''Bak bir peri kızı gelmiş ormandan.....Uyu ki hemen,girsin içeri......Sana bakıyor camın kenarından.....Tutsun kollarından uçursun seni....Masallar diyarına götürsün seni..''
Annemin sesi, kulaklarımı huzurla doldururken,zihnime işlenen bir cinayetin üstünü örten battaniye gibi sıcacıktı.
Annemin kucağına başımı yaslamış huzurla uyuyordum.Yine küçüklüğümde ki gibiydi her şey.
Babam evi terk edip işine gitmişti.
Annem beni kucağında uyutup her şeyin geçeceğini ve yakında kocaman bir sarayımız olacağını söyleyip ardından derin uykuya dalmam için ninni söylerdi.
Ama masal bitmişti annem.
Evet, kocaman sarayımız olmuştu ama peri kızı kayboldu annem.
Ben uyudum.
O geldi.
Tuttu kollarımdan ve uçurdu beni.
Masallar diyarına götürdü.
Sonra da kayboldu.
O yok artık.
Bende yokum artık.
Benim anılarımla kavga eden sesim yankı yapıp yıkacak sarayımızı annem.
Engel ol annem.
Peri kızı gelip almıştı kızını.Engel ol.
Gözlerimi açtığımda yanaklarımda ki sıcak gözyaşlarım,başımı koyduğum yastığıda ıslatmıştı.
Ellerimle göz yaşlarımı silip,başımda ki o iğrenç zonklamayı aldırmayarak bilincimin yerine gelmesi için bir iki dakika öylece durdum.
Garip bir odada, çift kişilik bir yatağın üstünde oturmuştum.Odada bir pencere bile yoktu.Tek çıkış yolu,ağzına kadar açılmış kapıydı.Ve köşede büyük ahşaptan yapılı eski bir gardrop vardı.
Az önce gördüğüm rüyanın aksine korku filminin içine düşen çocuk gibiydim.
Ve burası da cadının evi.
Az sonra cadı gelecek ve bana ölmem için bir iksir içirecekti.
Ama bunların hepsi yalan.
Ortada ne bir peri vardı,ne de bir cadı.Sadece korku ağına takılı,çırpınmadan kurtulmayı isteyen ben vardım.
Ve hiçbir zaman bu korku ağından kurtulmayacaktım.Çırpınsamda, çırpınmasamda o ağ yere düşecek ve hayatım bir avuç toprakla son bulacaktı.
Bunları düşününce daha çok titrediğimi fark ettim.Ve dün gece olanları anımsayıp kocaman bir döngünün içerisinde olduğumu kanıtlayan aşağıdaki sesleri duyunca herşey birbirine girmişti.
Neredeydim ben?
Beni buraya kim getirmişti,hiç bilmiyorum.Dün gece Uzay, bana iki seçenek sunmuştu ama ben ikisini de reddedip hiç bilmediğim bir yolda zifiri karanlığı yok sayarak ilerlemiştim.
O soğukta zangır zangır titrediğimi ve uzaktan gelen ninni sesiyle gözlerimi kapattığımı hatırlıyorum. Ve tabi, Uzay'ın hakkımda herşeyi bilmesinide.
''Demek uyanmışsın.''
Sesin geldiği tarafa başımı çevirince, Uzay'ın kapının girişinde durduğunu gördüm.
''Ne istiyorsun benden?''
''Dün gece söyledim ya güzelim,ne çabuk unutuyorsun öyle.'' dedi ve arkasından küçük bir kahkaha attı.
Benimle dalga geçiyordu pislik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİLLE ÖLÜM OYUNU
Mystery / ThrillerGizem/Gerilim Kategorisinde Zirve =》 #16 Genç bir kızın olağanüstü hikayesi. Ela gözleriyle etraftaki herkesin bakışlarını üzerine çekecek güzelliğe sahip bir peri kızının Azrail'iyle tanıştığı gün,tuzağa sürüklendiğinin müjdesini almıştı. Fakat bu...