13 り6

183 24 3
                                    

Seungri eve geldiğinden beri elindeki bardağını sürekli doldurarak evin içinde tur atıyordu. Jungsuk onu izlemekten yorulmuş camdan dışarıyı izliyordu. Bugünün geleceğini bildiğinden kendini hazırlamıştı,  ama Seungri tahmininden çok daha sakin karşılamıştı, yani en azından bir yerleri ateşe verip, küfürler etmiyordu... Sadece evin içinde tur atması can sıkıcıydı.

-Sakin olur musun?
-Sakin mi olayım? Sen ne anlarsın ki? Sanki Babam seni cennetten attıktan sonra cehenneme bekçi diye dikti! Beni Lucifer'ı... Ve sonrasında burada olma saçmalığım...
-Hiçbiri boşa değil... Eğer Ademoğlunun önünde diz çökseydin böyle olmayacaktı.
-Siz ve sizin mütevazı halleriniz! Neden ademoğlunun önünde diz çökeyim ki? Kaç yıldır içlerindesin diz çözülecek kadar üstünler mi bizden? Yalancı, düzenbaz, kan döken, fuhuş ve para için her şeyi yapan bir topluluk...
Seungri elindeki içkiyi tek seferde içerken bir yandan da gözlerini bir an bile ayırmadan karşısındaki adamı izliyordu.
-Aslında bakarsan kim olduğunu hatırladın değil mi?  Yani bu da aşık olduğunu gösterir... Yani bir insana aşık olduğunu gösterir... Yani bir ademoğluna...
-Raguel! Kes sesini! Aşık falan olmadım!
-Aşık olmasaydın Lucifer olduğunu hatırlamazdın.
-Ne saçmalıyorsun!
-Anlaşma diyorum kardeşim... Aşık olana kadar insan gibi yaşayacaktın, aşık olunca kim olduğunu hatırlayacaktın ya hani...
-Aghhh...
-Babama karşı çıkarken hiç böyle değildin... Oradaki güç ve ihtişam gösterin... İnsanların yaşayışını küçümsemen... Aşkı küçümsemen...
-Sus...
-Biliyor musun? Aslında o cümleyi söylemeseydin bunların hiçbiri başımıza gelmezdi
-Hangi cümle?
-Hafızan geri gelemedi galiba.
-Hangi cümle!?
-"İnsanlar aşağı varlıklardır ve aşk da en az onlar kadar aşağı varlıktır. Ben Lucifer insan olarak yaşayıp aşık olmadan ölebilirim... Çünkü ben onlardan çok daha güçlü bir varlığım senin oyunlarına gelmem"
-Hafızamla oyun başlasaydı gelmezdim.
-Ahh bir insana aşık olduğunu kabul ediyorsun yani?
-Hayır etmiyorum.
-Tabi tabi etmiyorsun... Kimi kandırıyorsun? Kendini mi yoksa beni mi?
Seungri iç titreten korkutucu bakışlarını Raguel'e yolladıktan sonra boş olan eli ile saçlarını çekiştirdi. Yapboz gibi tamamlanan anıları ona ağırlık yapmaya başlıyordu.
-Ben neden böyle bir anlaşma yaptım ki?
-Hepsi kibrin yüzünden oluyor...
-Sen neden hala buradasın? Neden defolup gitmiyorsun? Öğrendim işte git.
-Gidemem... Biliyorsun baban- Aldebaran işini sonuna kadar beceremedi ve ben-
-Doğru babama ne oldu cehennemde mi? Hemen onu çıkartmalıyım
-Bir gözcüye Grigori'ye  babam demek nasıl oluyor da zoruna gitmiyor? Kibri kendinden büyük Lucifer'a?
-Bana o baktı ve beni o korudu! Anlıyor musun? Kendi nesline ihanet edip beni korudu! Şimdi-
-Hayır... Ri o sadece görevini yapıyordu! İhanet etmeseydi eğer...
-Aşık olmak ihanet mi? Anlamıyorum! Raguel! Aşık olmak ihanet mi?
-Biliyorsun Ri... İnsanoğlunu arzulayamaz...
-Sırf hizmetçi nunalardan birini sevdi diye acılar içinde ölmedi mi babam! Daha ne istiyorsunuz? Bu yeterli bir ceza değil mi?
-Cehennemin en büyük işkencecisinin dediği şeye bak güldürme beni Seungri... Ve sen nasıl hatırlıyorsun?
-İşkenceci olamak benim tercihim değildi... Hatırlıyorum... Anılarımı silmiştin gerçi değil mi? Ama hatırlıyorum nasıl öldüğünü... Babamın öleceği gün senin geldiğin ve beni onu son kez görmeye götürmediğin gibi.
-Anlamadım?
-Babamın öleceğini biliyordun ve beni onun yanına götürmedin.
-Babanın yanına gittin Ri.
-Babamın söylediklerini sen kontrol ediyordun değil mi? Söylemek istediği her şeyi söyleyemedi. Sen ona acı çektirerek susurdun! Ve canını da sen mi alıp götürdün?
Seungri gözyaşlarını saklamak için arkasını döndü ve  içi boş olan bardağa rastgele seçtiği bir şişeyi boşalttı.
-Azrael'in işine karışmıyoruz biliyorsun. Ve o gözcüye bu kadar düşkün olduğunu bilmiyordum... Sandım ki insansın diye o kadar ağladın... Üzgünüm Ri...
-Üzgün falan değilsin. Kendini kandırma! Grigorileri sevmediğini biliyorum.
-Sevmiyor değilim... Hatta sana bağlılıklarına hayranım... Ama sonuçta ihanet eden bir toplum...
-Sonuçta ihanet eden bir toplum... Öyle mi bay Raguel? Ve o ihanet eden toplumun çocukları her yerde beni arıyor! Bil bakalım neden?
-Babalarının Cennetten düşmesinin sebebi olarak seni görüyorlar?
-Tam üstüne bastın... Bir avuç aptal sürüsü... Acaba ataları düşmeseydi onlar olacak mıydı?
-Yarı insanlar ne de olsa... Kin gibi düşkünlükleri olması normal.
-Her neyse sonuç olarak bana bir şey yapamazlar... Umurum da olmayan bir avuç nefilim. Aman ne tatlı (!)
-Onlarla savaşacak mısın?
-Tabii ki evet... Tabii savaş denirse buna...
-Sana tabii olmak isteyenlerde olacaktır.
-Nefilimleri kendime tabii etmek gibi bir niyetim yok... Ama belki bir kaçını yanıma alıp kendi kendilerini bitirtebilirim...
-Çok kötüsün.
Lee Jungsuk gülümseyerek söylediğim Seungri'de hafif gülümseme ile karşılık verdi
-Bunu iltifat olarak alıyorum.
-Planın iyi ama şöyle ufak bir detayı bilmen gerekiyor... Malum bu detay oyunun yönünü değiştirecek güçte...
-Neymiş o detay?
-Küçümsediğin nefilim o kadar da aptal bir ırk değildir he?
-Bana bir şey yapabileceklerini düşünecek kadar aptallar. Bu da onları çok aptal yapar...
Seungri yarım gülüşüyle elindeki içkisinden yudum almıştı.
-Anlaşmayı biliyorlar...
Seungri ağzındaki içkiyi püskürtmek yerine yutunca öksürük krizine girmişti.
-Nasıl biliyorlar?
-Bilmem... Biliyorsun Cehennemin başı bayadır boş... Belki birileri haber uçurmuştur.
-Kapıları kapattığıma eminim Raguel.!
-Belki de kapatmadan önce birileri çıkmıştır...
-Ne ima ediyorsun? Açık konuş...
-Benimkiler sadece tahmin Ri...
-Peki  tahminin kim?
-Emin olunca söylerim... Belki...
-Ne kadarını biliyorlar?
-Tabii ki sadece insan olarak dünyaya geldiğini...   Değil... Aşık olunca uyanacağını da biliyorlar.
-Beni kandırdığını söyle lütfen.
Jungsuk oturduğu yerden kalktı ve Seungri'nin elindeki bardağı alıp tek seferde kafasına diktikten sonra Seungri'nin eline geri verdi.
-Oyun sandığın kadar basit olmayacak değil mi? Tahmin et bakalım aşkın karşılığında ne isteyecekler?
-Hayır, olamaz hayır.
-Ne isteyecekler Ri? İsteklerinin boyutunu düşünebiliyor musun? Önce seni kendileri büyütüp sadece rica edeceklerdi... Bu yüzden sen küçükken sürekli senin peşindeydiler. Seni kendileri büyütmek için... Gerçi öz babasının sözünü dinlemeyen biri için uçuk istekler olabilirdi ama senin az önce bir grigoriye olan bağlılığını görünce bu mümkün gibi geldi... Seni büyüteceklerdi ve "Cehennemin kapılarını açar mısın? Atalarımız orada da... Onları bir salı versen? Seni büyüten birileri için bu kadarcığını yapabilirsin değil m?" diyeceklerdi. Ama şimdi işler değişti, sen hafızanı geri aldın ve onların ulaşamayacağı güçtesin... Peki bu isteklerini sana nasıl yaptırabilirler?
-Jiyong...
-Doğru cevap Bay Lucifer... Bizden bir adet masaj aleti kazandınız...
-İnsan programları izlemeyi bırakmalısın... Acilen...
-Bence eğlenceliler...
Seungri elindeki bardağı yavaşça masanın üzerine bırakmıştı. Sırf babasının isteği olmasın diye Jiyong'dan uzak duracaktı... Zor olsa da yapacaktı, ama koşullar şu an pek müsait gibi gözük müyordu... Onu yanından ayırmamalıydı. Yanına güveneceği birilerini almalıydı. Arkasında ki adama kısmen güvenebilirdi ama Jiyong o adamla yan yana durmayı asla kabul etmezdi. Ona bakışlarını hatırlıyordu... Biri Jiyong'un yanında sürekli olmalıydı ama kim?

Seungri çalan telefonu ile daldığı düşüncelerden sıyrıldı. Bilemediği numarayı cevaplayıp telefonu kulağına götürdü.

-Lucifer... Uyandın sonunda... Taraf seçme vakti Lucifer, umarım bizi seçersin... Malum sevgilin burada çok sıkıldı.

Lucifer | Akuma | Nyongtory Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin