Artık tehlikeli bir durum kalmayıncaya kadar hastanede kaldık. Alışkın olduğumuz bir durumdu zaten. Önemli olan tek bir şey kalmıştı. Bizi kimin vurduğunu öğrenecektik...
Özel bir ekiple parka gidip yakınlardaki yerlerin kamera kayıtlarına baktırdık. 2 ayrı kişi vardı. Neyse ki maskeleri yoktu ve kim olduklarını daha kolay anlayacaklardı.
Polislerle beraber karakola gittik. İfade verdik ve bizi vuran iki kişiyi bulacaklarını söylediler. Biz de hastaneden ayrılmanın sevinciyle soluğu sahilde aldık.
Yine son bir yılı aşkın süredir sürekli oturduğumuz banka oturduk. Sonra bir köpek geçti yanımızdan. Geldiğimizden beri tek kelime etmediğimiz gibi köpeği izledik.
Düşünüyordum da sanki iki kere beraber ölümden dönmüştük,yine de beni bırakmamıştı. Bu beni çok sevindiriyordu tabii.
Yaşananlar çok kötüydü ama yanımda o vardı. Yanımda olmasa da,kalbinde yerim olmasa bile kalbimde hep duruyordu ya,o yeter...
Sessizliği bozan o oldu.
"Şimdi nasılsın?"
Belki 4 yıldır sormazdı nasıl olduğumu.
"Umrunda olur muydu ?"
"Oluryormuş demek ki."
"Sen yanımdayken iyiyim merak etme."
"İyiysen iyi."
"Peki."Yine uzun süre sessizlik oldu. Kafamı yukarı kaldırıp gökyüzüne baktım. Daha sonra kulaklıkla müzik dinledim. Bu kez sessizliği ben bozdum.
"Polislerin yanında bir adam benimle özel olarak konuştu haberin olsun."
"Ne dedi ?"
"Boşver. İleride bir şeyler olursa şaşırma."
"Ne gibi şeyler ? Açık açık söylesene."
"Kötü şeyler olabilir. Ama senin önemli değil zaten."
"Önemli."Başka tarafa bakıp bir şey demedim. O da benim omzuma yattı. Bunu da özlemiştim. Ama en yakınımdayken de en çok onu özlüyordum. Ben de saçlarını karıştırdım. Sonra da,belki bir daha yapamam diye yanaklarını sıktım.
Belki gerçekten kötü şeyler olabilirdi. Bizi vuran kişileri öğrenmiştim. Onun haberi yoktu. Söyleyip söylememek arasında gidip geldim. Ama şimdilik ayrıntıları bilmemesi iyi olacaktı. Üzülmesini istemezdim. Yine de dayanamayıp söyledim.
"Bizi vuranları biliyorum."
"Kimler ? Neden söylemedin ?"
"Söylüyorum işte. Bizi vuranlar üvey annemin adamlarıymış."
"Şimdi mi söylenir bu ?"Ağzına geleni söyledi. Sinirlenmişti ve gerçekten komikti. Güldüm.
"Gülme ya. Haksız mıyım......."
Yine baya bi saydırdı. Ben gülmeye devam ettim. Sonra
"Kalk gidiyoruz." dedi.
"Nereye ?"
"Adamları şikayet edeceğiz. Gerekirse mahkemede görüşürüz."
"Bu kadar abartma."
"Abartırım. Sarılmamızı engellediler ya."
Güldüm."Komiksin balık."
"Komik ve haklıyım."
"Peki."
"Peki demeyi bırak da gidelim hadi kedicik."
"Tamam."Oturduğumuz yerden kalktık. Yeniden karakola gittik. Bizi vuran adamları bana söyleyen adam ve polisler yine oradaydı. Yanlarına gittiğimizde konuşmak için ağzımı açmıştım ki balık araya girdi.
"O adamları şikayet etmek istiyoruz."
N'oluyor dercesine bir bakış attım. Komikti.
Gerekli işlemleri yapıp evrakları hazırladılar. Bir hafta sonrasına mahkeme için gelecektik. Onlar da hallolduktan sonra benim aklıma bir şey geldi.
"Yine lunaparka gidelim mi ?"
"Gidelim."
"Peki."Karakoldan çıkıp önce bir yerde oturduk. Güneşin batışını izledik beraber. Güzeldi.
Hep güzeldi diyorum farkındayım. Ama gerçekten... ne biliyim onun yanındayken her şey anlatılamayacak kadar güzelleşiyor. Bazen de her şey silikleşiyor kafamın içinde. Tek o kalıyor. Sadece o... Ve fazlasıyla seviyorum onu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL'IK-2
RandomBAL'IK kitabının 2. kitabıdır. Ayağa kalktık. Uzun zamandır söylemek istediğim şeyi söylemek için bu günü bekliyordum. Söyleyecektim artık. "Balık."dedim. "Efendim ?" "Galiba sana aşık oluyorum." Şaşırdı. Sonra yine gülümsedi,gamzesi ortaya çıktı...