Melody
Akşam yemeğinde Liam bir whatsapp grubu oluşturabileceğimizi söylemişti. Biz de kabul ettik.
Ben haberleşmek için söylediğini düşünüyordum. Ta ki,
"Mel whatsapp profilin harikaymış. Bayıldım! Bu arada instagram kullanıyor musun? Eğer kullanıyorsan adın ne?" diyene kadar.
"Teşekkür ederim. İnstagram adımı da bir ara veririm." dedim. Ve tam o sırada Louis'le göz göze geldik. Bu sefer çok değişik bakıyordu. Sanki Liam'ın bu söylediğinden biraz rahatsız olmuş gibiydi.
Bir dakika! Her şeyden önce bana Mel demişti. Biz daha kanka bile değildik.Kızlar da bana bakıyordu. Onlarda olanlara bir anlam verememişti. Sonra birden her yeri bir sesizlik kapladı. Kimse konuşmuyordu. Sanki bakışlar her şeyi anlatır hale gelmişti. Ortamın gerildiğini düşünerek,
"Eğer herkes müsaitse kulübe gitmeye ne dersiniz?" Bir anda herkes bana bakmaya başladı. Çok korktum. Sonra
"Çok iyi fikir hem bu geceyi kutlamış oluruz. " dedi Harry.
"Aynen ya hadi arkadaşlar. Bahane istemiyorum. Bugünü kutlamalıyız. " dedi Em.Kulübe geldiğimizde Louis'le karşılıklı oturmamak için elimden geleni yaptım ama boşuna yine karşıma gelmişti.
Kimse sipariş vermeden ve garson gelmeden yerimden kalktım.
"Ben içki almaya gidiyorum." dedim.
"Bekle. Garson çağırırdık." dedi Liam."Otur oturduğun yerde! Bir işe de karışma!" tabiki böyle bir şey demedim ama içimden de geçirmediğimi söyleyemem.
"Gerek yok ya. Boşver ben kendim alırım. Zaten hemen şurası." dedim.
Aman tanrım! Yok artık! Bunu bilerek falan mı yapıyordu?! Yine Louis'le göz göze geldim.
Ve bana yine o tuhaf bakışını attı. Sanki hey dostum burda neler oluyor. O herif sana Nasıl davranıyor?! Der gibiydi.Bara gittim eğer Louis'in bakışlarına takmasaydım ve Liam'a sinirlenmeseydim barmen'e,
"En ağır içkinizden istiyorum." demek aklımın ucundan bile geçmiyordu.
Sürekli aklıma gelip duran anlar yüzünden bardağı kafama diktim. Barmen ağır bir içki olduğu için minik bir bardakta vermişti. İkinci bardağı aldım ve direk kafama dikip bir daha istedim. Yine kafama diktim bu sırada Louis yanıma geldi.
" Yavaş iç boğulacaksın. Ayrıca bu çok ağır. 4. bardağı içiyorsun."
"Ahhh... Lokmalarımı saymayı bırak artık. Hem sanane benim ne içtiğimden? Neden bu kadar ilgilendiriyor?"
" Senin iyiliğin için söylüyorum. Buradaki bazı erkekler..."
"Bazı erkekler mi? Yalnız kalmayım diyorsun yani?"
"Bak aslında öyle değil."
"Melody!! Her yerde seni arıyorum. Burda mıydın? Hadi tatlım yanımıza gel artık."
Louis'in gözünün içine bakarak;
"Tamam canım geliyorum! Zaten buradaki bazı erkekler..."
"Hadi!!"Buradaki bazı erkekler derken sessiz bir şekilde söylemiştim. Ama Louis'in duyduğundan eminim. Tabi Alison duymadığı için bir şeyler saçmaladığımı düşünmüş olmalı.
Masaya giderken arkamızdan Louis'in geldiğini gördüm. Ve Alison'un kolundan çıkarak;
"Bir dakika. Biraz konuşabilir miyiz?"
Bu defa ben ona imalı bir bakış attım ve;
"Gerçekten." dedim. Al şaşkın şaşkın bize bakıyordu. Bende bir şey yok anlamında bir bakış attım.Louis'le dışarı çıktık.
"Evet! Seni dinliyorum Louis. Anlat hadi."
"Neyi anlatmamı istiyorsun?"
"Hadi ama... Yemekte sürekli bana baktın, Liam'ın bana karşı tavrından rahatsız olduğun da çok belli. Ayrıca lokmalarımı sayıp beni diğer erkeklere karşı uyarmaya çalışman falan...
Senin derdin ne? Benden ne istiyorsun?"
"Demek açık konuşmak istiyorsun öyle mi? Tamam o zaman açık konuşucam."
Sanırım bunu dememeliydim.Birden beni kendine doğru çekti. Bir eliyle belimi sımsıkı tutuyor, diğer eliyle de hafifçe yanağımı okşuyordu Şimdi o kadar yakındık ki... Gözleri direk dudaklarıma kaydı. İstemsizce gözlerim kapandı ve kendimi ona bıraktım. Ben bu duruma nasıl düştüm diye düşünürken birden bir şey hissettim. Evet. Dudaklarıma hafif bir öpücük kondurdu. Gözlerimi açtım ve ona baktım.
"Ben... Ben..."
"Bir şey söyleme. Lütfen." bencede haklıydı. Zaten ne söyleyebilirdim ki...
Yutkundum ve;
"Şey... Kızlar beni merak etmiştir. Ben gitsem iyi olacak."Az önce neler olmuştu? Hala inanamıyorum. Kafamda bir sürü soru vardı ve o an sürekli aklıma gelip duruyordu. Bir an için sersemlemiş gibi oldum.
O sırada Liam'la çarpıştık. Neredeyse yere kapaklanıyordum ki Liam beni tuttu.
"İyi misin?"
"Ahh... İyiyim."
"Çok pardon ya."
"Önemli değil."
Bu sırada arkamdan gelen Louis'le göz göze geldik. Az önce dışarıda yaşananlar aklıma geldi ve hemen toparlanarak masaya gittim.Al Louis'i konuşmak için çağırdığımı Em'e söylemiş olmalıydı. İkisi de bana kaş göz işareti yapmaya başladı.
"Ben bir lavaboya gitsem iyi olacak."
dediğim de kızlar peşimden gelmeye başladı.
Al merak için de biraz da telaş ederek;
"Ne dedin Louis'e. Dövmedin de mi? Çok sinirlenmiştin."
"Yok ya ne dövmesi." işte o an bana merak içinde bakan o gözlere olan biten her şeyi anlattım.
Kızlar şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
"Nasıl yani?"
"Bunlar gerçek de mi? Yoksa şaka falan mı yapıyorsun?"
"Gerçek dedim ya. Daha kaç defa anlatacağım."Tekrar masaya dödüğümüzde Louis yoktu.
"Louis nerede?" diye sordum.
"Lou'nun eve gitmesi gerekti." dedi Harry.
"Neden peki? Yoksa kötü bir şey mi oldu?" gerçekten çok merak etmiştim. Yani sormasam olmazdı.
"Yok ya sadece biraz başı ağrıyormuş. Dinlenmek istediğini söyledi."
"Hmm."
Söylesem mi? Söylemesem mi? Diyerek sıkıcı bir 30 dakika geçirdim. Sonra daha saatin çok erken olmasına rağmen Sordum.
"Kızlar. Bizde mi gitsek?"
"Ama daha saat çok erken."
yine Liam araya girmişti.Off sen önce bir susmayı öğrensen nasıl olur hani her şeye burnunu sokmasan falan?!
Kızlarda kalmak istediklerini söylediler. Bende hava almak için dışarı çıktım. Sonra aklıma gelen bir fikirle hemen harekete geçtim.
Bunu yaptığıma hala inanamıyorum ama Nasıl olduysa bir şekilde yapmıştım.
Louis'e whatsapp'tan mesaj attım.
"Neden kulüpten ayrıldın? İyi misin?"
Sanırım onu merak etmem hoşuna gitmişti.
"Aslında hiç iyi değilim." dedi.
"Noldu? Neyin var?"
"Bilmiyorum. Ama başım çok ağrıyor."
"Bir şeye ihtiyacın olursa arayabilirsin."O da neydi? Ben az önce ne demiştim?
Yoksa... Ahh evet. İşte o elektriklenmeler başlamıştı.
Tam da yanlış bir şey söylediğimi düşünürken,"Aslında şu an yanımda olsan hiç de fena olmaz." yok artık. Louis neler söylüyordu. Sonra kendime gelip,
"Madem bu kadar çok istiyorsun o zaman gitmeseydin." dedim.
"Haklısın. Bir daha ki sefer seni de yanımda götürürüm. "
Hadi ama... Bu da neydi? Beni açık açık diğer kızlarla karıştırmıştı.
"Ahh evet. Bende bir daha ki sefer senin bulunduğun ortamlarda olmamaya çalışırım." dedim.
"İşte o biraz zor." dedi ve hafif hafif güldü.
"Nedenmiş o?"
"Çünkü benim ortamım artık sesin." aman tanrım! Resmen benden hoşlandığını açık açık itiraf ediyordu."Mel tatlım! Orda ne yapıyorsun? Yanımıza gel artık."
"Tamam Al! Geliyorum." Bu sırada telefon hala kulağımdaydı.
"Şimdi gitmem gerek. Ama bu konuşma burda bitmedi." dedim Louis'e.
"Yarın kaç gibi arayım?" dediğinde çok şaşırdım. Acaba kendini biraz fazla mı önemsiyordu?
Ne diyeceğimi düşünüyordum....
Gerek yok ben seni ararım, desem istediği şeyi mi yapmış olurum? Yani yola gelmek...
Yoksa direk suratına mı kapatsam, bu da çok sert olur...
"Aramana gerek yok. Ben-""Mel!!! Hadi ama... Gel artık."
"Geliyorum Al.""Ahh... Her neyse arama işte. Şimdi kapatmalıyım. "
"Tamam. Yarın ararım."
"Off... İyi tamam." Gerçekten böyle diyerek teslim olmuş gibi hissetmiştim. Ama ne yapsaydım? Al beni o kadar çok çağırmıştı ki...Neyse ben kızların yanına geldikten yaklaşık 30 dakika sonra kulüpten ayrılıp eve geldik. Böylece bu gecede böyle bitmiş oldu.
YOU ARE READING
serendipitous
FanfictionHiç hayal kuruyor musunuz? Peki ya kurduğunuz o hayaller gerçek olsaydı. Hiç beklemedikleri bir anda büyük bir şöhrete kavuşan bu 3 kızın hikayesine göz atmalısın. NOT:Ana karakter olan 3 kız; Melody, Alison ve Emily'den birini seçerek hikayeyi ok...