Kaldığım özel odanın kapısı açıldığında içeri sekiz tanıdık yüz girdi.
"Yixing! Sen de mi geldin!!!"
"Onu görünce bizi unuttu görüyor musunuz?"
Sehun göz devirip ayakucuma oturdu. Aniden bir sinir bozukluğu yaşadım ve kahkaha atmaya başladım.
"Bu daha zekiceydi!"
Kahkaha atmaya devam edince Minseok sordu.
"Zekice olan ne?"
"Üstüne alınması gereken kişi kendini biliyor."
Hepsi gülüp etrafıma doluştular.
"Ne zaman iyileşeceksin~"
"Bilmiyorum Xingie~"
"Odasına gittiğimde başkan birilerini azarlıyordu. Platformu aşağıda unutan kişiyi kovacaklarmış."
"Üzüldüm.."
"Üzülme! Ya daha kötü bir şey olsaydı?!"
"Yine de küçük bir ihmal bir insanın hayatına mal olacak.."
"İstersen senin için buna engel olmaya çalışabilirim."
"Yapar mısın gerçekten?"
"Yaparım tabi ki!"
Yixing bana sıkıca sarıldığında Sehun, Suho ve Chen'e baktı.
"Bu gece burada kalmamı ister misin?"
"Solo konserin yok mu? Dinlenmelisin~"
"Sizlerle vakit geçirmeyi özledim Jongin. Yoğun olduğum için eskisi kadar sık yapamıyoruz.."
"Yah! Asma suratını lütfen. Biz az görüşsek de kardeşiz ve her zaman biriz!"
Tekrar sarıldığında Sehun dışarı çıktı. Onun peşinden Suho ve Chen de gitti. Acaba Minseok haklı mıydı? Mesaj atan kişi Sehun olabilir miydi?
Yarım saat sonra yiyecek bir şeylerle odaya girdiler. Sehun özenle kucağıma yerleştirip gülümsedi.
"Acıkmış olmalısın."
"Teşekkürler."
Tuhaf bakışmamızı bir kez daha Yixing böldü.
"Ben yedireyim mi?"
"Hadi ama Yixing, onun yalnızca ayak bileği incindi."
"Susar mısın Sehun!"
Homurdanıp kendi yiyecekleriyle koltuğa oturdu. O sırada Minseok yatağa yaklaşıp eğildi ve yastığı düzeltme bahanesiyle fısıldadı.
"Bence bilerek yapıyor. Kim olduğunu anlamaman için. Sakın ona inanma."
Kafamı bir kez daha karıştırıp o da yemek yemeye başladı. Herkes atıştırırken doktor son kontrollerini yapıp, kalacağımı otele gönderdi.
Ertesi gün sahnede grubuma oturarak eşlik ettim. Neyse ki konser biter bitmez yola çıktık. Evimize döndüğümüzde Chen ve Chanyeol beni odama götürdüler. Onlar gidince Sehun yanıma geldi.
"Biraz konulabilir miyiz? Uyuyacak mısın?"
"Gelebilirsin."
Yatağa oturup gülümsedi.
"Tahmin ettiğin konuyu konuşacağım."
"Sehun.. Bu durum beni gerçekten çok sıktı artık."
"Biliyorum.."
"O zaman neden bunu yaşıyorum?"
"Jongin o korkuyor."
"Benden mi?""
"Karşılığı olmayan bir şey onu üzüyor. Senin karşına çıkmadan önce kalbini kazanmak istiyor."
"Bunları bana neden sen anlatıyorsun?"
"Çünkü başından beri ben onun yanındayım. Ben nasıl Chanyeol'e aşıksam biri de sana aşık. Onu çok iyi anlıyorum Jongin."
"Yani birbirinizin sırlarını saklıyorsunuz.."
"Evet.."
"Peki ya Luhan?"
"Jongin.."
"Ondan ayrıldığında kötü şeyler yaşadın. Ben de yıllardır hayatımda tek olan birinden ayrıldım. Kalbimin hemen değişmesini bekliyor. Bu çok zor.."
"Haklısın.. Bak, ben Luhan'dan sonra çok zor toparlandım ve birine kalbimi çok zor açtım. Ama anladım ki o hayatını yaşarken benim yaptığım şey kendi hayatımı mahvetmek."
"Sehun biliyorsun o haberler gerçek değil. Kızın reklama ihtiyacı olduğu içindi.. Benim yaşadığım şey gibi.."
"Biliyorum ama Luhan yaptığı reklamdan şikayetçi değil. Ayrıca yürütemiyorduk. Her neyse.."
"Hala üzülüyor musun?"
"Artık hayır. Mutlu olmak için çabalaman gerek Jongin. Öyle ya da böyle o devam ediyor. Lütfen kalbini kapatma hm?"
Şefkatle sarılıp bir süre öyle kaldı. Sonra uzaklaşıp gözlerime baktı. Bakışları tuhaf hissettiriyordu. Sanki bir şey anlatmak ister gibiydi ve bundan rahatsız oluyordum.
Odamdan çıktığında ilaçlarımı içip yorganın altına girdim. Mutlu olma meselesini düşünüp hayatıma devam edecektim. Geleceğimi düşünüp gülümseyerek kendimi uykunun kollarına bıraktım. Artık gerçekten yaşamalıydım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What's Up? 5 ✓
FanficJongin ve (ilerleyen bölümlerde öğreneceğiniz) sürpriz erkeği :) //NOT: Diğer sezonlardan bağımsızdır.//