasını geriye yasladı. Ağladığını tek hisseden bendim hep. Ve yanında olan... O da benim yanımda oluyordu. Omzuna yaslandım. Sonra ona bakıp,elimi gözyaşlarının akacağı yere götürdüm.
"Henüz ağlamak için erken."
Hüzünle bana baktı. Burukça güldü.
"Beni bırakma olur mu ?"
"Kediciğin seni bırakır mı ?"
"Bırakma."
İşte o an akmaya başladı gözyaşları. Bir süre onu öyle izledim. Elime ilk düşen damlada ben de ağlamaya başladım. Ve ellerime düşen gözyaşları benim de yaktı canımı. O ağladıkça ben de ağladım. Boynuna sarıldım.
"Yeter bu kadar, dedim. Canım yanıyor."
"Yanmasın canın." o da bana sarıldı.
Yine ellerim gözlerine gitti. Gözyaşlarını sildim tek seferde. Bana bakıp güldü.
"Tamam tamam,yeter bence de. Seni böyle görünce kalbim acıdı." dedi.
"Biliyorum."
"Ya sil gözyaşlarını kediciğim. Keşke sen değil de sadece ben ağlasaydım. Şu gözlerine bak. Gel buraya."
Sımsıkı sarıldı bana. Sonra kollarını çekip gözlerime baktı.
"Bensiz ağlarsan balık ölür."
"Biliyorum."
Ağlaması iyice durmuşa benziyordu. Ben biliyorum dediğimde bana sarıldı yine.
"Seni seviyorum." dedi bana.
"Biliyorum. Ben de,çok." diyebildim. Duygusal bir anı ekleyince onun balık hafızasına,uyumak istedim.
"Uyuyalım. Geçer belki." dedim.
"Bir şey olmamıştı zaten. Seninle böyle ağlayalım bazen olur mu ? Sadece benle ağla. Yalnızken ve başkası varken ağlama,sadece benle. Ben öyle yapıyorum."
"Olur balığım. Hep,birlikte ağlayalım. Ama birlikte çok da gülelim."
Ben bunu deyince gamzesi çıkana kadar güldü. Ağlama sonrası güzel bir gülümsemeydi. Güçlü oluşunu gösteriyordu. Ben de ona gülümsedim.
"Kalbinde saklasana bu gece beni. Orada uyuyayım."
"Olur güzelim."
"Bana iyi geliyorsun."
"Sen de."
Normal kafada bu söylediklerime karşılık vermezdi. Soğuk biriydi ama içtiğinde içinden,özündeki sevdiğim adam çıkıyordu. Gurur yapan veya egoist kişilik bir anda yok oluyordu.
"Balık uykun gelmedi mi hala ?"
"Pek gelmedi. Neden sordun ? Benimle konuşmak iyi gelmiyor mu yoksa kedicik ?"
"En iyi ilacım seninle konuşmak. Ama birlikte uyusak daha iyi olacak. Hiç uyumuyoruz. Hastalanacağız sen de ben de."
"İkimiz de hastalanırsak bize bakan biri kalmaz değil mi ?"
Kahkaha attım.
"Evet."
Derin bir nefes alıp gülümsedim. Sonra gözlerimi bir süre kapattım. İçmiş bir balık varken yanımda uyumam mümkün değildi sanırım. Gözlerimi açtım,gülümsedik birbirimize.
"Yoksa sen hasta mı oldun ? Uyuyorsun hep."
"Hayır hasta olmam ben. Bana iyi bakıyorsun."
"Dur dur senin ellerin de çok sıcaktı."
Elini alnıma koyarak ateşime baktı. Sonra alnımdan öptü.
"Var mı ateşim ?"
"Yok. Sana iyi bakıyormuşum. Ellerin niye böyle sıcak ?"
"Utançtan ellerim terledi diyemem herhalde."
"Utanma." konuyu değiştirip "Hadi uyuyalım kediciğim" dedi.
"Birlikte mi ?"
"Birlikte tabi. Sarıl bana."
Gülmemek için zor dursam da gülümseyip sarıldım ona. Birlikte çok kez sarılarak uyusak da,ilkmiş gibi mutlu oldum. Uykuya dalarken saçlarımı öptü. Güldüm,lakin yanlışlıkla sesli güldüm. İkimizin de gözleri kapalıydı ama uyumuyorduk. Ben karşılıksız sevdiğim adama sarılarak uyuduğum için mutlu,o da kafası güzel olduğu için ne yaptığını bilmez davranıyordu. Belki içince gerçekleri söylüyor,belki de o anlık iyi tarafına denk geliyordum.
"Niye güldün ?"
Gözlerimi açtım.
"Sevdiğim insan saçlarımı öpüyor. Ağlasa mıydım ?"
O da gözlerini açtı.
"Yok tamam ağlama. Sen hep gül kediciğim."
"Birlikte gülelim. Sen çok hoş gülüyorsun balık. Gülüşüne ihtiyacım var."
"Yeter ki iste."
Parmağımı kavrayıp gamzesine dokundurdu.
"Seni seviyorum."
Saçlarımı öperek
"Ben de." dedi.
Nadiren karşılık verirdi bu cümleye. Hep sarhoş olsa da böyle konuşsa...
Kalp atışlarını duyarken heyecanlanıyordum. Bu derin sevgimi ona anlatamıyordum.
"Balık. Seni ne kadar çok sevdiğimi hiç anlayamayacaksın. Buna üzülüyorum."
"Üzülme sen. Üzüleceksen anlarım ama yeter ki üzülme."
"Bu kadar çok işte." deyip kollarımı açtım.
"Kolların kopacak." güldü.
"Kopsun."
"Koparsa bana sarılamazsın ama." çocuk gibi konuştu.
"Kollarım olması şart değil. Mesafeler de önemli değil. Uzaktan da olsa ben sana sarılırım,sen hissedersin zaten."
"Hissettim." diyerek tekrardan sarıldı. Kokusu... Çok güzeldi be.
"Kokun çok güzel. Doyamıyorum."
"Gece boyu kokumla uyuyacaksın."
"Sarılarak uyuyacaktık. Hem de sabaha kadar sarılacağım sana." heyecanla güldüm.
"Evet kediciğim. Sarılarak uyuyalım hadi."
Sarılıp gözlerimi kapattım. Ne güzeldi onu sevmek. Anlatılmaz bir histi.
"Uyumadan önce son bir şey..."
"Söyle."
"Seni çok seviyorum."
"Güzel seviyorsun."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL'IK-2
RandomBAL'IK kitabının 2. kitabıdır. Ayağa kalktık. Uzun zamandır söylemek istediğim şeyi söylemek için bu günü bekliyordum. Söyleyecektim artık. "Balık."dedim. "Efendim ?" "Galiba sana aşık oluyorum." Şaşırdı. Sonra yine gülümsedi,gamzesi ortaya çıktı...