18 mart 1952
Yer; Kızıl meydanı
Tek hatırladığım, o gün bir yapboz parçaları gibi dağıldığım
Toparlanması zor bir haldeydim
Sen, yumuşak minderli faytonunda seyahat halindeyken
Benim varlığımın dikkatini çekmesi büyük bir mucize olurdu
Öyle de oldu zaten
Sen, victorian şapkasının altında yatan mavi, boncuk tanesi gözlerinle incitmiştin beni
Ben, diz kapaklarımın üzerine yığılıp, meydan ortasında idam edilmesini bekleyen masum bir mahkuma dönmüştüm
Şimdi masumum, ama ölmesi gereken bir mahkumum
Yirmi iki saat, on iki dakika, on sekiz saniye boyunca aralıksız seni bekledim
Seni görmek için,
Mavi, boncuk tanesi gözlerini görmek için
İçim içimi yediği için
Bunları neden mi söylüyorum?
Bilmen gerektiği için06 Kasım 2016
01:41