Tom Riddle Kötücül İkiz

Chapter 19

Curtis'den 

             Dersten sonra her yerde Jona'yı aramaya başladım. Tom'Un onu herkesin içinde yerin dibine batırmasından sonra kaçacak yer aramakta haklıydı zavallı. 

Altına bakmadığım taş kalmadı derken Tom'un kucağında birini revire götürdüğünü gördüm ve arkasından gittim. Yatağa baktığımda Jona olduğunu gördüm. Sırılsıklamdı ve tir tir titriyordu. Bir taraftan da şalterim atmıştı yine. Bir saat önce kızı sınıfın ortasında rezil etti şimdi yaptığı şeye bak. Çift karakterli bu çocuk. Yemin ederim kimdir nedir çözemedim.

Madam Kelly Jona'nın üzerine eğilmişken bende Tom'un cübbesini çekiştirdim

Ne var demek isteyip de dilini tutmuşcasına baktı mavi gözlerimin içine 

''Neler oluyor Tom? Jona'ya ne oldu!'' dedim sesimi yükselterek

''Göle düştü'' diye kestirip attı

''Senin orada ne işin vardı?'' dedim tepkili bir ses tonuyla kaşlarımı çatarak

''Sana ne!''

''Ya senin derdin ne? Bir saat önce kızı rezil ediyorsun ve sonra da peşinden gidiyorsun. Ne yapmaya çalışıyorsun söyler misin?'' 

''Seni ilgilendirmeyeceğini kaç kez söyleyeceğim!''

Bağırışmalarımızdan rahatsız olan Madam Kelly tepkisini koydu

''İkiniz de susar mısınız? Burada hastalar var ne bağırışıyorsunuz?''

''Özür dileriz'' dedim başımı öne eğerek 

''Nesi var Madam?'' diye sordum ardı sıra

Madam içini çekti

''Ciddi bir şey yok. Buz tutmuş gölün dibini boylayınca hipotermiye girmiş. Bilinci kapalı. Bir saate kendine gelir. Sizde başında fazla dikilmezseniz iyi edersiniz''

Madam ilaç odasına giderken onu durdurdum. Jona'nın yattığı yatağın hemen yanında Beatrice yatıyordu. Haftalardır uyanmamıştı

''Peki ya Beatrice? Ona ne oldu?''

Madam Kelly durumun umutsuz olduğunu anlatmak istercesine içlenmişti

''Maalesef ki umut göremiyorum. Başını çok sert çarpmış. İki haftadır komada. Ne zaman uyanır bilemeyiz'' 

İçim burkulmuştu. Jona benim kardeşimdi. Beatrice de ablam sayılırdı. Başımıza ne geldiyse Tegan cadısı yüzünden gelmişti ve Tom'un ikizi olması gerçeğinin bedellerini biz ödüyorduk. 

          Tom hala olduğu yerde dikiliyordu. Göz kapakları bile hareket etmiyordu neredeyse. Jona'nın başına oturup parmaklarımı sırılsıklam sarı saçlarıyla buluşturdum. Yüzü mosmor kesilmişti ve hala titriyordu. Kesik kesik inlemelerini duyuyordum. Öfke ve endişeyle karışık bir nefes verdim

''Tam olarak ne oldu Tom? Anlat!'' dedim ciddileşerek

Elini koyu kestane saçlarına götürdü. 

''Anlattım ya Curtis. Buzun üstünde yürümemesini söyledim ama dinlemedi. Sonra da düştü''

Kaşlarımın ucunu kaldırıp dudaklarımı hafif gülümser gibi yaparak başımı salladım

''Ben onu demiyorum Tom. Ne diye arkasından gittin onu soruyorum''

''Bende seni ilgilendirmez diyorum''