Aynı Yıldızın Altında~6. Bölüm

262 19 0
                                    

Evet arkadaşlar. Kısa bir bölüm karşınızda yavaş yavaş sona mı geliyoruz yoksa? Fikir ve eleştirileriniz için yorum bırakmayı dilerseniz dm'den ulaşmayı unutmayın. 4k okuma olmuşuz. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. 💓 Keyifli okumalar.

Ayaklarım beni geri çekiyor, gelen misafirin Harry olduğu konusunda derin sezgilere kapılarak gitmemi engelliyordu. Her ne olursa olsun gitmek zorunda olduğuma karar verdiğimde odamda bulunan küçük aynadan yüzüme baktım.
İlk kendimi gördüğümde telaşlandım. Oldukça kötü görünüyordum. Morarmış göz altları, kızarmış burnum ve yanaklarım, çatlamış dudaklarım, dağılmış kısa saçım hepsi bir ahenk oluşturuyordu.
Kendime çeki düzen vermek için biraz zaman harcadıktan sonra olabileceğim en iyi hâlimle annem, babam ve gelen misafirin yanına gittim.
Gelen kişi beklediğimin aksine doktorumdu yüzü gülüyordu fakat her ne diyecekse henüz hazır olduğumu düşünmüyordum.
Geçen haftalarda yeni bir ilaca başlamıştım oldukça iyi bir ilaçtı. En azından yan etkileri oldukça az olduğu için vücuduma etkisini pek fazla hissetmiyordum. Dün kontrol günüydü ve diğer kontrol de üç gün sonra idi. Aslında iki haftada bir veya ayda bir şeklinde kontrol yapılıyordu. Normal bir hasta için çok sık olan bu durum şu ana bakılırsa oldukça geniş aralıklı bir periyottu benim için.
Annem yanıma geldi kısık sesle "Biraz geciktin tatlım." dedi. Annemle aram bebek konusu olduğundan beri açıktı, karnı yavaş yavaş belirginleşmeye başlamıştı. Babamla olan kavgaları nihayet etmişti fakat yine de aralarında devam eden bir sorun olduğunu anlayabiliyordum.
Annemin sözüne karşılık doktoruma "Kusura bakmayın." diyerek yanına ilerledim.
Sinir bozucu şekilde mutluydu ve önemli değil anlamında başını iki yana salladı.
"Evet Hazel. Sana harika haberlerim var ve bunu duyduğunda şoke olacağına adım kadar eminim."
Heyecanlı veya ne diyeceği hakkında meraklı değildim bu yüzden sessizce devam etmesini bekledim. Doktor, bu isteksizliğim karşısında biraz üzülmüş olsa da hemen toplarladı ve devam etti.
"Hazel." dedi derin bir nefes aldı.
"İyileşiyorsun."
Bir an dengemi kaybederek yanına oturdum.
Bu kelime benim için beklenmedik bir şekilde üzücüydü. Hazır değildim, hem de hiç.
Yeniden yaşamaya. Uzun bir hayata. İyileşmeye hazır değildim. O kadar hazırlamıştım ki kendimi yarın ölüyor olsam herhangi bir pişmanlığım olmayacaktı fakat yaşamak, bu çok büyük bir devrimdi.
Hafif kekeleyerek "Na...Nas.. Nasıl yani?" diyebildim.
Bu söylediğime karşı birden yüzü asıldı ve anlatmaya başladı.
"Dün bir hastamızın kalbi durdu. Ailesi vasiyetini okuduktan sonra organlarını bağışlayacağını söyledi ben de zaman kaybetmeden organların seninle uyup uymadığına baktım. Uzun zamandır beklediğin için Hazel, ihtiyacın olan organ hakkında kurumla görüşüp onay aldım. Yarın ameliyatını yapacağız ve yepyeni bir hayatın olacak."
Annem söze girdi. "Ben, ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Gerçekten nasıl teşekkür edeceğimizi hiç bilmiyorum."
"Kızınız için uğraşınızı görüyoruz Bayan Lancaster. Ben vazifemi yerine getirmeye çalıştım sadece. Yapabildiysem ne güzel."
Annem ve babam bu mutlu haber üzerine ağlamaya başladılar. Büyük ihtimalle beni çağırmadan önce öğrenmiş olsalar da öyle mutlulardı ki hafifçe gülümsemeden edemedim.
Bu Gus'ın yaşadığı dönemde olsaydı şu an sevinçten dört köşe olmuş olurdum, ama bu, bu benim için intihardı belki de, yeniden tamamen yeniden başlamaktı.
Doktorum mutlu haberi verdikten sonra çok geçmeden gitti. Ben de odama geçip düşünmeye başladım.
Augustus olsaydı ne derdi? Ne yapmamı isterdi? Ben sadece onu yapacaktım. Eğer onun yerinde ben olsaydım, bu durumda Gus'ın adına dünyanın en mutlu insanı olurdum. Augustus'un hayatına normal bir şekilde gerçekten normal bir şekilde devam etmesini dilerdim. Belki biz hiç çocuk veya ergen olamamış insanlardık fakat genç olabilirdik, orta yaşlı ve yaşlı. Ben de öyle yapacaktım. Tertemiz bir şekilde tekrar başlayacaktım. Üniversiteyi bitirir işe başlardım; yardım alarak, ortaklar bularak bir dernek bile açabilirdim. Şu anlık sadece bu durumdan kurtulsam yeterdi tabi. Mutlu olduğumu hissettim, uzun bir süre sonra. Her yaşam kötü bir sonla bitmek zorunda değildi. Benimle birlikte Augustus'u da yaşatacaktım, Isaac'e de yardım ederdim. Hep olması gerektiği gibi olurdu fakat Isaac benim gibi olamayabilirdi.
Belki de Patrick gibi insanlarla konuşabilirdim -eğlenceli bir şekilde en azından-
Patrick aklıma geldiğinde  en son konuşmamızı hatırladım. Onu tekrar görmek için bir kara vermek oldukça zor geliyordu fakat konuşmam gerekliydi.

Aynı Yıldızın Altında 2. Kitap Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin