Sabah 2 mesajla uyandım. Biri bilinmeyen numaraydı."Hey, ben Freddy :)" Mesajı okuduğum anda gözlerimin büyümesine neden olamadım ve anında yanaklarımın renginin kırmızıya döndüğünü hissettim.
"Hey:)"
"Yazmanı bekledim ama daha sonra aklıma sende numaram olmadığı geldi. Bu gün ne yapıyorsun?"
"Imm, bir planım yok, senin?"
"Güzel, şuanda çalışıyorum, ama yakında biteceğini umuyorum." Çalışıyor! Bir işi var?
"Nerede çalışıyorsun?"
"Her yerde. Yapılabilecek her işi yapıyorum."
"Sadece hafta sonları mı?"
"Bana ne zaman ihtiyaç olursa, yani her zaman olabilir :)"
"Kaç yaşındasın?"
"22 :) Sen?" 22! Onunla gerçekten konuşmalı mıyım? Kesinlikle karnımdaki kelebeklerin uçtuğunu hissediyordum. Neden beni heyecanlandırıyordu? Düşünmeyi kes Luna ve cevap ver!
"17 :)"
"Bütün günümü sorularını cevaplandırarak geçirmeyi isterdim, ama işime dönmeliyim. Daha sonra konuşuruz. Belki diğer sefere soruları ben sorarım"
"Evet, iyi fikir :)"
"Şimdilik görüşürüz BEBEK." Bazı nedenlerden dolayı, bana 'bebek' diyişini sevmiştim. Yüzümdeki gülümsemeyi durduramadan ikinci mesajı açtım. Penny yazmıştı.
"Luna annem Brad'i öğrenmiş, hiç mutlu değil. Seni görmem gerekiyor."
"Neredesin?"
"Parkta, gelebilir misin?"
"Tamam, geliyorum." Yeşil bir gömlek elbise ve altıma uzun çizmelerimi giydim. Saçlarımı tarayıp evden çıktım. Parka yaklaştığımda Penny'i sarı saçlarından ayırt edebilmem uzun sürmedi. Çok üzgün görünüyordu. Yanına gittim, beni gördüğünde sarıldı.
"Ah Luna, annem çok sinirli!"
"Nasıl öğrendi?"
"Telefonumu buldu. Mesajlarımı okumuş ve cumartesi gününe kadar herşeyi öğrenmiş. Yani senin yerine Brad'de kaldığımı biliyor." Şaşkınlığımı gizleyemeden derin bir nefes aldım. Devam etti.
"Biliyorum, artık onunla görüşmeme izin vermiyor ve benim deli olduğumu düşünüyor bu yüzden beni ilaç almaya götürecekmiş."
"Penny, ilaca ihtiyacın yok!"
"Hayır, bende öyle düşünmüyorum."
"Ah, Penny."
"Tek istediğim Brad'i görebilmek. Annem onu aradı ve bağırdı. Artık asla beni aramaz. Ya bir daha benimle hiç konuşmazsa?"
"Muhtemelen mahçup hissediyordur, biraz zaman tanı. Seni seviyor. En sonunda herşey yoluna girecek. Annen sadece senin için endişelenmiş, ama en sonunda büyüdüğünü ve seni bırakması gerektiğini anlayacak. Muhtemelen hala seni küçük bir kız çocuğu olarak görüyor."
"Haklı olabilirsin. Sanırım ikisine de zaman vermeliyim. Sadece bu çok can sıkıcı. Herneyse, hadi beni neşelendirecek birşey söyle, mesela Megan'ın suratına yumruk attığını..." ikimizde güldük.
"Penny, şiddet yanlısı olmadığımı biliyorsun!"
"Tamam tamam, senin yerine Parker'ın yapmasını söylediğini...Aslında hayır! Bana tekrar Freddy'i anlat. Kahramanın olan."
"Bana mesaj attı."
"Bekle, mesaj mı attı? Bir şey kaçırmış olabilir miyim? Sende numarası olmadığını sanıyordum?"
"Sana kesinlikle söylemeyi unuttuğum önemli şeylerin arasında bu da var, onunla yine karşılaştım."
"Yine mi? Bana herşeyi anlat!"
"Geçen gece annemlerle çıktığımda, restaurantın dışında onunla karşılaştım."
"Aman tanrım! Bir günde iki kere! Bu kesinlikle kaderiniz."
"O da aynısını söyledi, kader kısmını değil ama delilik kısmında..."
"Peki, sende ona yazdın mı?"
"Evet, Penny, o 22 yaşında!"
"Ne! Yaşlı oğlan, ya da adam mı demeliyim." güldük. "Bu çok heyecanlı!"
"Bilmiyorum, tekrar incitilmekten korkuyorum."
"Luna dur! Göt Parker'ın seni tekrar elde etmesine izin verme!" Ama bu hala Parker'ı delicesine istediğimi ve sevdiğimi değiştirmiyordu.
"Evet, sanırım."
Eve gittiğimde Parker, Bay Lockwood ve Lili salondaydı.
"Eşyalarını al o zaman! Sensiz daha iyi olacağız!"
"Bana çatmasan daha iyi olur evlat! Senin için yeterince vaktim oldu!
"Sen şaka mısın!"
"Bekle evlat! Sonun benim gibi olacak ama benim aksime kaybettiğin onlarca parayla!" Parker gülüyordu.
"Şimdi kim gülüyor. Seni her hafta sonu başka bir kızla görüyorum! Yani sen mükkemmelmişsin gibi davranmayı kes."
"Beni kendinle kıyaslama!"
"Çocuk, çeneni kapasan iyi olur beni deli ediyorsun!"
"Bana ne yapacağımı söyleyemezsin. Ben-" Bay Lockwood, Parker'a tokat attı. Herkes şaşkınlıkla izlerken, o soğukkanlı bir şekilde evden çıkıp gitti. Ardından Lili ağlayarak kapıya koştu.
"Beni terk etme!" Parker inanmayan gözlerle annesine bakıyordu.
"Gerçekten mi anne!" Diyip yukarı çıktı.
"Parker." Annemle Lili'yi teselli etmek için yanına gittik. Biraz yanlarında durduktan sonra odama gittim. Parker'a mesaj attım.
"İyi misin?" Bana geri dönmedi. Muhtemelen biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Gece 2'de beynimde çalan müzik sesiyle uyandım. Neden bu kadar sesliydi? Ne oluyordu? Müziğin geldiği yere doğru gittim. Ses bodrum katından geliyordu. İçeri girdiğimde, Parker'ın bütün arkadaşları oradaydı ve herkes bana bakıyordu. Dustin yanıma yaklaştı.
"Luna? Burada ne yapıyorsun?" Parker beni görünce yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yanımıza geldi. Sarhoş olduğu çok belliydi.
"Luna Luna Luna Luna! P-p-partiye katılmak için mi geldin? Ama bu bir pijama partisi değil hahaha. Ama üstünü değiştireceksen de geçen gece giydiğin kıyafeti giymek istemezsen iyi olur. Biliyorsun hani pembe dantelli külodundan bahsediyorum."
"Parker!" Burada pijamalarımla durduğuma inanamıyordum. Dahası, Parker'ın herkesin içinde beni küçük düşünmesine hiç inanamıyordum!
"Bunu sevdin! Eminim diğerleri de sevecektir."
"Parker kes şunu!" Dustin sinirlenmişti.
"Aydınlan dostum! Daha fazla alkole ihtiyacım var!" diyip yanımızda gitti. Dustin bana döndü.
"Bunun için üzgünüm. Gördüğün gibi, çok sarhoş. Gerçekten nesi var bilmiyorum."
"Evet...ımm."
"Kaba veya başka birşey olmak istemem ama neden burdasın, pijamalarınla?"
"Uzun hikaye. Ben ve pijamalarımdan bahsetmişken, gitsem iyi olur. Bu çok utanç verici." Dustin gülüyordu.
"Sonra görüşürüz Luna."
Yatağıma döndüğümde bu gecenin en utanç verici gece olduğunu düşünüp duruyordum. Herkes bana bakmıştı. Kim bilir ne düşünüyorlardı... daha fazla aptalca dedikoduya katlanamazdım. Parker tam bir göttü. Ve hep öyle kalacaktı!
*******DEVAM EDECEK*******
💕💕💕💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUNA - WATTYS2018
Teen FictionLuna'nın hayatı her genç kız gibi çok güzel ilerlerken, babasının ölümüyle herşeyi kaybettiler. Annesiyle birbirlerinden başka dayanakları kalmadı. Ona destek olmak için bu güne kadar elinden geleni yaptı. Ama yeterli olmadı. Şimdi, yeni evinde yeni...