A

6.3K 395 215
                                    

 Jungkook'un söyledikleri üzerine kolumdan tutarak beni diğer tarafa çeken Taehyung hiçbir şey olmamış gibi gülüyordu. Üstelik eğilip yol bile vermişti. İkiyüzlüydü. Sahteydi...

Genç çocuk içeri girer girmez yeniden ağzımı açmıştım. Fakat daha sessizdim. 

-Gerçekten iyi bir oyuncusun ya da şovmen bilemedim. Bildiğim tek şey artık bende bir toz tanesi kadar dahi değerinin kalmadığı.

Aramızdaki mesafeyi kapatıp sol eliyle çenemi kavrayarak sıktığında canım acımıştı. 

-Evet senin vücudunu sevdim Rose, ve evet iyi bir şovmenim. Fakat senin asla bir başkasıyla olmana izin veremem, BU BURDA BİTMEDİ. SONRA YENİDEN GÖRÜŞECEĞİZ.

Elini çenemden çekip büyük adımlarla yanımdan uzaklaştığında onun gibi bir psikopatla nasıl çıkabildiğimi sorguluyordum. O böyle bir insan değildi. Ne olmuştu da bu hale gelmişti? Gözlerim dolduğunda topukluların üzerinde titremekte olan bacaklarıma baktım. Daha fazla ayakta kalamıyordum. Güçlü rolü dahi yapamıyordum. Kendimi kandırmanın bir anlamı yoktu. Bir elimi duvara yaslayarak derin bir nefes aldım. Fakat aniden dayandığım duvarın yanındaki tuvalet kapısı açıldığında irkildim. 

Jungkook hızla yanıma geldiğinde yavaşça iki kolumdan tutarak beni yere oturtmuştu. Bunu yaparken de "Titriyorsun, Aman Tanrım iyimisin?" diyip duruyordu.

Beni yere oturttuktan sonra bende bacaklarımı ileri doğru uzatıp ufalamaya başlamıştım. Aynı anda iç çekişlerimde duyuluyordu. Yanıma oturduğunda hiç beklemediğim bir şey sordu.

-Ağlamak ister misin?

Neden? Neden böyle bir şey soruyorsun ki? İçerimde biriktirdiğim tüm yaşlar yavaşça süzülmeye başladığında önüme kare şık desenli bir ipek mendil uzatmıştı.

Göz yaşlarımı silerken istemsizce omuzuna kafamı yaslamıştım. Tanımadığım insanlar bile halimden anlarken sevdiğim adamın beni bu şekilde bırakıp gitmesi ve aldatılmak... Kaldıramıyordum artık. Sabretmekten bitkin düşmüştüm. Nefes almak bile zor geliyordu.

Sessizlik iyice rahatsız edici bir hal almaya başladığında ve duyulan tek sesin benim içli bir şekilde nefes alış verişim olmaya başladığında konuşmaya başladı.

-Biliyor musun? Çok zekisin. Kaleciden intikam almak istediğimi anlayacak kadar. Sebebini sormadın ama hiç. Ben de aldatıldım. Tıpkı senin gibi. (durdu nefes aldı ve devam etti.)Kaleciyle. Yıllarca her şeyimi adadığım, mutlu olması için tüm varlığımı önüne serdiğim kadın tarafından aldatıldım. Üstelik en yakın arkadaşımla. O sadece benim için rakip takımın kalecisi değildi. Dostumdu. Ben hem dostumu hem sevdiğimi kaybettim. Seni şu dünyada anlayabilecek nadir insanlardan biri olabilirim. Aynı acıları çektim çünkü. Bu arada tüm konuşmanızı dinledim. Ondan ne kadar nefret edersen et tek bir yalanına inanıp tek bir özrüne geri dönecek gibisin. Bunu yapma...

Dinlerken ağlama şiddetim arttığında artık tüm olayı öğrenmiş omuzuna yaslandığım adamı umursamayarak daha sesli haykırdım. Haklıydı. Neden haklı olmak zorundaydı ki? 

Konuşurken sesinin titremesi onun da acı çektiğini gösteriyordu. İnsan neden aldatırdı ki? Neden umut verip, söz verip bunların hiçbirine uymazdı? Çok mu zordu? Ya da arkada kırık bir kalple dağılmış bir hayat bırakmak o kadar mı kolaydı?

Omzundan başımı kaldırdığımda oldukça mutlu görünen bu adamın kocaman bir maske taktığını fark etmiştim. İşte o an yemin etmiştim. Ben de Taehyung'a zayıf noktamı göstermemeliydim. Bilmemeliydi.

-Seni ayakta tutan neydi peki? dedim. Merakla sormuştum, benimde biraz cesarete ihtiyacım vardı.

-İntikam duyguma sarılmıştım ilk, sonra bunun oldukça saçma olduğunu fark ettim. Beni hayatta tutan yaşamam gerektiğini bilmemdi. Ölmek bir kurtuluş değildir çünkü. Bir şekilde yaşamalı ve bu hayata devam etmelisin. 

Ona minnettardım, imza gününü bırakmış benimle ilgileniyordu. Sahi imza günü, hayranlar  vs? Aniden gözlerim açıldı ve ona döndüm.

-Hey hayranların seni bekliyor. Burda böyle oturmaya devam etme.

Kocaman gülümsediğinde gamzelerinin olduğunu fark ettim. Çok, çok güzel gülüyordu. Gamzeleri yüzünü tamamlıyordu. Yakışıklıydı. Hatta kusursuzdu. Bu kadar çok kız fana sahip olmasının sebebi buydu. Televizyon ekranındakinden daha güzel göründüğünden emin olduğumda benim tüm bu düşüncelerimi bölerek konuştu.

-Hepsi gittiler, bir tanesi bayıldığı için sağlık ekipleri ortamın boşaltılmasını istedi. Organizotörler de etkinliği iptal etmek zorunda kaldı.

-OHH, üzüldüm senin adına.

Artık ağlamayı bırakmıştım. Bunun yerine ayağa kalkıp gitmeye hazırlandım.

-Teşekkürler; mendil, tavsiyeler ve diğerleri için...

Mendili ona vermek isterdim ama sümük(:D) olmuştu vaz geçtim. O da ayağa kalktığında onu ister istemez inceledim. Uzun boyluydu, fiziği çok güzeldi, yüzü vücuduyla orantılıydı, saçları dalgalı, omuzları genişti. Üzerindeki takım elbisenin içinde ipeksi düğmelerinin yarısı açık bir gömlek vardı, gömleğin içerisindeyse bordo tonlarında boyunlu bir kazak. Görebileceğim en güzel erkek kombini şansımı şu an kullanıyor olabilirdim. 

Yüzüme bakarken onu incelediğimi fark etmiş gibiydi. 

Bir elini yumruk yapıp diğeriyle sanki sayı sayar gibi parmaklarını açtığında yeniden konuştu.

-Güzelsin, bacakların da çok biçimli, zekisin, saçların da oldukça güzel, sevimlisin ve sesin rahatlatıcı.(Tek tek parmaklarını kapatırken devam etti,ne yapmaya çalıştığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.) Boyunu söyleyebilir misin?

-168 cm. Dedim şaşkınlıkla ona bakarken, hipnoz olmuş gibiydim.

-OMG BINGO, peki güzel yemek yapabilir misin?

Kafamı olumlu anlamda salladığımda yüzünün her karesinden mutluluk akıyordu. Sonra aniden durup yüzü düştüğünde merakla sordum.

-Ne oldu? Neden böyle saçma şeyler sordun?

-Hayatımda hiç bulamayacağımı düşündüğüm ideal tipimin tüm özellikleriyle karşımda durmasına mı sevinsem yoksa az önce sevdiği adam yüzünden omzumda ağlamasına mı üzülsem bilemedim. Sence ne yapmalıyım Rose?

BEN ONUN İDEAL TİPİ MİYDİM? BÖYLE KUSURSUZ BİR İNSANIN İDEAL TİPİ MİYDİM? EVDE TELEVİZYONDAN DAHA BİRKAÇ GÜN ÖNCE RÖPORTAJINI İZLEDİĞİM ADAMIN İDEAL TİPİ MİYDİM?

I DON'T BELIEVE IT!!!!

VAY IQ. BEN BÖYLEYKEN TAEHYUNG MALI NASIL BENİ ALDATTI ACABA?

(Arkadaşlar bu arada neden Jungkook'u Juvantus'a transfer ettiğimi merak ediyor olabilirsiniz. Ben premier ligde çok az takımı takip ederim bu yüzden takip etmediğim ve Korede oldukça sevilen Arseal takımını kullanayım dedim puan sırlamasında 6 da kötü bir takım da değil. Neyse sonra Jungkook'u golcü yapmak istedğimden 11 numara ve forvet olsun dedim. Bilirsiniz hırsılı ve atağı bol forvetler 11 numara giyer. Sonrasında kitabı yazdım yayımladım. Gideyim şu Arsenal'de 11 numara var mı diye bakayım dedim. Merak işte föbşn. Sonra bi baktım BİZİM MESUT ÖZİL Arsenal'de 11 numara forvet üstelik as oynuyor. Şok oldum. Baksam bu kadar tutmazdı. Neyse sonra uyudum işte gece rüyamda Mesut abi. Diyor sen nasıl benim pozisyonu Jungkook'a verirsin falan kızdı baya. Uyanır uyanmaz transfer etim çocuğu. Özür dilerim...)

LAST GOAL(Rosékook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin