serendipitous

Bölüm 16

Emily

"Kızlar hazırsınız umarım çünkü artık girmeliyiz!"

"Ben hazırım!" dedim ve odadan çıktım.
"Mel! Hadi geç kalıyoruz!"
"Tamam geldim."
Kızlarla karşılaştığımda birbirimize bakakaldık.
"Aman tanrım! Kızlar harika görünüyorsunuz." dedim.
"Sende öyle Em." diye cevap verdiler. Aslında aldıkları kıyafetleri biliyordum. Ama o kadar yakışmıştı ki böylesine güzel olacağını tahmin bile edemezdim.
Sonra Sandra yanımıza geldi.

"Hadi artık çok az zamanınız kaldı!"
"Tamam hazırız işte!"
"Gidelim." Sonra evden çıktık. Şu an heyecandan ölmek üzereyim. Limuzine bindik ve törenin yapılacağı yere gitmeye başladık. O sırada biri beni dürttü ve yanıma dönünce bunun korumalardan biri olduğunu gördüm.

"Bir sorun mu var?"
"Hayır sadece ben biraz sıkıldım." Bu kadar rahat olmasını beklemiyordum aslında.

"Ben gayet iyiyim!"Dedim sonra geri önüme dönüm. Garip.
"Çıkışta bir şeyler içmeye ne dersin?" yok artık. Bu rahatlıkta nereden geliyordu ?!
"Malesef. Başka birine sözüm var." dedim. Gerçekten az önce olanlara inanamıyordum. Sonra önüme dönüp ilerlemeye devam ettim. Evet sonunda gelmiştik. Hemen bizim için ayrılmış olan koltuklara oturduk. Yaklaşık 10 dakika sonra da adaylar açıklanmaya başladı.
"5 SOS, Fıfthy Harmony, Little Mix, BTS..." vay canına! Tam bu kadar ünlü grupların içinde bizim adımız olmayacak diye düşünürken birden söylenen grup ismiyle şok oldum.
"Ve son olarakta aramıza yeni katılmış sayılan, birbirinden güzel şarkıları ve harika bir albümü olan Three İn One grubu!" birden salonda alkışlar yükseldi. Bizi bu kadar sevdiklerini hiç düşünmezdim. Ayrıca bir ara Taylor Swift'in de bravo diyişini duyduğuma eminim. Ama bir dakika bizim çocukların yani One Direction grubunun adı söylenmemişti. Ve buna çok üzüldüm. Çünkü bizim bu kadar ilerleyebilmemizde büyük katkıları vardı. Tam bunları düşünürken ödül alan kişilerin isimleri açıklanmaya başladı. Heyecanla bizim grubun isminin söylenmesini bekliyordum ama ne yazık ki öyle olmadı.
Yine de fazla üzüldüğümü söyleyemem çünkü aday gösterilmemiz bile bizim için zaten büyük bir başarıydı.

Ve sonunda ödüller alınmış herkes dağılmaya başlamıştı ki telefonum çaldı. Arayan Harry'di.
"Efendim canım."
"Tatlım bizim çocuklarla kapalı otopark yerinde bekliyoruz."
"Tamam bizde birazdan orada oluruz." dedim ve kızlara dönüp başımı hadi gidiyoruz anlamında salladım.

Otoparka geldiğimizde çocuklar limuzinin dışında bekliyordu. Sonra biz iyice yaklaşınca Liam,
"Bunlarda kim?"  dedi. Arkama baktığımda ise Sandra'nın bizim için tuttuğu korumaları gördüm.
"Şey... Onlar..." Mel bunları söylerken Louis'in gözlerine bakıyordu. Lou birazdan korumalara dalacak diye çok korktum ve hemen toparladım.
"Onlar bizim yeni korumalarımız." dedim.
"O zaman bu akşam mesai yapmalarına gerek kalmadı." dedi Harry.
"Dostum çok haklı." diye ekledi Niall. Bunun üzerine Felix,
"Tamam beyler. Hadi bu gecelik kızları alın bakalım. Ama geri alacağımızdan emin olabilirsiniz." dedi ve arkasını dönüp diğerleriyle uzaklaştı. Ancak onun bu dediğine kimse bir anlam veremiyordu.

Sonunda güzel bir restoranta geldik. 5 dakika sonra Lucas'ın da gelmesiyle siparişlerimizi verdik.
Tam yemeklerimizi bitirmiş masadan kalkarken Harry'nin
"Hadi bize gidelim." demesiyle yola koyulduk.

"Ya ben biraz sıkıldım. Bir şeyler mi yapsak?" Niall haklıydı. Çünkü şuan boş boş televizyonun karşısında oturuyoruz. Birkaç kişininde aynen demesiyle yere daire oluşturacak şekilde oturup boş bir şişeyi ortaya koyduk. Tahmin ettiğim üzere doğruluk mu? Cesaret mi? Oynayacaktık.
"Bence bu sefer oyunu değiştirelim." Alison'un bu fikri üzerine herkes düşünmeye başladı.
"Bence sadece doğruluk sorularını sırayla cevaplayalım." Liam'ın böyle söylemesi üzerine Liam,
"Bence sadece cesaret olanları yapalım." dedi.
"Bence ikisinin arasında bir şey olsun." dedim ve Louis,
"O zaman sadece cesaret gerektiren şeyleri yapalım. Eğer yapmazsakta kimseye söylemediğimiz çok gizli bir sırrımızı açıklayalım. Ne dersiniz?"
"Aaa... Harika bir fikir aşkım." dedi Mel. Sonra diğerlerininde onaylamasıyla bu kurallarla oyunu oynamaya başladık.