Eylül ayı idi. Hogwarts Ekspresi'ndeydik. Her sene olduğu gibi bu sene de Curtis'le aynı kompartımanı paylaşıyorduk. Eksprese binmeden önce Diagon Yolu'ndan alışveriş yapmıştık. Mr. Olivanders'tan aldığımız yeni asaları birbirimize gönderiyorduk. Benim asam unicorn kılından yapılmış rahat ve kullanışlı bir asaydı. Bunu bütün yıl kullanacağımdan dolayı şimdiden bilek alıştırması yapıyordum. Asamı sıkıca tutmuş saatlerdir bileğimle daireler çiziyordum''Jona sence de elin alışmadı mı artık?'' dedi Curtis ciddi ciddi
''Hayır. Bu hassas bir asa. Dikkatli kullanılması gerek''
''Aman iyiki bir unicorn kılından yapılma asa aldın.''
''Napayım Curtis? İlk kez böyle bir asam oldu. Hem sen onun ne kadar tutarlı büyüler yaptığını biliyor musun?''
Curtis iç çekip karşımda kollarını bağlayarak arkasına yaslandı
''Bilmiyorum. Anlatın da bilelim Bayan çok bilmiş'' dedi beni makaraya alarak
''Pekala Bay sevimsiz ve hoşnutsuz. Unicorn kılı genellikle en tutarlı sihri üretir. Ürettiği sihir dalgalanmalara ve tutukluk yapma durumlarına en az maruz kalan sihir türüdür. Özü unicorn kılından olan asalar genel olarak karanlık sanatlara çevrilmesi en zor olan asalardır. Ayrıca bu asalar bütün asalar arasında en sadık olanlardır. Yetenekli bir cadı ya da büyücü olup olmaması fark etmeksizin genellikle ilk sahiplerine karşı güçlü bir bağlılık gösterirler. Unicorn kılının küçük dezavantajları vardır. Bunlardan biri bu tarz asalar çok güçlü asalar değildir - tabi yapıldığı ağacın türü bunu telafi edebilir - Bir diğer dezavantajları ise yanlış kullanım sonucunda bunalıma girmeye meyillidirler ve unicorn kılı "ölebilir". Sonuç olarak öz olarak kullanılan kılın değiştirilmesi gerekebilir.''
Curtis bilgilerini benimle yarıştırmaya kalktığında her defasında ondan daha çok şey bildiğimi ispatlamamdan yeterince usanmış görünüyordu.
''Vay vay vay. Yok yok boşver. Bana sorarsan sen okuma Jona. Bu sene gitme hatta mezun edelim seni'' dedi bozulmuşcasına
''Abartma Curtis. Daha üç senem var. Hem daha birlikte yapacağımız çok şey var'' dedim elimi dizine koyarak
Curtis yan tarafa dikmiş olduğu mavi gözlerini bana çevirdi. Hafif bir gülümseme yayıldı dudaklarına
''Öyle mi dersin''
''E yani. Kaç senelik arkadaşımsın benim''
Şakasına omzuma yumruk vurdu
''Sen varya... az fena değilsin Jona. Yemin ederim senden korkulur''
''Abartma'' dedim a'yı uzatarak ve bir yandan da gülerek
Tam o esnada bizim kompartımanın camından biri geçti. Siyah cübbesi adeta bir gölge gidi geçip gitti oradan. Onun kim olduğunu fark etmiştim. Tom'du. Zaten trene binerken de görmüştüm. Bizim kompartımanın hemen yanına yerleşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tom Riddle Kötücül İkiz
FanfictionTom değildi bütün bunları yapan, oydu. Tom değildi Sırlar Odası'nı açan, Tom değildi katil olan, Tom değildi 7 hortkuluğu yapan, Tom değildi Potter'ları öldüren. Oydu. O... Tom'un kayıp ve kötücül ikizi. Yıllar önce karanlığın dibine gömülmüş sır aç...