Konuşurken zamanın nasıl geçtiğini hiçbir şekilde fark edememiştim.
Daha doğrusu Yugyeom'un konuşup benim de arka masadaki Jimin'e fark ettirmeden baktığım zaman demeliyim...
O kadar belli etmiyor olmalıydım ki Yugyeom sürekli bana bakmasına rağmen arkasındakini izlediğimi fark edememişti.
Belki normalde konuşurken de karşımdakinin yüzüne bakmadığım için takılmamıştı.
Ama bu her zaman olduğu gibi başka yerlere bakarak dinlediğim anlardan birisi değildi.
Dinlemek...
Şu an en uzak olduğum eylemdi.
- Jungkook ?
Elini gözlerimin hemen önüne gerip salladığında ona odaklanmamı sağlamıştı.
- Dediklerimi duymuşsundur umarım.
- Hangisini ?
- Yine mi dinlemeyi unuttun ?
Avcunu yüzünü kaplayacak şekilde kapattığında arkasına doğru dönmeye başlamıştı nereye bakıp durduğumu görebilmek için.
Tam o sırada kolunu birkaç kez sarsıp kendime çevirdim.
Jimin'i görmesini istemiyordum.
En azından şimdilik...
Bana döndüğünde hafızamı zorladım ve duyduklarımın bilinçaltındaki kayıtlarına ulaşmak için büyük bir çaba gösterdim.
- Şaka yapıyorum Yugyeom. Tabii ki de dinledim seni. Jackson'un müdür karşısındayken sizin ekibin hallettiği bir işi kendisi başarmış gibi gösterişi , Mark'ın seni evden atmak isteyişini... Kısacası dinledim. Tamam mı ?
Kahvesinden bir yudum alıp gözlerini kıstı ve sessizce :
- Herkesi kandırabilirsin ama beni kandıramazsın Jungkook.
Sessiz kalmamın üzerine devam etmişti :
- Kendini duyduklarını hatırlayabilmek için zorladığın çok belli.
Elindeki kupa bardağı masaya yavaşça koyduğunda :
- Arkamda kim var ?
Büyüyen gözlerim arkadaşıma tekrar saygı duyduğumun da habercisiydi.
- Bu kadar çabuk anlıyor olmana inanamıyorum gerçekten.
- Jungkook , dinlemediğini uzun zaman önce anlamıştım. Birkaç anahtar kelimeyi sana seslenmeden önce söyledim sadece. "Mark , ev , atılmak , Jackson , Müdür , işe konmak" şeklinde altı şey söyledim sadece. Onları hatırlayıp birleştirdin.
Donup kalmamla gülümsediğini görmüştüm.
- Jimin arkamda , değil mi ?
- Ne ?
Nasıl bilebilirdi ? Ona Taehyung'a aşık olduğumu ve Jimin'i sevmediğimi söylemişken bu nasıl mümkün olabilirdi ?
- Bana yalan söylediğin zamanları hâla anlayabiliyorum. Ağzın Taehyung derken gözlerinin içinde mutsuzluk vardı. Bu kesinlikle mümkün olamaz.
- Polis olmandan nefret ediyorum Yugyeom.
Gülümseyip :
- Lafı dolandırmayı çalışma ! Bunu anlayabilmem için polis olmama gerek de yok. Seni yeterince tanıyorum.
Gözlerim arkadaki masaya kaydığında boş olduğunu görmüştüm.
Gitmiş miydi ?
Ellerimi , masanın altındaki bacaklarımın üzerine ; gözlerimi de parmaklarıma düşürdüğüm sırada Yugyeom'un telefonu çalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Nişan Al : ATEŞ ★ JiKook
FanficYeni bir asayişe atanan Jungkook; ekip amiri olan Jimin ile bir türlü yıldızını barıştıramıyordur. Peki bunun için çok mu uğraşıyor? Pek sayılmaz! Yanında her daim duran birisi varken Jimin'le arasının iyi olması pek de önemli değil. Kim Taehyung...