Her Güne Yeni Olay

1.7K 50 2
                                    

1 Gün Önce

Kerem ayıldığında saat 3'tü. Dün geceyi düşündü okulun açılması şerefine Melis'le beraber her zaman gittikleri mekanda eğlenmişlerdi. Kerem ve Melis'in beraber yapmaktan en çok hoşlandıkları şey gece dışarı çıkıp sabahın ilk ışıklarına kadar dans edip eğlenmekti. Kerem okul bitince kendine ait bir gece kulübü açmayı planlıyordu. Bunun için ailesinin onayını da almıştı. Bu haberin duyulması bile mekan sahiplerini telaşlandırmaya yetmişti. Ne zaman bir mekana gitseler hemen oranın işletmecisi yanlarına gelir Kerem'e ortaklık teklif ederdi ama Kerem kabul etmiyordu. O sadece kendisine ait, İstanbul hayatının eğlence anlayışını değiştirecek bir mekana sahip olmak istiyordu. En büyük destekçisi de Melis'ti.

Pazar gününü pes oynayarak geçirmeye karar verdi. Playstationda pes atmak her erkeğin olduğu gibi Kerem'in de vazgeçilmeziydi. Genelde takım arkadaşlarıyla beraber saatlerce oynarlardı. Hatta bir hafta sonu kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki aradan 2 günün geçtiğini anca Melis'in Kerem'den haber alamadığı için evi basmasıyla fark etmişlerdi. Tahmin edileceği gibi Melis bu tarz konsol oyunlarından hiç hoşlanmıyordu. Onun için boşuna zaman kaybıydı ve Kerem kendini kaptırdığı için en büyük kavga nedenlerinden biriydi. Tam Can'ı arayacaktı ki aklına Can ve Sedat'ın okulun açılmasından önceki son çapkınlık zamanlarını geçirmek için hafta sonunu çiftlik evinde kızlarla geçireceklerini söyledikleri geldi. Bunun üzerine Barış'ı aradı fakat Barış da okul başlamadan önce son gününü babaannesiyle geçirmeye karar vermişti. Kerem de Behice anneyi çok sevdiğinden takım okul derken Barış'ın çok meşgul olup babaannesine zaman ayıramayacağını bildiği için onun bu isteğine saygı gösterdi. Kerem diğer takım arkadaşlarını da aradı ama hepsinin bir işi vardı. Off diye iç geçirdi Kerem, sadece pes oynamak için birini tutsam iyi olacak diye düşündü. O sırada aklına Zeynep geldi. Zeynep Melis'in aksine playstation oynamayı özellikle pes oynamayı çok seviyordu. Onun da kendisi gibi önemli bir işi olsa bile pes için her şeyi bırakıp geleceğini biliyordu. İlk çalışta açıldı telefon. "Sevgilini arıyorsan 5 saattir alışverişte sağ olsun seçtiği her şeyin resmini atıyor. Eminim birazdan arar." dedi açar açmaz. Kerem bu kadar uzun zamandır Melis'in kendini aramamasından alışverişte olduğunu fark etmişti. Yoksa Melis iki eli kanda olsa bile düzenli olarak ya Kerem'le telefonda konuşur ya da whatsapptan mesajlaşırdı. Bu durum sadece Melis alışverişteyken farklı olurdu. Melis alışverişteyken zaman kavramını kaybederdi. Normal bir insan için içki, sigara kötü alışkanlıkken Kerem Melis'in kötü alışkanlığını alışveriş olarak görürdü ama onu diğer kızlar gibi alışverişe götürmediği için minnettardı. "Yok onun için aramadım işin yoksa gelsene pes atarız." dedi Kerem. Zeynep "Öyle boşa oynamam ama." dedi gülerek. "Tekilasına var mısın?" diye sordu Kerem. "Beni nasıl kandıracağınızı biliyorsunuz beyefendi yarım saate ordayım." diyerek telefonu kapattı Zeynep. Kerem kendi kendine gülüyordu gün ortasında tekila için pes oynamaya gelecek tek kişi Zeynep olabilirdi zaten. Yarım saat sonra Zeynep elinde tekila şişesiyle içeri girdi. Kerem yattığı yerden doğrularak "Evde vardı zaten getirmene gerek yoktu." dedi. "Oyunu değiştirmeye karar verdim Sayer, kim gol atarsa karşı taraf bir shot atacak ee ben golleri arka arkaya sıralacağıma göre evdeki tekilanın yetmeyeceğini düşündüm." diye yanıtladı onu Zeynep kendinden emin bir ifadeyle. Zeynep'in bu iddası Kerem'in hoşuna gitmişti. Suratında sinsi bir gülümsemeyle "Şimdiden kova getireyim de sarhoş olduğunda kusacağın yeri hazırlamış olayım." diye meydan okudu Kerem. Zeynep Kerem'in yanındaki yerini alırken "Sarhoş halini videoya çekip yarın okulda herkese izleteceğimden emin olabilirsin."dedi ve oyuna başladılar. Aradan 20 dakika geçtiklerinde şişenin yarısına gelmişlerdi. "Şanslı günündesin çakal." dedi Zeynep sinirli bir şekilde şimdiye kadar 6 shot atmıştı Keremse daha 2'deydi. "Bunun şansla alakası yok canım yetenek işi bu." diyerek eline vurdu Kerem Zeynep'in. Tam o sırada Kerem'in telefonu çaldı. Arayan Melis'ti. Kerem telefonu açar açmaz"Aşkım alışverişteydim ve tahmin edeceğin gibi yine saat kavramımı kaybetmişim. Özür dilerim."diye söze başladı Melis. Aynı anda Zeynep ellerini sağa sola sallayıp sessizce "Ben burada değilim." diyordu. Kerem onu ele vermeyeceğini ima eder şekilde kafasını salladı. "Merak etme hayatım mesajların gecikince alışverişte olduğunu düşünmüştüm zaten." diye cevapladı Melis'i. "Bir tanesin ben şimdi eve geçiyorum akşam bizimkilerle yemeğe çıkacağız biliyorsun. Yarın için zaten odana 10 tane alarm yerleştirdim beni almak için geç kalmayacağını düşünüyorum Ayrıca Nurgül'ü de sen kalkıncaya kadar gelip seni uyandırması için uyardım. Aaaa şu ayakkabıya bayıldım onu istiyorum! Neyse aşkım ben seni sonra ararım seni seviyorum." dedi Melis. Kerem de "Seni seviyorum" cümlesini tamamlayamadan telefon kapandı. Anlaşılan o ki Melis yine bir ayakkabıya vurulmuş ve gözü dönmüştü telefondaki çığlığı bu yüzdendi. "Neden burada olduğunu söylememi istemedin?" diye sordu Kerem Zeynep'e. "Alışverişe beraber çıkmamızı istedi ben de biraz rahatsızım şimdi çıkarsam yarın okula gelmeyebilirim dedim Biliyorsun okulun ilk günü orda olmamız Melis için her şeyden önemli." "Özellikle son senemizde.." diye tamamladı Kerem Zeynep'in sözünü. Zeynep gülerek "Aynen öyle şimdi ona hastayım deyip gelip seninle pes attığımı duyarsa çok sinirlenir." dedi. İkisi de aynı anda kısık sesle "O yüzden bu bizim sırrımız." diyerek gülmeye başladılar. Zeynep zaten geceden de alkollü olduğu için 6 shot onu şimdiden sersemletmişti. Kerem'in telefonu tekrar çaldı bu sefer arayan Can'dı. "Oğlum biz döndük istiyorsan gelelim" dedi. Kerem "Yok ben zaten içmeye başladım geceye kadar 2 şişe tekilanın dibini görürüm gibi başka zaman bir şey yaparız." diye yanıtladı. "Oo oğlum yarın okula zor gelirsin o zaman aman Melis'in haberi olmasın" diyerek kahkaha attı. Kerem de "Kes lan hadi yarın görüşürüz." diyerek Can'ın cevap vermesini beklemeden telefonu kapatıp yan koltuğa fırlattı. Oyun oynamaya başlamalarının üzerinden 1 saat geçmişti ve 2. şişenin yarısına gelmişlerdi. Zeynep "Tamam pes" diyerek kafasını arkaya doğru atıp koltuğa yasladı. Kerem "Yine iyi dayandın ben ilk şişenin sonunda bayılırsın diye düşünmüştüm". dedi gülerek ve aynı şekilde kafasını koltuğa yaslayıp Zeynep'e baktı. O da çakırkeyif olmuştu. Zeynep yumruğunu sıkıp sertçe Kerem'in karnına vurdu. Daha doğrusu kafası güzel olduğundan eli güçsüz olduğu için vurmaya çalıştı. Kerem 2 darbeden sonra Zeynep'in elini tuttu ve birbirlerine öylece bakmaya başladılar. Aradan geçen 1 dakikanın sonunda Kerem Zeynep'i onu tuttuğu elinden kendine doğru çekip öpmeye başladı. Zeynep de önce duraklasa da ona karşılık verdi. Kerem kendini Zeynep'e doğru çevirdi ve ani bir hareketle Zeynep'i kucağına oturttu. Zeynep Kerem'in tshirtünü hızlıca çıkardıktan sonra Kerem de Zeynep'in boynunu öpmeye başlamıştı. İkisi de çok sarhoştu ve ne olduğunu anlamadan birlikte olmuşlardı. Onları kendilerine getiren Zeynep'in telefonunun sesi olmuştu. İkisi aynı anda sehpanın üzerindeki telefona baktılar. Arayan Melis'ti. Telefonun ekranında en sevimli gülümsemesiyle Melis duruyordu. Zeynep o an yaptığı yanlışın farkına vardı hemen ayağa kalkıp kıyafetlerini giymeye başladı. Kerem kafasını ellerinin arasına almış oturuyordu. Zeynep giyinirken bir yandan "Lanet olsun, lanet olsun." diye kendine bağırıyordu. Bu arada telefon hala ısrarla çalmaya devam ediyordu. Kerem göz ucuyla ekrandaki Melis'i gördüğünde suratı kireç gibi kesilmişti. Zeynep çantasını ve çalan telefonunu alıp hızla Kerem'in odasından çıktı. Evden çıktığında geçen ilk taksiye atlayıp "Sadece sür." diyerek ağlamaya başladı.

Kalp Seni Geri GetirirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin