Odama döndüğümde bunun gerçekten olduğuna inanmak için kendimi çimdikliyordum. Kalbim hala hızla çarpıyordu ve hala dudaklarımdaki ıslaklığı hissedebiliyordum. Tekrar onun yanına gitmek istiyordum ama aynı zamanda onu çok istediğimi belli edemezdim. Sadece derin nefesler almakla yetindim.
Sabah her zamanki gibi uyandım, hazırlandım ve aşağı inmek üzereydim. Titremenin üzerine, neredeyse yanıma almayı unutacağım cep telefonumu yatağımdan aldım. Üzerindeki Tony yazısını gördüğümde, tedirgin olmadım desem yalan olurdu. Mesajı açtım.
"Luna konuşmalıyız. Sanırım çok büyük bir hata yaptım." Cevap vermedim. O sırada kapının açıldığını farketmemişim. O muhteşem koku odama yayılırken düşüp bayılmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Günaydın güzellik." Parker cevap vermemi beklemeden hızla yanıma gelip beni öptü. Nefesimi kesmişti. Biraz utanarak sordum.
"Bu ne içindi?"
"Bir nedeni mi olmak zorunda?" Gülümsedim. Parker eliyle kapıyı gösterdi.
"Gidelim mi?"
"Iııh, gitmek zorunda mıyız?"
"Ah, şuanda okula gitmek yerine seni yatağına götürmek isterdim ama annelerimizin bu duruma sevineceklerini sanmıyorum." İkimizde güldük. Parker devam etti.
"Hadi gidelim tatlı çocuk." Diyip yanından geçtim. Bu arabada bu kadar mutlu olduğum bir zamanı hatırlamıyordum.
"Acaba beni eski yerde mi bıraksan?"
"Eğer istiyorsan..." Bana yavru köpek bakışı attı ve devam etti.
"Şimdi kim kiminle görülmek istemiyor?"
"Yani benimle görülmekten utanmıyorsun. Beni heryere götürebilirsin?"
"Seni haftanın herhangi bir günü ya da her günü her yere götürebilirim." Bu konuşma böyle ilerlerken okula gelmiştik bile. Derse girdiğimde Tony yanıma oturdu.
"Dün aşırı tepki verdim."
"Biraz."
"Bella söylenenlerin doğru olmadığını söyledi."
"Bunu bende söyledim. Bana inanmıyorsun ama Bella'ya inanıyorsun?" Bay Taylor masaya yavaşça kalemle vurdu.
"Luna ve Tony lütfen sessiz olup konuşmanıza daha sonra devam eder misiniz?"
Dersten çıktığımda Penny koridorda bekliyordu. Yanına gittim. Brad'le arasında geçenleri anlatıyordu.
"Ve düşündük ki, bir kere daha çifte randevu fena olmaz. Brad Tony'nin çok eğlendiğini söyledi. Ve seni düşünmeden duramadığını da."
"Ben ve Tony-" Gözlerimi devirip devam ettim.
"Aramız pek iyi değil. Yani ben yokum."
"Ah, ne zamandan beri?"
"Herkesin Parker'la beni arabadan inerken gördüğünden beri."
"Ah, evet bu garip."
"Imm, aslında sana birşey söylemem gerekiyor Penny." Penny'nin gözleri açıldı ve tüm dikkatini bana verdi.
"S-sanırım ben Parker'dan hoşlanıyorum."
"Kim hoşlanmıyor ki."
"Ben, hatırla."
"Doğru. Ne değişti."
"Biz, biraz yakınlaştık." Penny'e her şeyi anlattım. Yani herşeyi değil, önemli kısımları... Tepkilerini tahmin ediyorsunuzdur. Eve döndüğümde odama koştum ve kendimi yatağa fırlattım. Telefonum çaldı. Tony!
"Luna konuşmamız lazım. Aptalca birşey yüzünden bitemeyiz."
"Tony, söylediklerinin beni ne kadar kırdığını bilemezsin."
"Üzgünüm."
"Ben-" Kapının açıldığını duymamıştım. Kokusundan anladığım kadarıyla Parker gelmişti. Arkam dönük olduğu için telefonda olduğumu anlamamıştı.
"Hey, tatlım." Biraz duraksadı ve devam etti. "Pardon telefonda olduğunu görmedim." Tony Parker'ı duymuştu.
"O Parker mı?"
"Imm..."
"O kim?." Parker bilerek sesini yükseltip konuşuyordu.
"Gitmem gerekiyor." dedim ve telefonu kapattım.
"Tony miydi?" Kaşlarını çatmıştı.
"Imm..." Parker cevap vermemi beklemeden odamdan çıktı. Arkasından koştum. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ama birşey söylemeliydim. Odasına girdim.
"Parker ben- ben onu istemiyorum. Seni istiyorum." Ne demiştim ben. Bu böyle söylenir miydi? Her şeyi mahvediyorsun Luna!
"Beni istiyorsun?" Birşey söyleyememiştim. Utancımdan suratına bile bakamıyordum. Parker çenemden tutup kafamı kaldırdı.
"Bende seni Luna." Boynumdan aşağı dökülen saçlarımı nazikçe tutup geriye itti ve ellerini yüzüme yerleştirdi. Daha sonra beni kendine çekti. Karnımdaki kelebekler bir saniye bile durmuyordu ve her saniye onu daha çok istememe sebep oluyordu. Dillerimiz buluştu ve ağızlarımızın içinde dans etmeye başladılar. Parker'ın eli daha da aşağı indi ve beni kendine daha çok çekti.
"Seni deli gibi istiyorum." Parker beni kaldırdı ve yatağa fırlattı. Üstünü çıkardı ve yatağın üstünde bana doğru ilerledi. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Erkeksi göğüslerine ve kusursuz karın kaslarına bakakalmıştım. Yavaşça üstümü çıkardı ve vücudumu öpmeye başladı. Onunlayken herşeyi yanlış yapacağımı düşünüyordum. Bir anda durdum.
"Ne oldu?" Bana dayanarak titreyen dudaklarıma baktı. Derin nefesler alıyordu ve kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Ben-daha önce hiç yapmadım."
"Daha önce sex yapmadın mı?"
"Hayır, bu çok utanç verici."
"Hayır Luna. Yapmak zorunda değiliz. Hazır değilsen önemli değil." Ona baktım ve gözlerimiz birleşti. Gözlerinde iyilik gördüm ve hayatımda ilk defa, hazır hissettim. Onu kendime çektim.Parker bana karşı çok nazikti. Dudaklarımı öperken parmaklarıyla saçlarımla oynuyordu. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Nefeslerimiz birleşti, artık bir bütün olmuştuk...
Yatağa uzanıp tavana baktık ve yüzüme bir gülümseme yerleşti. İkimizde hızlı hızlı nefes alıp veriyorduk. Bir süre sonra yataktan kalktım. Giyinip odadan çıkmadan önce yanağına bir öpücük kondurdum.
Odama döndüğümde, sanki ayaklarım yere basmıyordu. Bu muhteşemdi. Kalbim hala hızla çarpıyordu ve dizlerimde güçsüzlük hissediyordum. Uyumam çok sürmedi. Uyanmam da öyle. Gece 2:00'de Parker'ın mesajıyla uyandım. Şaşırdınız değil mi?
"Uyanık mısın?"
"Evet."
"Seni düşünmeden duramıyorum. Odalarımızın ayrı olması çok kötü."
"Eğer olmasaydı ne yapardık?"
"Seni kollarıma alırdım ve güzel yüzünü öperdim."
"Mmm"
"Sevdin mi?"
"'Fazlasıyla' sevdim."
"Başka neyi seversin?"
"Ellerinin vücudumda dolaşmasını."
"Mmm. Başka?"
"Sana göstereyim." Biraz sapıkça bir konuşma olmuş olabilir. Ama Parker'ın büyüsüne çoktan kapılmıştım ve kendimi ona adamaya hazırdım. Odasına gittim. Koşarak ona sarıldım ve dudaklarından öptüm.
"Bu gece benimle kal."
"Belki." Bu belki tamam anlamına geliyordu.
*********DEVAM EDECEK*********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUNA - WATTYS2018
Teen FictionLuna'nın hayatı her genç kız gibi çok güzel ilerlerken, babasının ölümüyle herşeyi kaybettiler. Annesiyle birbirlerinden başka dayanakları kalmadı. Ona destek olmak için bu güne kadar elinden geleni yaptı. Ama yeterli olmadı. Şimdi, yeni evinde yeni...