Kalbe Nişan Al : ATEŞ ★ JiKook

10. Bölüm : BOMBA

Kendimi zar zor ondan kurtardığımda tuvaletlerin hizasında geri geri gitmeye başladım.

- Bu yaptığının ne kadar yanlış olduğunu biliyorsun değil mi Jimin ?

Ağır adımlarla üzerime doğru geliyordu.

Suratındaki gülümseme büyüdüğünde tekrar dudaklarıma saldıracağını anlamıştım.

- Sen izinli olabilirsin bugün Jimin ama ben işimin başına dönmeliyim.

Yanından hızlıca geçmeyi planlıyordum kaçacak yerim kalmadığını duvara yaslandığımda anladığım zaman.

Bileğimden tuttu ve beni kendisine çevirdi ondan kaçma girişiminde bulunduğumda.

- Ben senin rütbe olarak üstündeysem sözümü dinlemek zorundasın.

- Bugün izinlisin Jimin. Üstümmüşsün gibi davranmayı bırak. Yakında o rütbeyi de elinden alacağım.

Kollarını bağdaştırıp yüzüme donuk şekilde bakmaya başladı.

- Neden bu kadar iş odaklısın ?

- O Namjoon'u yakalamak için yemin ettim. İşimden başka bir şey düşünemem. Üzgünüm.

- Yine mi Namjoon ?

Tavanda gözlerini gezdirip elini benimkine uzattı ve kalbinin hizasına götürüp ;

- Bunu hissedebiliyor musun ?

Kalp atışlarını kastettiğini anladığımda elimi çekmek istemiştim fakat üzerine bastırıp orada tutmaya devam etti.

- Bu senin bana yaptığın bir şey.

Yavaşça tuttuğu elimi indirdi ve bıraktı.

- Yeminlere bu kadar bağlıysan bana da bir söz vermeni istiyorum.

- Ne sözü ?

- Taehyung'u da kabul etmeyeceğine dair bir söz.

Geriye döndüm ve kapıya elimi attığımda ;

- Çok saçma şeyler söylediğinin farkına varsan iyi olur.

Açıp dışarıya atabilmiştim kendimi artık.

Biraz ilerlediğimde özel güvenliğin kulübesine girdiğini gördüm.

Maç başlamıştı ve dış kapı da çoktan kapanmıştı.

Çıkamayacak olduğum belliydi bitene kadar.

Tribünlere doğru ilerledim ve taraftarlar arasından tellere doğru yaklaşıp sahanın kenarına geçmek için tel kapının oradaki polise seslendim.

Gelip kilitlediği kapıyı açtığı anda arkamdan bir el kapıyı tuttu.

Bir taraftardır diyerek elini ittirdim ve arkama dönüp hesap sormaya yeltendiğimde Jimin olduğunu gördüm.

O da gidemiyordu sonuçta kapılar açılmadığı sürece.

Kenara çekilip tel kapıdan aşağı inmesini bekledim , hemen arkasından ben de inmiştim sahanın kenarındaki oturma alanlarına.

Boş birkaç bank gördüğümde ayaklarım oraya gitmem için yalvarıyordu bana.

Telefonumu çıkarttım ve Hoseok'dan gelen mesajı okurken o yöne doğru ilerledim.

"Senin için bir paket gelmiş. Kırmızı ve üzerinde tavşan gibi sembolleri var. Polis evine göndermemi ister misin yoksa yarın mı alırsın ?"