Bir pazar akşamı Selin ve 3 yakın arkadaşı Eylül, Melis ve Sedef bir araya gelmiş ve Sedeflerde kalmaya karar vermişlerdi. Akşam yemeğinden sonra Sedef'in odasına geçip kapıyı kapattıktan sonra birbirlerine anlatmak için biriktirdikleri dedikoduları teker teker anlattılar.
Kızlar her dedikodudan sonra uzun süre kıkırdayıp devam ediyorlardı. Tüm dedikodular bittiğinde sanki yapacak hiç bir şey yokmuş gibi herkes ayrı bir kenara geçti. Uzun sessizlikten sonra Eylül kocaman gülümsedi.
"Gizli numaradan birilerini mi arasak?" dedi. "Bu çok eğlenceli olur."
Diğer kızlar şüpheyle yaklaşırken Selin hiç tereddüt etmeden kabul etti.
"Harika fikir."
Eylül rastgele rakamları sıralayıp aramaya başladı. Bir kaç denemeden sonra bir numara telefonunu açtı.
"Alo?"
Eylül kıkırdayıp Selin'i dürttü.
"Sen ingilizce konuş."
Selin başıyla onayladı.
"Helloooooo."
Karşıdaki kadın bıkkınlıkla telefonu kapattı.
"Tekrar ara."
Diğer kızlarda artık Eylül ve Selin'in eğlencesine katılmıştı.
Eylül aynı numarayı tekrar aradıktan sonra kıkırdayan kızları susturmak için parmağını dudağına götürdü.
"Şşşhh."
Kadın telefonu açıp tısladı.
"Alo."
Selin telefonu ağzına yaklaştırdı.
"Hellooooo. How are youuuuuu?"
"Kızım sizin işiniz gücünüz yok mu?"
Selin güldü.
"Valla yok."
Kadın sinirle bir şeyler söylenmeye başlayınca kızlar telefonu kapattı.
Eylül gülümsedi.
"Bence hoşunuza gitti."
Kızlar başlarını hızla aşağı yukarı salladı. Tekrar bir kaç başarısız aramadan sonra nihayet biri telefonu açtı.
"HELLOOOOOOOO."
Karşı taraftan gelen genç erkek sesi kızların dikkatini çekti.
"Efendim?"
"I said helloooo."
Çocuk kıkırdadı.
"Ne yapıyorsun?"
Eylül telefonu Selin'den alıp ağzına yaklaştırdı.
"Sanane kardeş."
Çocuk yine kıkırdadı.
"Kaç yaşındasın sen?"
"27"
Kızlar inanamayıp birbirlerine baktılar. Eğer gerçekten 27 ise onlar için büyük sayılırdı çünkü kızlar daha 17 yaşındaydı.
Sonunda Selin mırıldandı.
"Sesin daha küçük birisinin gibi."
"Anlamadım?"
"Sesin diyorum daha küçük birinin gibi."
Cümlesini bitirdiğini cilve yapıyor gibi hissedip kızardı. Ses tonunun değiştiğini cümlesini bitirdiğinde fark etti.
Çocuk kıkırdadı.
"Öyle mi? Kaç gibi?"
"Daha çok 20 gibi."
"Peki ya sen? Sen kaç yaşındasın?"
Selin kızların gözlerine bakıp omuz silkti.
"21"
Çocuk bir an durdu. Eylül sessizliği fazlasıyla bozacak şekilde bağırdı.
"Adın ne?"
"Ümit."
Kızlar birbirlerine baktılar. Çocuk sanki yatağa uzanmış ve aşırı rahat içindeymiş gibi konuşuyordu.
"Senin adın ne?"
Selin yine atıldı.
"Natasha."
Çocuk yine güldü.
"Nerelisin ki sen?"
"Annem Sivaslı babam Rus."
Kızlar gülmelerini durdurmak için avuçlarıyla dudaklarını kapattılar.
"Ben de Alex o zaman."
Selin güldü.
"İsmini beğendim Ümit Alex."
Çocuk muzipçe güldü.
"Ben de senin ismini beğendim."
Odaya Sedef'in kardeşleri ve annesi gelince telefonu aceleyle kapattılar.
Konuşmanın bir kısmını duyan Sedef'in annesi kızlara bakıp güldü.
"O kimdi?"
Eylül telefona bakarken mırıldandı.
"İşletiyoruz."
Kadın kısa bir kahkaha atıp odadan çıktı.
Sedef kapının kapandığından emin olduktan sonra fısıldadı.
"Hadi numarayı kaydet. WhatsApp profiline bakalım."
Eylül Sedef'in dediğini yapıp telefonu teker teker kızlara gösterdi.
Melis dudaklarını kıvırıp Selin'e baktı.
"Biraz daha konuşsanız evlenme dairesinde soluk alacaktınız. Beğendim evlenin."
Kızların hepsi kıkırdadı."Rahat 25 duruyor belki biraz daha fazla."
"Mmm evet ama sesi daha genç değil mi?"
"Evet öyle."***
Kızlar Sedef'in anne babasının uyuduğundan emin olduktan sonra mutfağa doluştular. Ocağa bir çay koyup küçük bir çember oluşturdular.
"Eee kızlar ne diyorsunuz? Devam edelim mi?"
Eylül cevapları almak için kızlara dikkatle baktı.
Selin kıkırdadı.
"Eminim Ümit Alex aramam için bekliyordur."
Melis ve Sedef hızla kafalarını salladılar.
"Evet, kesinlikle."
Eylül çocuğu tekrar aradı ve çocuk telefonu çabucak açtı.
"Merhaba."
Kızlar telefonu Selin'e uzattılar. Selin sırıttı.
"Merhaba."
Ümit sesini biraz kısarak konuştu.
"Nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"İyiyim."
İkiside seslerini daha etkileyici yapmaya çalışıyor gibiydi. Selin bunu fark ettikçe kızarıyordu.
"Ee ne yapıyorsun Natasha?"
"Oturuyorum sen?"
"Oturuyorum da sen niye gizliden arıyorsun ki?"
Selin bir süre susup düşündü.
"Ben sırların kadınıyım."
Ümit kıkırdadı.
"Evet öylesin."
O sırada Sedef'in küçük kardeşleri ağlayarak odalarından çıktılar. Sesleri o kadar çok geliyordu ki Ümit fark etti.
"Bu çocuk sesleri ne?"
Selin gülerek konuştu.
"Kreşteyim. Öğretmenim ben."
"Hmmm tabii."
"Kardeşlerim."
"Kaç tane kardeşin var?"
Selin güldü.
"Sağ baştan say!"
Ümit'in gülüşünü duydu. Eylül bağırdı.
"8"
Selin tekrar etti.
"8"
"İyiymiş."
"5 tane de abim var."
"Güzel."
Biraz sessizlik olduktan sonra Ümit fısıldar gibi konuştu.
"Sen arama sana yazmasın numaranı ver ben arayayım."
Ümit muzipçe güldü.
"Biz zenginiz kontür dediğin nedir ki?"
Bu sefer gülüşü arttı. Selin merak edip sordu.
"Nerede yaşıyorsun?"
"İzmir."
"Güzel."
Telefonda yine bir sessizlik oldu. Selin elinin titrediğini fark etti. 'Acaba Ümit de titriyor mu?' diye düşündü.
Arkadaşlarına bakınca Melis kapatması için işaret yaptı. Gözlerini sıkıca kapatıp onu onayladı.
"Neyse abilerim kızmadan kapatayım."
"Yine ara beni. Olur mu?"
Selin kıkırdadı.
"Bakarız."
"Lütfen, ara beni."
Selin yutkundu.
"Peki."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapatınca kızlar birbirine bakıp kahkahalarla gülmeye başladılar.
"Çocuk sana abayı yaktı." diye atıldı Melis.
"Aynen." diye onayladılar Sedef ve Eylül.
Selin kızardı. Ama yüzündeki kocaman gülümseme silinmiyordu. Sonra mırıldandı.
"Hadi çaylarımızı içip uyuyalım."