16. Bölüm : ŞİRİN ÇOCUK

532 56 48
                                    

- Merhaba Jungkook.

Gülümsemesi tüm yüzüne yayıldığında telefonumu cebime koydum.

- Karşıma çıkacak kadar cesaretin var demek ki Namjoon ?

Elimi kemerimin bel kısmına attım ve sıkıştırdığım silahımı çıkartıp mermisini ağzına vermemin ardından tek elimle ona doğru tuttum.

Suratının asılmayacağını tabii ki biliyordum. O muhtemelen bunu da hesaplamıştı.

Başka bir silah sesi duyduğumda başımı Jimin'e çevirdim.

O da aynı şekilde bana tutuyordu.

- İndir silahını Jungkook !

- Sen ciddi misin ? Beni mi vuracaksın ? Hem de Namjoon için !

Dilimle yanağımı içeriden ittirip Namjoon'a döndüğümde onun da silahını Jimin'e doğrulttuğunu görmüştüm.

- Peki senin derdin ne Namjoon ? Jimin seni benden koruyor diye mi suçlu ?

Gözlerini silah tuttuğu Jimin'den bana çevirdiğinde alaycı bir gülümseme takındı.

- Benim için Jimin'den daha değerlisin Jungkook. Sana zarar vermesine izin veremem , değil mi ?

Ses çıkarmadan bir kez derin nefes aldım ve tavandaki avizeye gözümü kaydırarak silahımı geri çektim.

Belime yerleştirdiğimde aynı işlemleri sırasıyla Jimin ve Namjoon da yapmıştı.

- Benden uzak dur yeter Namjoon ! Nasılsa seni yakalamak için bir gün tam olarak ilerlemiş olacağım. Kendi çabalarımla ve mesleğimi de satmadan başaracağım bunu.

Kayan gözlerimi Jimin'de durdurdum ve kapıyı göstererek ;

- Şifreyi gir ! Gideceğim.

Bana bir adım yaklaşmayı denedi , kendimi geri çektiğimde Namjoon'a dönüp ;

- Onun gitmesini istemiyorum.

Dedi yalvaran bakışlarıyla.

Omuzlarını yukarı aşağı kaldırıp indiren Namjoon ise ;

- İkna edebilirsen kalsın ama Jungkook'u tanıyorsam bu biraz zor !

Şimdi de benim yüzüme alaycı bir gülümseme yerleşmişti.

- Gördün mü Jimin ? Beni senden daha iyi tanıyor Namjoon.

Silahımı tekrar belimden çıkartıp bu sefer hemen önümde duran Jimin'in kafasına dayayarak ;

- Şimdi , yavaş yavaş yürüyüp şu şifreyi gir bakalım.

Bana arkası dönük olduğu için tam anlamıyla soyguncu rehin ilişkisi gibi görünüyorduk.

Elimle tişörtünün bel kısmını kaldırarak silahını aldım ve onu da elimde tutarken Namjoon'a baktım.

Tekrar silahına davranmamıştı.

Hatta Jimin'i umursamaz bir tavırla arkasını dönüp merdivenlerden geri çıkmıştı.

- Bunun için mesleğini sattın Jimin. Kendisini yakalamak isteyen bir polisin hayatını kendi adamından daha çok önemseyen bir suçlu için.

Kendi silahıyla sırtından ittirerek şifreyi girmesi gereken yere götürdüm.

"1997"

- Şifren gerçekten çok dokunaklıymış.

Gülümseyip çıktığım kapıdan silahını göstererek :

- Bence senin buna ihtiyacın olmayacak Jimin. Ne de olsa artık bir polis değilsin.

Kalbe Nişan Al : ATEŞ ★ JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin