What's Up? 5 ✓

27. Bölüm (Sehun)

Salona girdiğimde Sehun, Suho, Jongdae ve Minseok'la karşılaştım. Beni o çağırdığına göre dördünden biri olmalıydı.

"Yalnızca dördünüz mü buradasınız?"

"Kimi görmeyi bekliyordun?"

Sehun'un sorusunu duymamış gibi yapıp koltuğa yerleştim. Minseok kolumdan çekiştirince oturmamla kalkmam bir oldu. Mutfağa girip telaşla kapıyı kapattı.

"Jongin içerde bir şeyler oluyor."

"Ne gibi?"

"O üçü bir şeyler çeviriyorlar. Suho ve Chen aralarında konuşurlarken sen geldin. Sonra Sehun onları susturdu."

"Bir şey sakladıklarını mı düşünüyorsun?"

"Evet.. Çünkü benim de duymamam için uğraştılar."

"Gerçekten hiçbir şey bilmiyorsun değil mi?"

"Nasıl yani? Senin bildiğin bir şeyler mi var?"

"Bana sürekli birinden mesaj geliyor. Gruptan biri yapıyor bunu. Bana aşık olduğunu ve gizli kalmak istediğini söylüyor. Bunu gruptan üç kişi biliyormuş ve senin onlardan biri olmadığını söyledi."

"Sen ciddi misin?"

"Maalesef.."

"Peki ne konuşuyorsunuz?"

"Beni kıskanıyor. Aramızda kötü kalpli biri yok. Yani iyi olduğuna şüphem yok. Ama yalnızca kıskanç biri olması beni sevdiğini göstermez."

"Her kim olursa olsun ona şans verecek misin?"

"Emin değilim.."

"Buna gerçekten şaşırdım. Kimin yaptığını tahmin etmek güç. Gerçi benim aklımdan bir isim geçiyor ama.."

"Söyle lütfen. Onu bulup yüz yüze konuşmam gerek."

"Doğru olur mu?"

"Olur, lütfen.."

"Sehun.."

"Ne? Biz kardeş gibiyiz.."

"Sürekli sana bakıyor. Hep bir bahaneyle yanına geliyor. Sahnede de birlikte çok vakit geçiriyorsunuz."

"Bu sırrı sana söylemem doğru mu bilmiyorum ama bu imkansız. O başkasına aşık."

"Kime?"

"Chanyeol.."

"Tanrım! Hedef şaşırtıyor olamaz mı?"

"Belki mesaj atan Chanyeol olabilir. Onu fark etmen için bir oyun olabilir. Ya da Sehun hem dikkatini çekmek hem de dertleşirken yakınlaşmak için bu yalanı söylemiş olabilir. Belki de Baekhyun olabilir."

"Kafam karıştı.."

"Yani demem o ki, Sehun Chanyeol'e karşı hisleri olduğunu söyleyerek sana daha yakın olmaya çalışmış olabilir. Yani bu şekilde aşk hayatını konuşarak kim olduğunu bildiğini belli etmiş."

"Anlamıyorum.."

"Şuan kendimden bile şüphe ettim Jongin. Ben olamam değil mi?"

Ufak bir kahkaha atıp ona sarıldım. En azından güvenebileceğim biri vardı.

"Şimdi ben odama gidiyorum. Beni az önce salona o çağırmıştı. Bakalım bu kez ne yapacak."

"Kendini kaptırma Jongin. Kim olduğuna emin olmadan kalbini açma."

"Kimse üzülmeyecek. Söz veriyorum."

Tekrar kucaklaşıp ayrıldık. Kendimi yatağa bıraktım. Tam da beklediğim gibi mesaj geldi. Onu çabuk yakalayacağıma artık emindim.