Hayat bazen acımasız olucak kadar üzücü ama bir o kadarda süprizlerle dolu. Küçüklüğümde hep baleye gitmek isterdim. Ama ailemin ekonomik durumları iyi olmadığı için baleye gidemiyordum. Babam yolda bardak satar annem ise evlerde temizlik yapardı. O parayla sadece yemeklere yetiyordu. Evin çaprazında bir bale okulu vardı. Giriş katında oturuyorduk. Oranında camları çok küçük olduğu için göremiyordum. Ama kızları görüyordum. O kadar havalı ve güzellerki ben balerin olsam bile böyle olamazdım. Ben küçük hayallerle dolu dünyamda yaşayan bir kızım. Birgün merdivenleri temizlerken kızları tekrar gördüm. Ellerindeki telefonlar neredeyse kafam kadardı. Benimki sadece minik ekranı olan babama zorla aldırıdığım bir telefon. Eski püskü şey. Cebimden çıkarmaya utanıyordum. Kızlar karşıdan geçerken suratlarını buruşturdular. Benim kafamda bir çiçekli başörtü vardı. Hemen eve geldim. Bu arada yaşım 18. İsmimde Derin. Ela gözlerim , Kahverengi belime kadar gelen dalgalı saçlarım vardı. Sadece güzel hayat isteyen, haldır haldır ders çalışıp hiçbiryere varamayan Derin. Zamanlardır hayal dünyamda ölüp gidecek olan Derin. Benmi balerin olucam . Düzgün bir liseye bile gitmiyorum. Hayalım Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesinde veya Konservatuarda eğitim almak. Annemle babama yardıma gitmek istiyordum ama ailem buna izin vermiyordu. Hee aile demişken birde kardeşim vardı. Benden 2 yaş küçük . Çok serseri biri , ne annemle babamın sözünü dinler nede benim sözümü dinleyen biri. Borca girdiğimiz zamanlarda hırsızlık bile yapardı. Ailemin ismi kötüye çıkacakken ben engelliyordum. Hep itiraz ediyordum. Kardeşimin gözaltına alındığı zamanlarda vardı tabi. Bizim aileden dizi bile olurdu. Çünkü bu duyduğunuz her şey neredeyse bildiğiniz ve gördüğünüz şeyler. Hayat benim dışımdaki herkese güzelmiş gibi geliyor. Ele ele tutuşan sevgililer. Annesinin babasının çocuğuna her şey alması. Neden ben değilim. Neden benim istediğim şey olmuyor. Beni bu yaşta evlendirmeyi düşünüyorlar. Yandaki apartmanın çocuğuyla ! Ne çocuğu ya resmen adam ! Benden tam 12 yaş büyük ! Aileme onu sevmediğimi söyledim ama ailem beni dinlemedi bile ! Tamam aşkın yaşı yoktur ama bu aşk değil ben ondan nefret ediyordum. Geçen ailesiyle birliktle istemeye geldiler. Elinde nerdeyse solucak gibi duran çiçek ve buruş buruş karton parçasından bir çikolata. Hayır yani madem seviyorsun ellerindeki çiçek ve çikolata düzgün olsa. Adamın ismi Eroldu araba tamircisi. Bu mesleği kötülemiyorum . Ben zaten hiçbir mesleği kötülemem. Ne haddime ?! . Annem hepsini güler yüzle karşıladı. Bana odamdan giyin diye kaş , göz işareti yaptı. Ya anne ya diye yerimde zıpladım. Kapıyı çarptım be yatağa kendimi attım. Sırtımda kapıya dönüktü. Erolun annesi Hatice " Eee nerde kaldı gelinimiz ?? " dedi. Annem kafamı kırıcaktı ama sanırım bunları onların yanında yapamazdı. Annemin ayak seslerini duydum siper al Derin kafana terlik yicen dedim. Annem beni bir gördü " Kızıım. !! Sen hala hazır değil misin ? Adamlar o kadar geldi " Ben: " Evet anne ellerindeki buruşmuş karton kutu çikolata ve neredeyse soldu solucak çiçekle beni görmeye geldiler !! Neden buraya geleceklerini söylemedi. ! O adamla evlenmicem anladın mı anne EVLENMİCEM!!! " dedim. Tabi en son kelimeyi bağırarak söyledim. Büyük ihtimalle hepsi şaşırmıştır. Babamın sesini duydum . Babam : Öhöhöm ! O başka bir çocuk varda onla evlenmek istemiyor..." dedi. Ailesi " Hehehe zaten bizde öyle düşündük. " Annem : Hadii hazırlan artık ! Millete rezil edeceksin bizi ! " dedi. Ben " Zaten rezil oldunuz ! Canım çıktı ailemizin adı çıkmasın diye !! Sanki siz benim çocuklarımsınız ben sizin hem anneniz hem babanızım !! dedim . Anneme omuz atarak odadan çıktım. Kapıyıda sertçe kapattım. Salondan sinirle Erolun ve Ailesinin suratına bakıp çıktım. Tabi babamada bakış atarak çıktım. Ailesi şaşırmıştı. Çokta umrumda benimle ilgili nasıl düşünceler nasıl karekter oluştururlarsa oluştursunlar umrumda bile değildi. Üstüm başım dağınık dağınık çıktım. Başımada öylesine bağladığım başörtüsünü unuttum. Arkamdan geliyorlarmı diye bakıyim derken birine çarptım. Oda galiba baleye gidiyordu. Kaslarından belliydi. Kızlar karşı kaldırımdan ona : " HADİ CEM !! DERSE GEÇ KALICAZ " diye seslendiler. Tüm kızlar onu seviyordu belli. Balede Erkek kıtlığı vardı sanırım... Herneyse çocuğun ellerindeki kıyafetler yere düştü. Doğal olarak battı. Sanırım ismi Cemdi ondan dolayı bende onu bu isimle seslendireyim bari. Cem : Kızım önüne baksana biraz ! Baksana ne hale geldi kıyafetler !. Ben : Asıl sen önüne bak ! Hıh ayrıca kızlardan gözlerini ayırmadan yolda giden ben değilim CANIM !! dedim. Çocuk ellerini saçlarının arasından geçerirerek "Of !! Çattık ya " dedi. Ben : Haha !! Diyene bak asıl ben çattım sana !! Gitte gözlerine gözlük al yolu iyi görürsün " dedim. O-o arkama bakıyim derken Erol çıkmış hızlıca yürüyordu. Ben hemen Cemmidir nedir onu hemen kenara itip koşmaya başladım. Nereye gideceğimide bilmiyordum. Allah ne verdiyse koşuyordum. Tam yolun ortasınada köpekler yatmış . Tabi ben bunu onlara çarpınca fark ettim. Taş sandım. Aralarından geçiyim derken çarptım. Ama öyle böyle değil . Sanırım kafasına çarptım. Ayağım acıdı resmen. Onlarda arkamdan geliyordu. Allah kahretmesin . Ben depar attım tabi. Nasıl koştuğumu bilmiyordum ayağımdada terlik vardı. Koşarak ayağımdakileri hemen çıkardım . Bir tanesini köpeğe attım. O pes etti . Diğer tekinide Erola attım. Haha tam isabet suratının tam ortasına gelmişti. Vohov nişancılık diye buna derim ben. Nefes nefese kaldım. Bir yandanda Cemi düşünüyordum. Kim bilir ne haldedir kıyafeti. Bu aklıma gelince güldüm. Bakalım daha beni neler bekliyordu ?
