3♦Buruk

71 8 3
                                    

Bu bölüm biraz hareketli oldu.

Yazım yanlışlarımı affedin.

Yorumlarınızı da eksik etmeyin.

Piiz-intihar süsü.

İyi okumalar...

Şiddetle savrulan dalgalı bir denizde, o hırçın köpükler gibi hissediyordum. Beyaz, fakat yeri geldiğinde insanı boğarak öldürüyorlardı. İsteyerek yada istemeyerek, bunu yapıyorlardı. Peki ben?

Ben de birinin canını hiç yakmışmıydım?

Bırak can yakmayı, ben hayatıma doğru düzgün insanlar bile sokmamıştım. Bir tek beril ve abim vardı samimi diyebileceğim. Fakat, şimdi bu düzenin bozulacağını tahmin edebiliyordum. Çünkü, şuan aynı arabada yanımda oturan kişiyle ve abimin tanıdığı insanların hayatıma dahil olacağını hissediyordum.

"Şey..." diye mırıldandım. Fakat bana tepki vermedi. Kolunu açtığı pencereye dayadı ve kafasını koltuğa dayadı. "Birşey soracaktımda ben? Yani merak ettim on-"

"Soracaksan sor." Sakin sesi benim çekingen cümlelerimi bozduğunda, ona kısa bir bakış attım. Hiç istifini bozmamıştı ama kulağı bendeydi.

"Abimle..." diye tekrar mırıldandım. "Nasıl tanıştınız?"

Kafasını, yasladığı yerden kaldırarak bana kaçamak bir bakış attı. Boş otobanda arabayı sessizce sürerken, az önceki gibi değildi. Kurduğu kelimeler sakin ve umursamazdı. Yorulmuşdu galiba? Abim gibiydi sanki biraz.

"Bunu abine sorarsın zehr."

Adım, hemde hiç sevmediğim adımı ilk defa, yeni tanıştığım bu adamın ağzından duyduğumda neden herkesin inatla bana böyle seslenmesini düşündüm?

"Abimden küçük gibisin?" diye sorarcasına konuştum. Kafamda sorular vardı, abimin beni geçiştireceğini bildiğim için birkaçını Ekmel denen, karşımdaki kişiden öğrenebilirdim.

"Evet."

Kendimi susturamadım. "Ne kadar küçüksün."

"Üç yaş."

"Resim derken neyden bahsediyordun diye sorsam?"

"Abine sor derim."

"Abimi nerden tanıyorsun diye sorsam?"

"Abine sor derim."

"Nede-"

Sözümü kesti. "Susacakmısın?"

Ekmel, bütün kelimelerimi kabaca ağzıma sokuştururken çekingenlikle önüme döndüm. Ama ağzımın içinde homurmanmayı ihmal etmedim. Merak ediyordum ve bu yüzden konuşmak istiyor ve sorular sormak istiyordum. Bu huyum bir gün başıma dert açacaktı. Abimde, bu huyumdan nefret ediyordu. Fakat ven rahat edemiyordum. Sorduğum sorular cevaplanmalıydı. Yoksa o cevaplanmayan sorular benim düşüncelerimi yoruyordu.

Biran da kulaklarıma çalınan bir silahın patlama sesiyle, boş anıma denk geldiği için bir çığlıkla düşüncelerimden arınıp kulaklarımı sıkıca kapattım. Şokla aralanan gözlerim, ekmele çevrildiğinde arabanın direksiyonunu sabit tutmaya çalışıyor ve ağıza alınmayacak küfürler savuruyordu.

Neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde, sürekli zikzak çizen arabanın içinden dışarıya bakarken, ellerim kulaklarımla silah seslerini duymamaya çalışıyordum. Ama bu imkânsız gibiydi, ama işe yaramıyordu. Sanki kafamın dibinde sıkılıyorlardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜNEŞ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin