TEGANKimdi bu Tegan? Neyin nesiydi? Yoksa kızlar tuvaletindeki bedensiz varlık o muydu? Beatrice'e saldıran ve Tom'a devamlı telekinezi yapıp duran? Eğer tüm bunların cevabı bu isimde saklıysa o gerçekten kimdi?
Nabzım yükseliyordu. Deli gibi atan kalbimi gırtlağımda hissediyordum neredeyse. Başımı çevirip baktığımda kapı sertçe kapandı. Işıklar titremeye başladı ve bana doğru yaklaşan sisten oluşma bir silüet gördüm. O şey bana yaklaştıkça gözümün önü kararıyordu. Bayılıyordum galiba...
Tom'dan
Son bir denetleme yapmak için koridora çıkmıştım. Aynı yol üzerinde devamlı volta atıyordum. Kimseler yoktu. Herkesin uyumaya çekildiğini gördüğümde bende odama çıkmaya yeltendim. Ancak. Ah! Lanet olsun yine o ses!
GİT! ORAYA GİT!
SIRLAR ODASI VARİSİNİ BEKLİYOR
ODAYI AÇ! EMANETİ SAL!
Tanrım kahretsin daha odanın yerini bile bilmiyordum! Nasıl açacaktım? Neye güvenerek? Kafamın içindeki bu lanet olası sese mi?
Bugüne kadar kimseye yalvarmamıştım ama bu yere batasıca sese yalvarmak zorundaydım. Beni rahat bırakması için herşeyimi verirdim
Ellerimi şakaklarıma götürdüm
"Ne istiyorsun benden?" Diye homurdandım
DEDİĞİMİ YAP TOM. ARADIĞINI BULACAKSIN!
Jona'dan
Sabah kendimi yatağımda buldum. Kim getirmişti beni buraya? En son tuvalette olduğumu hatırlıyordum. Bedensiz varlığın kimliğini tespit etmiştim. Onun kim olduğunu da bulmayı iyice kafaya koymuştum.
Kalkar kalkmaz okul formamı giyip cübbemi üzerime geçirdim. Kahvaltıdan sonraki ilk derste Tom'la konuşmalıydım. Tabi konuşabilirsem. Yanına yaklaştığın saniyede iki eliyle çarpıp göndermesi bir oluyordu. Neye uğradığını şaşırıyordun.
Büyük Salon'a inip Gryffindor masasına yürüdüm. Gözlerim Curtis'i aradı. Hayret ettim. Devamsızlık yapmak onun yanından bile geçemezdi. Hasta bile olsa geçerli mazeret olarak görmezdi. Şimdi nerdeydi?
İkimizin her zaman oturduğu yere bu sefer tek başıma oturdum. Önümde duran kızarmış ekmeklerden tabağıma aldım. Curtis'in benim dışımda takıldığı bir arkadaşı vardı. Michelle. Belki haberi vardır diye ona sordum
"Michelle?"
"Evet?"
"Curtis nerede?"
"Hastane kanadında"
Şok geçirmiştim. Bir vaka daha mı?
"Ne! Nasıl yani? Neden?"
"Şok geçirdiği söyleniyor. Bayılmış"
"Ah Merlin! Nasıl olmuş?"
"Hayalet gördüğü söyleniyor. Gece yarısına kadar kütüphanede çalışmış. Karşılaşmış olduğu hayalet de hiç dost canlısı gibi görünmüyormuş"
Kafam karışmıştı. Bedensiz varlık kendini göstermiş miydi şimdi? Ona bakılırsa şu an revirdeki Curtis değil de ben olmalıydım. En son bayıldığımı hatırlıyorum. Yani öyle düşünüyorum.
Kahvaltımı bitirip Curtis'in yanına hastane kanadına gittim. Yataktan iniyordu.
"Curtis!" Dedim yanına koşup kolundan tutarak
"İyi misin? Neler oldu hemen anlat"
"Ne mi oldu? Sen daha iyi bilirsin"
"Curtis ne diyorsun?"
"Gecenin yarısı kütüphanede ne işin vardı?"
Dediklerinden gram bir şey anlamıyordum. Ben lavaboda baygın haldeydim.
"B-Ben mi? Yok artık. Ben uyuyordum. Aynı anda iki yerde birden olamam ki"
"Ah Jona bırak hikaye anlatmayı. Gördüm diyorum"
Ne korktuğuna dair bir belirti vardı ne de şok geçirdiğine? Hayalet görmüş olduğu söylentisi de yalan mıydı yoksa?
Gözlerimi devirdim
"Senin hayalet gördüğünü söylüyorlar. Bu doğru mu?"
"Öff! Saçmalamışlar. Hayalet falan görmedim ben"
"O zaman burada ne işin var!"
"Beatrice'i görmeye geldim"
"Hey!" Diye bir ses duyuldu yükselen seslerimizin ortasına. İkimiz de sesin geldiği yöne doğru baktık.
Madam Kelly kaşlarını çatmış rahatsız olmuş bir tavırla bize bakıyordu
"Burası bağırışmak için hiçte uygun bir yer değil! Kavganızı dışarıda edin. Hastalar rahatsız oluyor!"
"Özür dileriz Madam Kelly" dedim boynumu eğerek
"Sen! Bayan Wade"
"Evet efendim?"
"Dün gece burada gördüm seni"
"Nasıl? Nasıl yani? Madam ben o gece..."
"Dakikalarca hareket etmeden Beatrice'in başında bekledin. En az beş kez gitmen için uyardım."
İki kişi de beni gördüğünü iddia ediyordu. Aksini nasıl ispat edebilirdim
"Madam emin misiniz? Dün gece Curtis buraya şok geçirdiği için getirilmedi mi?"
"Hayır. Öyle bir şey olmadı"
Kafayı yiyecektim. Neler dönüyordu? Görenler mi uyduruyordu bunları? Yoksa ben mi deliriyordum
"Madam bakın ben dün gece..."
"Doğru söylüyor!" Dedi arkadan gelen bir ses
Sesin geldiği yöne doğru başımızı çevirdiğimizde Tom olduğunu gördük. Havalı ve endamlı yürüyüşüyle yanımıza yaklaştı
"Ben gördüm. Dün gece denetlemedeydim. Bayan Wade'i kızlar tuvaletinde baygın yatarken buldum. Onu yatağına ben götürdüm ve hemen ardından kütüphaneden gelen bir çığlık sesi duydum. Bay Fraley korkup köşeye sinmişti. Ardından bayıldı. Onu buraya ben getirdim. Hatırlamıyor musunuz? Onu getiren bendim Madam"
Herkes ayrı bir şey söylüyordu. Bu nasıl bir döngüydü böyle? Kısır bir döngünün içinde debelenip duruyorduk. İşin garip tarafı neden olanları sadece Tom'la ben hatırlıyorduk?
![](https://img.wattpad.com/cover/132244787-288-k235608.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tom Riddle Kötücül İkiz
FanfictionTom değildi bütün bunları yapan, oydu. Tom değildi Sırlar Odası'nı açan, Tom değildi katil olan, Tom değildi 7 hortkuluğu yapan, Tom değildi Potter'ları öldüren. Oydu. O... Tom'un kayıp ve kötücül ikizi. Yıllar önce karanlığın dibine gömülmüş sır aç...