Dudağının köşesine hapsetmiş olduğun benin, siyahın en güzel tonu
Parmak uçlarımı o noktada birleştirmek isterdim
Belki hiç tanımayacaksın beni
Belki de parmak uçlarım hedeflerine ulaşamayacaklar
Kokuşmuş kollarımın çatırdama seslerini işitiyorum,
Sana ulaşacak kadar uzun boylu değiller
Ah Tanrım!
Ayı postundan yapmış olmalısın bu kadını,
Yoksa bu kadar sıcak olamaz bakışları
Dilvin,
Beyaz tenine kızıl saçlarının gölgesini düşürmüşsün
Teessüf ederim,
Bu sevdadandır
Bu, kara sevdadır
Şu bir kaç metre karelik kanepede uyuklarken öldüğünü düşünmüştüm
Nefes alıyordun almasına da
Malûm, uyku yarı ölüm halidir
Ve bir kış gecesi, kapının önündeki gül desenli paspasın üzerinde uyuklarken, son bir kaç kuruşum ve bedenime yorgan olan hırkam kalmış,
Nefes alıyordum almasına da
Malûm, uyku yarı ölüm halidir
Dilvin
Kıskıvrak yakala beni,
Evine sürgün et
Çatı katında bir yer bahşet bana
Küçük bir pencere olsun,
Bir de aşım suyum ellerinden
Tut ellerimden,
Tut yüreğimden,
Güneşin bizi yaktığı kadar üşüyorum
Seninle ayrı baharlar yaşıyoruz
Seninle aynı oksijeni nasıl soluyoruz?
Yoksa aynı yağmurlar mı ıslatıyor bizi?
Her şey apaçık ortada
Her şey sırasınca bir muamma
Çünkü; sana yağmur dokunamaz
Elmacıklarından aşağıya doğru akan gözyaşlarında yok
Dilvin
İki kaşının üzeri, kömür karası
Belki yedi cihanda bir seversin beni
Sevdam ağır başlı, aceleci ve sabırsız sana karşı
Belki yedi cihanda bir seversin beni
Ah kalbim!
Yeni bir çağ açtı sevmelere
Ve sevdiğim, şu bir gerçek;
Dudağının köşesine hapsetmiş olduğun benin, siyahın en güzel tonu
20 Mayıs 2017 15:49
