1 Dayanılmaz...

640 53 5
                                    

-Jiyong'un piyano dersi bitti mi?

-Hayır efendim. Ama bitmek üzeredir.

-İleri matematik hocası geldi mi? Dersten sonra hemen başlasınlar. Zaman kaybetmesinler.

-Peki efendim.

-Babası ayinden akşam geç gelecek Jiyong o zamana kadar bu günkü ezberini tamamlasın

-Peki Efendim. Bu arada Bay Kwon'un yeni şoförü buradalar efendim.

-Öyle mi? Peki sence benim bunun için zamanım var mı? Kuzey kilisesi yardım kampanyası davetli listesini bana getir.

-Bay Kwon özellikle sizin tanışmanızı istedi efendim.

Seungri bir elinde peluş pandası diğer elinde kitabıyla kapı aralığından kocaman sevimli gözleriyle, karşısındaki ölü beyazlığında cildi kırmızı rujlu uzun eyelienerlı, kısa saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmış olan kadını izliyordu. Melekler kadar güzeldi. Seungri bu düşünceyle güldü insan meleklerde olabilir miydi?.  Seungri karşısındaki kadının ne dediğini dinlemiyordu ama kadının hareketlerinden sinirli olduğunu çıkarabiliyordu. Bakışlarını kapının arkasındaki kadından çekip başında dikilen adama çevirdi. Babası anlında ki terleri takım elbisesinin koluna silerken yanındaki küçük bedenin ona baktığını fark etti. Kocaman gözleri öyle sevimliydi ki onun insan olduğuna inanası gelmiyordu. Adam eğilip saçlarına bir öpücük kondurdu ve güven verircesine gülümsedi. Biraz sonra içeri girdikleri anda onu kucağına alan abla gelip eliyle içeri geçmelerini işaret ederken Seungri'yi izliyordu. Bi çocuk bu kadar sevimli olabilir miydi? Hizmetli onları içeri aldıktan sonra içinden Hanımının Seungri konusunda sıkıntı çıkarmaması için dua etmeye başladı çünkü daha gördüğü ilk anda çocuğa bağlanmıştı. Öyle bir havası vardı. Etrafa merakla bakan iri gözleri, göz altlarındaki küçük sevimli halkalar küçücük ağzı, minik burnu, küçük elleriyle sıkı sıkıya kavradığı pandası ve kitabıyla kim onu sevmeye bilirdi ki ? İçeride ki buzlar kraliçesini bile erite bilirdi Seungri.

-Merhaba ben yeni şoförünüz Lee Yeon Jin.

Kadın adamın selamını umursamadan adamın arkasına saklanmış olan çocuğa baktı sadece tek gözünü çıkarmış kendisine bakıyordu.

-Çocuğunuz mu var?

-Evet efendim.

-Ve yatılı iş için buradasınız?

-Evet efendim.

-Sizce ne kadar uygun Bay Lee?

-Çok üzgünüm hanım efendi ama annesi bir kaç hafta önce ortadan kayboldu ve... Ve onu bırakacak kimsem yok. İşe de çok ihtiyacım var.Burada olmaya çok ihtiyacım var. Lütfen... Seungri çok uslu bir çocuktur gerçekten. Hiç sıkıntı çıkarmaz.

-Ben böyle bir şeyi iste-

Kapının bir anda açılması ile bakışlar kapıya döndü. Az önceki hizmetli kapıyı biraz sert bir şekilde açtığını fark ettiyse de bozuntuya vermeden hanımının önüne bir kaç adımda geldi.

-Efendim. Ben Seungri ile ilgilenirim. Bu yüzden onları kovmayın. Hem Bay Kwon şoförü konusunda çok seçicidir.

-Ne demek istiyorsun?

-İzin verin kalsınlar ben Seungri'nin sorumluluğunu alırım hem daha 4 yaşına yeni girmiş ne kadar sorun çıkarabilir? Evin içinde ben sahip çıkarım.

-Ama Jiyong'un bu evde bir düzeni var bir çocuğun bu eve girmesi? Kabul edilemez üzgü-

Seungri saklandığı yerden çıkıp kadının önüne ufak adımlarla geldi. Ne konuşulduğunu anlamasa da babasının endişesini anlamıştı. Kadına biraz daha yaklaştı. Kadın büyülenmiş gibi Seungri'yi izliyordu. Seungri elindeki pandasını yere bırakıp elini cebine soktu. Cebinden ucunda yuvarlak rengarenk bir taş olan yüzük çıkardı ve kadına biraz daha yaklaştı. Elini tutup minicik parmaklarında tuttuğu yüzüğü kadının yüzük parmağına yüzüğü geçirdi. Babası Seungri'yi izlerken yüzüğü nereden bulduğunu düşündü. Geçen akşamki otomattan olmalıydı.

Kadın bir Seungri'ye bir de yüzüğe baktı. İçindeki bir şeylerin kırılıp ezildiğini hissetti. Küçük çocuk sanki bu dünyadan değilmiş gibiydi.Duruşunu bozmak istemiyordu. Çocuk yüzüğü taktıktan sonra pandasını da alıp babasının arkasına geri döndü ama artık saklanmıyordu. Hizmetçi ise Seungri yüzünden burnunun kanamamasını umuyordu. Böyle bir sevimlilik olabilir miydi?
Kadın yüzüğe bakarken

-Belki deneyebiliriz. Bir ay deneyelim. Eğer Jiyong bundan etkilenirse işi bırakmak zorunda kalırsınız ama etkilenmezse işte kalıcı olursunuz.

Kadın hala yüzüğe bakıyordu.

Neden bu yüzük onu bu kadar mutlu etmişti? Ne ara yumuşak bir kadın olmuştu. Bilmiyordu. Ama bildiği tek şey bu çocukta normal olmayan bir şeyler vardı. O fazla, fazla dayanılmazdı...

Lucifer | Akuma | Nyongtory Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin