BTS=BLACKPİNK 💀THE VAMPİRE DIARIES💀

☠️3☠️

❌Lisa'dan❌
Bir hafta hızla geçmişti ve tatil vakti gelmişti. Bu bir haftada bir çok şey oldu. Mesela Jisoo ve Luhan aşırı yakınlaştı. Jennie sık sık geceleri dışarı çıkıyordu ve Rose son iki gündür bara gidiyordu. Fakat pek takmadım, haa bide Jisoo son zamanlarda çok fazla bayılıyor ve kusuyordu.
Eve vardığımızda hemen valizlerimizi aldık ve arabamıza bindik. Jisoo arabayı sürüyor ve Jennie'de onunla ön tarafta oturuyordu. Ben ve Rose arkada oturuyoruz. Rose uyuyordu bende yavaş yavaş uyuyordum.
Bu tatil bizim için unutulmaz olacaktı.

❌Jennie'den❌
Hava kararmıştı ve ormanlık alana gelmiştik. Fakat bir süre sonra araba bir takım sesler çıkarıp durdu. Ve Jisoo'nun ağzından çıkan kelimeler korkmama neden oldu.

Jisoo-"Lanet olsun şimdi olamaz değil mi?"

"Jisoo bir sorun mu var?"

Jisoo-"Evet hemde çok büyük bir sorun var, tanrım şimdi ne yapacağız biz!"

❌Yoongi'den❌
Hepimiz gelen uyarı ile Dark'ın yanına gittik. Dark normalde bizi acil durumlarda çağırıyordu ve bu demek oluyordu ki önemli bir konu hakkında konuşacak.
...
Hepimiz daire şeklindeki tahta masanın etrafında toplanmış Dark'ın konuşacağı şeyleri bekliyorduk.
Dark ellerini masada birleştirdi ve karanlık suratı ile hepimize tek tek baktı. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

Dark-"Evet çocuklar buraya ne için geldiğinizi merak ediyor olmalısınız, sebebi hayatınız."

Jin-"Ne demek hayatınız? Hayatımızın ne alakası var?"

Tae-"Hem biz ölümsüz varlıklarız biliyorsun değil mi Dark?"

Dark-"Evet fakat sizin soyunuzu tüketecek olan dört canlı daha yaşıyor dünyada, ve sizinle karşılaşmadan önce güçlerinin farkına varırlar ise bu çok kötü olur. Yani siz....."

Jungkook-"Yani biz ölürüz."

Dark-"Ahh evet. Bu yüzden bu dört canlıyı güçlerini fark etmeden önce bulun ve yüreklerini terbiye edin."

Hoseok-"Nasıl yani... Onları öldürmemizi mi istiyorsun?"

Dark-"Hayır asla, bu canlılar hemcinsiniz olmayabilir, bu yüzden onlar ile anlaşma yapmalısınız."

Namjoon-"Yani iş birliği teklif edeceğiz."

Jimin-"Ve bahsettiğimiz canlılar dişi de olabilir öyle mi?"

Dark-"Evet mecbur kalmadıkça öldürmek yok, anlaşıldı mı?"

"Pekala bu canlıları nasıl bulacağız?"

Sorduğum soru üzerine Dark bana döndü ve dedi ki;

Dark-"Aslında aramanıza gerek yok, çünkü şuan bize çok yakınlar."

"Ne? Dark onların ormanda ne işi olur?"

Dark-"Ormana çıkın ve kan kokusunu takip edin, onlar sizi görünce kaçmak isteyecektir o yüzden biraz zorlanabilirsiniz. İyi şanslar."

Dark masadan kalkıp gidince bizde avucumun içi gibi bildiğimiz ormana girdik. Acaba bu canlılar dişi mi yoksa erkek mi? Cidden çok merak ediyorum.

❌Rose'den❌
Uyandığımda araba durmuştu. Hey bir saniye, peki Jisoo ve Jennie nerede? Camdan baktığımda Jisoo ve Jennie gecenin bu saatinde inmiş arabayla uğraşıyordu. İndim ve yanlarına gittim.

"U-unni gecenin bu saatinde dışarıda ne işiniz var? Ve araba neden durdu?"

Jisoo-"Lanet olası şey! Bir türlü çalışmıyor, Harika gecenin bir yarısı dışarıda ormanın ortasında kaldık!"

"Ya unni öyle deme, yani çalışır, çalışması gerekiyor!"

Jennie-"Kör müsün Rose! Bozuldu işte lanet şey!!!

Jennie unni o kadar çok bağırmıştı ki Lisa uyanmış ve yanımıza gelmişti. Elleriyle gözlerini ovuşturup şaşkınlık içinde bize baktı.

Lisa-" Unni ne oldu? Neden bu kadar çok bağırıyorsunuz? Hem araba neden durdu hadi gidelim."

❌Jennie'den❌
Tabi uzun süre ikisine de açıklama yaptık. Lisa ve Rose birbirlerine sarılmış deli gibi ağlıyordu, Jisoo'nun ise sabrı taşmak üzereydi.

Jisoo-"Ya tamam kızlar kesin ağlamayı artık, bulacağız bir yolunu. Kalkıp yardım arayalım yada kalacak bir yer bulalım yoksa vahşi hayvanların kahvaltı sofrasına misafir olacağız."

Jennie-"Yaa Jisoo kes şöyle konuşmayı, daha çok ağlıyorlar kör müsün?"

Lisa-"Unni, şimdi bizi vahşi hayvanlar mı yiyecek?"

Rose-"Neeee! Yaa unni ben korkuyorum."

Jisoo-"Tamam hadi gidelim ve kalacak yer bulalım."

Hep beraber çantalarımızı alıp ormana girdik ama Lisa ve Rose bize öyle yapışmıştı ki nefes alamıyorduk.

Jisoo-"Lisa! Biraz daha sıkı sarılırsan iç organlarım, dış organlarım olacak!"

"Yaa aynen Rose bırak, öleceğim birazdan. Nefes alamıyorum."

Lisa ve Rose bizi bırakıp bu sefer de birbirlerine sarıldılar cidden bu kızlar çok aptal. Ormanda bir süre yürüdükten sonra açık ağaç olmayan bir yere geldik. Hava karanlıktı ve her yer sisle kaplıydı. Gece yarısı normal olan baykuş sesleri Lisa ve Rose için korku filmi sahnelerini andırıyordu.

Lisa-"Unni bak ben diyorum, bu orman tehlikeli, hadi gidelim arabamıza sabah olunca muhtemelen araba geçecektir yardım isteriz. Ama bu ormanda kalırsak vahşi hayvanlara yem oluruz."

Rose-"Aynen öyle, hem bir korku filminde izlemiştim, iki kız arkadaş büyük annelerini ziyarete giderken arabaları ormanda bozuluyor ve ve yardım istemek için ormana giriyorlar, ve sonra BUUUUM!!!"

Rose'nin "buum" diye bağırması üzerine Jisoo olduğu yerde sıçradı. Tamam işte bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Jisoo'nun yüzü inanılmaz bir şekilde korkunç görünüyordu, Jisoo bir anda bağırdı.

Jisoo-"Roseeee! Seni öldüreceğim!!! Gel buraya, kaçma!"

Rose ormanın derinliklerine doğru koşmaya başladı ve Jisoo'da peşinden. Lisa ve bende peşlerinden gittik ama bir anda gözden kayboldular. Lisa ile baş başa kalmıştık. Harika başlıyoruz. Lisa bana sarılmış deli gibi ağlıyordu.

Lisa-" Unniiii kayboldular ne yapacağız? Korkuyorum."

"Korkma onları bulacağız."

Etrafta bağıra bağıra kızları arıyorduk. Ama ne bir ses nede işaret veriyorlardı.