UYARI: Kulaklığınızı takıp medyayı açın ve bölüm bitene kadar lütfen şarkıyı tekrar ve tekrar dinleyin. Rica ediyorum.
Wigalois Bölgesi'ne gitmek için tüm hazırlıklar ayrıntılı bir şekilde yapılıyordu..
Bu yolculuğun oldukça tehlikeli olduğunu bilen Kahin, çok fazla stresliydi. Büyücü bozuntusundan hiç haz etmiyor oluşu, yaşlı adamı bitkin düşürmüştü.
Tüm kulaklar Genç Büyücü'nün ağzından çıkanlara odaklanmıştı. Hah, bunca yıldır Merland'ta yaşayan kendisiydi ama onun sözü yabancı bir kişinin gelmesiyle arka plana atılmıştı.
Eğer Kral Arthur, Taehyung'un varlığını hissedecek olursa büyük ihtimalle kötü şeyler yaşanırdı.
Wigalois sularına gemilerinin girmesiyle, Koruyucu Su Perileri'nin Arthur'a haber götüreceğini herkes biliyordu.
Abelard Krallığı'nın başka bir varisi yoktu bu yüzden Taehyung'u canı pahalarına korumak zorundaydılar.
Jimin'in ölü bedeni cam bir fanusun içerisine yerleştirirken, Kahin Prens'i izleyen aşık çocuklara bakıyordu.
Taemin'in gözlerine ilişmiş korku tüm karanlığını gösteriyorken, Taehyung'un umutları göz bebeklerine parlaklık katıyordu.
Kahin bu lanetin büyüklüğünü yavaş yavaş görmeye başlamıştı.. Bu iki aşık, gözlerini kaybetmiş ve kulaklarına ses vermişlerdi. Geleceğin kirliliğini sezemiyorlardı çünkü ruhları sadece duygularına odaklanmıştı.
Özellikle Taehyung, duygularına yavaş yavaş boyun eğip kalbinin ayak izlerine göre yürümeye başlamıştı. Bu her ne kadar normal görünse de, büyük bir sorun teşkil ediyordu.
Tıpkı Kral Arthur'un başına geldiği gibi. Kral Arthur aşık olduktan sonra devletini unutmuş, onun mutluluğundan vuran Jochen ise oğlunu kaçırmıştı. Kral'ın ve güzeller güzeli Marie'nin büyük kederi hala Wigalois Bölgesi'ni sarmalıyordu.
Kahin kendi Bölgesi ve Kral'ı için endişelenmeye başlamıştı. Bir o kadar da doğruydu hissettikleri.
"Çok düşünüyorsun, Kahin." Dedi, Büyücü saygısızca sırıtırken.
"Düşüncelerimi okumayı kes! Seni yeni yetme."
Huysuz adam emindi, emindi bu saygısız bücürden hiç hoşlanmamıştı!
"Yaşlısın diye söylüyorum. Bunları düşünerek kendini harap edeceksin."
Kesinlikle bu Kahin'i çileden çıkaran son nokta olmuştu. Dudaklarını birbirine bastırıp beyaz sakallarını sıvazladı.
"Senin sonunu getirmemi istemiyorsan bu yaşlı adamla uğraşmayı bırakman gerekecek."
Doğrusu, Büyücü'nün sonunu getirmek onu da öldürürdü, çünkü Kral'ın bu gerzek adama ihtiyacı vardı.
Kahin daha fazla deli olmamak adına kahkaha atan çocuğa ters ters bakmış, yavaş adımlarını gemiye doğru sürüklemişti.
Dalgaların hırsla kavrulduğunu görmek endişelerine daha fazlasını katıyordu. Okyanus sinirden köpürürken, ona karşı çıkıp açılmakta neyin nesiydi! Havanın düzelmesini bekleyemezler miydi?
Yaşlı adam camın içerisinde muhafaza edilen ölü bedene bakarken burnunu kıvırdı. Bu güzel çocuk Merland'ın sonunu getirecek kadar kötülüklerle doluydu. Bazen onun melek görünümlü olduğunu düşünüyor, ardından içine yatırılmış bir şeytan kokusu alıyordu.