19 り 10

114 11 13
                                    

-Hana gülme bak sinirleniyorum!

-Üzgünüm ama çok komik.

-Neresi komik mesela?

-Yani genç bir pederin daha önce kimseden hoşlanmaması anormal bir durum değil. Ama yalan söylemesi anormal bir durum.

-Nasıl yani? Ne yalanı? Jiyong hyung yalan söylemez.

-Söylemez tabi, eminim söylememiştir. Benim müstakbel patronum.

-Hana seni anlamıyorum, Mino ile fazla takıldın sen,

-aslında iki gündür beraberiz ama çok hoş çocuk.

-Jiwon'un bundan haberi var mu peki?

-Jiwon'u karıştırma, hazır konusunu açmışken, o adamlar kimdi Ri? Senden ne istiyorlar? Neye bulaştın?

Seungri, bir an Hana'ya her şeyi anlatma isteğiyle doldu, onun bunları bilmeye hakkı vardı. Bu dünya da sevdiği nadir insanlardandı, evet insanlardan nefret ediyordu ama bu ayrı bir konu. Belki de onu öldürüp zebani yapıp sonra yanına almalıydı, koruyucu olarak... Seungri insanlara güvenmezdi, bunun sebebi Lucifer olması mıydı yoksa kısacık insan ömründe yaşadıkları mıydı emin olamıyordu, ama Hana insanlar hatta diğer yaratıklardan bile daha çok güvendiği kişiydi. Sonuçta hala yanındaydı değil mi?

-Biliyorsun ben aslında...

-Dinliyorum Ri... Sen aslında?

-Şeytanım biliyorsun.

-Ciddi bir şey soruyorum Ri doğru cevap ver, şeytancılık oynamak istersen bunu daha sonra yaparız.

-Doğru... Doğruyu söylemeliyim... Ben aslında şeytan değilim... Luciferim.

-Ri! Sinirleniyorum! Bana açıklama borçlusun! Neredese ölüyordum hadi beni siktir et Jiwon ölüyordu!

-Doğruyu söylüyorum.

Hana dayanamayarak yerinden sinirle kalktı, bir yerlere yumruk atmak istiyordu, Jiwon söz konusuydu ve Seungri hala saçma şakalarından yapabiliyordu. Seungri'yi arkasına alarak kapıya yöneldi ama çıkmadı başını kapıya dayayarak bir süre derin nefesler almaya çalıştı, siniri biraz da olsa yatıştığında Seungri'den cevap almak için ona döndüğünde gördüğü ışıkla gözlerini kıstı, gözü ışığa alışınca Seungri'nin arkasındaki beyaz, büyük ve görkeminden titremesine sebep olacak kanatlara baktı. Vücudunu hissetmiyordu, şu an ayakta nasıl durabildiğine dair hiçbir fikri yoktu, gözlerini kanatlardan alıp Seungri'nin yüzüne bakamıyordu. Hana'nın bakışları Seungri'nin kanatlarındayken Seungri Hana'ya doğru bir adım attı Hana refleks olarak arkasındaki kapıya sertçe yapıştı ondan korkmak istemiyordu ama arkasındaki beyazın anlamını zihinlerde yenileyecek kadar parlak, güzel ve devasa kanatlar onu korkutuyordu. Evet bu güzellik insanı titretip korkutuyordu.

Seungri ona doğru bir adım daha attı, Hana olduğu yerde aşağı kaymıştı bacakları artık onu taşımıyordu, elinde olsa Seungri'ye yaklaşma diyecekti ama sesinin çıkacağını düşünmüyordu.
Biraz sonra Seungri Hana'nın yüzünü avuçlarının arasına aldığında Hana Seungri'nin sesini arka planda duyuyordu

-Nefes al Hana.

Hana birden yerden yükseldiğini hissetti etrafını saran ışık yüzünden gözleri kamaşmıştı, gözlerini açtığında gerçekten havada olduğunu farketmesi uzun bir zaman aldı. Bir an rüya mı diye düşünürken bakışları Seungri'nin yüzündeki ciddi ifadeye takıldı.

Lucifer | Akuma | Nyongtory Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin