ROTA: MOON LABS

32 5 20
                                    

Steve, Belinda'yı içerideki oturma yerlerinin üstüne bıraktı ve kendi de yanına oturdu. Gözlerini kaçırarak Belinda'ya bakıyordu. Jackson gelip yanına oturdu.
Tianqi ile beraber tam karşılarında oturuyorduk. Aramızda yaklaşık bir buçuk metre mesafe vardı. 
Ashley uçağı çalıştırmayı başarmıştı ve kalkışa geçiyorduk. Tianqi kolyesine bastırıyordu.
"Tianqi"
"Efendim Aylin."
"Sana bir şey soracağım ama bana karşı dürüst ol."
"Tamam." dedi şüpheli bir şekilde.
"Sürekli kolyene bastırıyorsun ve seni hiçbir zaman kolyen olmadan görmedim. Kolyende kamera falan mı var?"
Derin bir nefes aldı,
"Bir gün bunu birinin anlayacağını biliyordum. Evet,kamera var ama sadece kamera değil, ses kayıt cihazı da var."
Kaşlarımı kaldırmıştım, gözlerimin büyüdüğünü hissediyordum.
"Vay be teknoloji ne kadar gelişmiş."
Tianqi devam etti:
"Bu okula geldiğimden beri fotoğraflar çekiyorum. Birçok ipucu elde ettim."
"Ve bunu bize söylemeye niyetin yoktu."
"Söyleyecektim. Sadece uygun zamanı bekliyordum." dedikten sonra kalktı ve Ashley'nin yanına gitti. Ben de arkama yaslandım ve tavanı izlemeye başladım. Jackson ve Steve kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Belinda yavaş yavaş gözlerini açmaya başlamıştı ama bunu fark etmiyorlardı.
"Seni Tianqi ile gördüm dostum. Aranızda bir şeyler mi var?" diye sordu Jackson.
Steve'in yanıtı gecikmedi:
"Şey, aslında tam olarak bir şey yok ama son günlerde hissettiğim duygular ondan hoşlandığımı söylüyor."
Steve bunları derken Belinda uyanmıştı, gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü görmüştüm ama akıllı kız uyandığını ve bunları duyduğunu belli etmemek için tekrardan gözlerini kapadı. Jackson konuşmaya devam etti:
"Ne diyeyim Steve, ben sizi her zaman Belinda ile hayal etmiştim. Yani ne bileyim. Belinda ve sen, ikiniz yakındınız. Hatta bana kalırsa Belinda senden hoşlanıyordu."
"Evet, Belinda benim için çok değerli biri ama o benim arkadaşım ve sonuna kadar da öyle olacak. Tianqi ise farklı , o, o, onu anlatamam ki Jacks, çok masum ve mükemmel biri." demişti Steve.
Belinda gözlerini sımsıkı kapamıştı. Hissettiği acıyı görebiliyordum. Birkaç dakika sessizlik oldu ve Belinda yattığı yerden doğruldu. Hemen yanına gittim.
"İyi misin Belbel? Bizi çok korkuttun."
"İyiyim Aylin."
İyiyim... Ne demekti ki? Tüm o, kötüyüm, iyi hissetmiyorum, canım yanıyor, üzgünüm vb. kelimelerin kaçamak bir cevap vermek amacıyla bir kelimeye sığdırılmış hali değil miydi?
      Aslında cevabını bildiğim bir soru sormuştum. Nasıl olabilirdi ki? Ölümden döndü ve hoşlandığı kişinin aslında başkasından hoşlandığını öğrendi.
Jackson güler bir yüzle:
"Korkuttun bizi Belinda! Bir de babanın Antonio olduğunu nasıl bize söylemezsin?"
"Kimse bilmiyordu ve açıkçası saklamayı ben istedim. Okuldaki herkesin Antonio'nun kızı uçmayı beceremiyor, demesini istemezdim." dedi Belinda.
"Hadi ama kimse böyle düşünmezdi." diyen Jackson'ın lafını Steve kesti.
"Aslında düşünürdü."
Steve Belinda'ya geçmiş olsun bile dememişti. Belli ki kendinden uzak tutmaya çalışıyordu ve Belinda'nın Steve'i bir kaşık suda boğmak istediğini anlamak için Ashley'nin güçlerine sahip olmaya gerek yoktu.

      İnişe geçtiğimizi fark ettim. Sıkıca oturduğum koltuğa tutundum. Nihayet iniş yaptığımızda Ashley ve Johnny ön taraftan geldi. Arkalarında Tianqi vardı. Johnny esprili kişiliğiyle:
"Yardımcı pilot konuşuyor: Ashley Hava Yollarıyla uçtuğunuz için teşekkür ederiz. Başka bir uçuşta görüşmek üzere." Hepimiz gülüyorduk. Ashley konuşmaya başladı:
"Antonio'nun verdiği adrese göre bu gece burada kalacağız. Zaten sabah olmak üzere. Bugün burada kalalım yarın gece çıkıp Moon Labs'e gideriz." Herkes planı onaylamıştı. Bir yerlere kıvrılıp uyuduk. Gözlerimi ilk açtığımda sabah olmuştu ama herkes uyuyordu. Kendimi açıp kalkmaya çalışıyordum ama başaramıyordum, tekrar uyuyakalmıştım. Johnny'nin dürtmesiyle gerçek anlamda uyandım.

"Aylin, Aylin, uyan artık uykucu. Uyan sana balon alacağım."

Balon dediği anda gözlerimi açtım.

ÖZGÜR KAHRAMAN | #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin