7り3

212 26 8
                                    

Seungri elindeki karanfil demeti ile bir süre daha mezarlığın büyük girişinin önünde mezarlığı izledi. Kravatını gevşetti dolan gözlerini gökyüzüne çevirdi. İki haftadır her gün mezarlığın önüne gelip ağlamadan içeri girip babasını görmek istiyordu ama iki haftadır ağlayarak kapıdan girmeye çalışıyordu. Babasının toprağın altında olduğuna hala inanamıyordu. Orada babasının yalnız olduğunu bildiği için geceleri de uyuyamıyordu. Babası orada belkide Seungri'yi bekliyordu. Ama söz vermişti. Ağlamadan gidecekti babasının yanına...

***
Seungri yoğun bakım odasına girmeden önce gözyaşlarını sildi. İleri de ağlayan hizmetli nunalarına baktı. Hepsi yıkılmış görünüyordu. Özellikle de Jaehyun nunası çok kötü gözüküyordu. Seungri onlarla arasına giren Jiyong ile bakışlarını Jiyong'un gözlerine kaldırdı. Onun da gözleri ağlamaktan şişmişti. Herkes gibi Jiyong hyungu da babasının ölmesini bekliyordu. Jiyong cesaret vermek için Seungri'ye sarıldı. Seungri onun kokusunda her zaman huzur buluyordu ama bugün pek işe yaramıyor gibiydi.
    Seungri odadan içeri girdiğinde babasına yavaş adımlarla yaklaştı. Her tarafta kablolar vardı ve babasının ağzında onun nefes almasını sağlayan şey takılıydı. Tek ritimle öten makinenin sesi ve babasının ağır nefes sesinden başka bir şey duyulmuyordu. Babası hissetmiş gibi Seungri daha elini tutmadan gözlerini açtı. Diğer elini ağır hareketlerle kaldırarak ağzındaki şeyi çekti. Seungri dolan gözlerini saklamadan babasına bakıyordu.
-Hayır Ri... Ağlama...
-Baba...
-Özür dilerim Ri... Hepsi benim suçum... Seninle daha fazla kalabilirdim ama ben... İhanet ettim...
-Anlamıyorum baba...
-Şiii ben senin tek gözyaşından daha değersiz bir varlığım Ri...
-Baba lütfen...
-Seni korumak için söz vermiştim... Özür dilerim Ri... Ama kendini korumalısın... Seni her yerde arayan insanlar var...
-Neden? Baba... Bırakma beni korkuyorum...
-Dinle Ri... Seni arayan insanlar hiç iyi niyetle aramıyorlar... 18 yaşına girene kadar... Kendini korumalısın duydun mu?
Seungri babasının dediği hiçbir şeyi anlayamadığından onaylayamıyordu. Ve babasının onunla veda konuşması yapmasını istemiyordu. Onu bırakmasını istemiyordu.
-Tanrım lütf-
-Hayır! Ri!
Babası birden son gücü ile bağırmıştı. Bağırdığı için öksürük krizine giren babası için endişe ile yerinden kalkıp hemşire çağıracaktı ki babası elini tutarak buna izin vermedi.
-Baba...
-Benim için dua etme...
-Neden böyle davranıyorsun baba? Korkuyorum.
-Çünkü kendin için bile dua etmedin benim için etme...
Babası bakışlarını kaçırmıştı.
-Baba neden böyle davranıyorsun? Ölecekmiş gibi konuşma!
-Ri... Bebeğim... Şimdi beni iyi dinle ve dediklerimi aklından çıkarma tamam mı bebeğim?
-Baba...
-18 yaşına kadar... Hatta...
-Hatta?
-Aşık olana kadar. Kendini koru. Kwonların evinden ayrılma tamam mı?
-Neden baba? Çok mantıksız. Sen beni bırakma.
-Yeni biriyle tanışacaksın Ri... Benim gibi uzun boylu, beyaz tenli, meleksi biriyle. Benim gibi kokan biriyle...
-Anlamıyorum. Baba.
-Duydun mu? Ona güvenebilirsin. Ben yokken korktuğunda onunla uyuyabilirsin.
-Jiyong hyungla mı?
-Hayır bebeğim... Hani gördüğün kabuslar var ya... Benimle uyuduğunda geçen kabuslar... Sadece tanıştığın yeni kişi ile uyuyabilirsin.
-Baba neden böyle konuşuyorsun?
-Aşık olana kadar o kişiye güvenmelisin. Bana benzeyen kişiye... Ve aşık olduğunda beni anlayacaksın. Ben hata yaptım bebeğim... Seni daha uzun süre koruyabilirdim... Ama hata yaptım. Benim için sakın ağlama. Ağlasan bile dua etme... Tamam mı? Ben, ben bunu hak etmiyorum...
Seungri hıçkırarak ağlamaya başladığında babası gözyaşlarını izliyordu. Seungri her zaman çok güzel bir çocuk olmuştu. Onu büyük bir adamken göremeyecek olmak içini yakıyordu.
-Baba gitme ne olur? He daha uslu olurum gerçekten... Bırakma beni...
-Şiiit... Muhakkak bir daha karşılaşacağız...  Beni görmeye sakın ağlayarak gelme... Bunu asla unutma tamam mı? Ve dediklerimi de asla unutmamalısın. Biliyorum mantıksız geliyor ama beni ancak aşık olduğunda anlayabilirsin.
-Ben aşık olmak istemiyorum baba. İnsanlar alçak yaratıklar. Bak sen bile beni bırakıp gidiyorsun.
-Üzgünüm bebeğim... Ama ölüm elimizde olan bir şey değil.
-Evet... Tanrının elinde ve o keyfine göre kullanıyor.
-Şiiit. Öyle konuşma. Sen iyi bir çocuksun Ri...
-Baba!
-Veda vakti bebeğim... Özür dilerim... Bu erken ayrılık tamamen benim suçum... Ve... Her şey için teşekkür ederim... Beni seçtiğin için... Senin sayende o kadar çok şey öğrendim ki... Eskiden olduğum yerde tadamayacağım duygular yaşattın bana... Senin baban olmak benim için bir onurdu Ri...
Seungri odayı dolduran tiz ses ve elinden kayıp giden el... Bu kadar mıydı? Sevdiğin birini kaybetmek bu kadar kısaydı. Bir insanı sonsuza kadar kaybetmek bu kadar kısa sürüyordu. Tanrı adil miydi? İki insanı sevdirmek için uzun yıllar veriyor ama ayırırken sadece birkaç salise... Seungri hareket kabiliyetini kaybetmişti. Biraz sonra içeri giren hemşireler Seungri'yi dışarı çıkardıklarında Seungri kendini saran kollarla transtan çıkmıştı. Jiyong'un kokusu burnuna dolar dolmaz bağırarak ağlamaya başlamıştı. Babasını artık göremeyecekti... Seungri kollarını Jiyong'a daha çok dolarken duvarın kenarından onları izleyen Rahip Lee'yi görmüştü... Bakışlarındaki merhamet duygusunu hemen fark ediliyordu. Şimdi fark ediyordu... Rahip Lee babasına çok benziyordu.

***

Seungri bugün de olmadığını anladığında ağlayarak mezarlığa arkasını döndüğü anda çarptığı beden ve tanıdık koku ile birlikte kafasını kaldırdı.
-Peder Lee...
-Benim küçüğüm... Hala babanı göremedin mi?
-Ihım... Hayır... Ağlayarak gelmememi söylemişti... Ama ben...
-Anlıyorum... Hala baban için dua edebilirsin?
-Hayır olmaz.
-Dua insanı rahatlatır.... Hem belki kiliseye gelmelisin?-
-Ne!? Asla! Bir daha kiliseye gelmem! Görmüyor musun? Tanrın adil davranmıyor! Onun için kiliseye gelmiştim o gün... Ama o ne yaptı? Kiliseye girdiğim an babamı elimden aldı! Bir daha kiliseye girmem!
-Ri...
-Sana bana Ri diyebilirsin demedim!
Seungri elindeki karanfil demetini yere fırlatıp Rahip Lee'nin yanından koşarak uzaklaştı.
Bir daha asla ama asla kiliseye girmeyecekti.

Lucifer | Akuma | Nyongtory Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin