☠️ 21 ☠️

2K 192 31
                                    

JİSOO'DAN
Sabah gözlerimi açtığımda yanımda bana sarılmış bir şekilde uyuyan Rose ile karşı karşıya kaldım.
Aynı odada kalıyorduk ve birlikte uyuyorduk.
Buradaki birinci haftamızı doldurmuştuk. Herşey güzel ilerliyordu ancak tek bir sorun vardı. Oda Jennie ve Lisa'nın burada olmaması. Onların da yanımızda olmasını isterdim ama babam bana söylemişti. Jennie ve Lisa'ya bizim yanımıza yerleşmeyi teklif edecekti. Kabul edeceklerini düşünüyorum.
Yavaşça yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim ve küçük bir duş almaya karar verdim.
Aynanın karşısına geçip bir süre kendimi izledim.
Çok değişmiştim, her anlamda. Çok soluk bir tenim vardı ve dudaklarım kıpkırmızıydı. Bakışlarım bile ifadesiz duruyordu.
Buraya geldiğimde başlamıştı bu değişiklikler. Elimle tişörtümün yakasından tutup indirdim. Boynumdaki iki küçük iz hafif bir şekilde belli oluyordu. Aklıma o gün geldiğinde kalbimin o an ne kadar hızlı attığını düşündüm.
Bir vampir tarafından ısırılacağım için mi? Yoksa Jungkook yüzünden mi kalbim bu kadar hızlı atıyordu?
Sanırım ikinci seçenek doğruydu. Jungkook ilgimi çekiyordu. Soğuk bakışları, mükemmel yüzü ve fiziği, buna tezat olarak bana karşı olan kaba tavırları. Her şeyi dikkat çekiyordu.
Nedenini bilmiyorum ama yanımda olmasını istiyorum.
Onlarla ilk karşılaştığım zaman saçlarım siyahtı ama mor ve pembe tonlarına boyatmıştım. Aynanın karşısından çekilip ılık su dolu küvete girdim. Rahatlamaya ve gevşemeye ihtiyacım vardı.
Bir süre banyoda vakit geçirdikten sonra çıktım ve üzerime giymek için birşeyler aradım. Tam o sırada şatonun hizmetçilerinden biri içeri girdi.

Hizmetçi-"Ahh üzgünüm efendim, giyindiğinizi bilmiyordum."

"Önemli değil."diyerek tekrar içeri davet ettim. Yanıma gelerek gülümsedi ve eğildi. Ardından konuşmaya başladı.

Hizmetçi-"Efendim bugün dünyadaki yöneticilerden özel misafirlerimiz varmış. Aileleri ile birlikte geleceklermiş. Bu yüzden babanız sizin bakımlı ve güzel giyinmenizi istedi. Sizin için özel kıyafetler getirdik ve tabi arkadaşınız için de."

"Pekala siz getirin ben Rose'u uyandırayım."

Kafasını salladı ve dışarı çıktı. Onlar kıyafetleri odaya getirirken bende Rose'u kaldırıp hazırlanmasını söyledim. Kim bu misafirler merak ettim doğrusu.
Elbiseler içeri getirildiğinde Rose gözlerini ovuşturdu ve merakla bana bakmaya başladı.

"Özel misafirlerimiz varmış bugün. O yüzden güzel giyinmeniz gerekiyormuş. Kalk hadi tembel!"

Rose-"Yaa unni çok uykum var, lütfen birkaç dakika daha uyusam?"

"Saçmalama Rose hadi artık kalk geç kalacağız yoksa!... Hem bak belki misafirlerimizin arasında yakışıklı vampirler vardır ne dersin?"

Rose-"Taehyung'dan daha yakışıklı olamazlar eminim."

Fısıltılı söylediğini sandığı cümleyi sesli bir şekilde söylemişti ve bunu fark ettiğinde gözlerini olabildiğince açtı.
Gülümseyerek yanına gittim ve kolundan tutup kendime çektim ve kaldırdım. Zaten biliyordum Taehyung'a karşı birşeyler hissettiğini.
Utandığı için hızla kalktı ve banyoya girdi. Bende o sırada hazırlanmaya başladım.
Gelecek olan misafirler çok önemli kişiler olmalı ki böyle büyük bir hazırlık yapılıyor.
Kıyafetlerimi giydiğimde aynanın karşısına geçip kendime baktım beyaz göğüs kısmı işlemeli zarif bir elbiseydi.
Saçlarımı serbest bıraktım, mor, pembe tonlarındaki uzun saçlarım zarif ve göz alıcı bir görüntü oluşturmuştu.
Hafif bir makyaj yaparak görünümümü daha şık ve nazik bir görüntü oluşturmuştu. Rose banyodan çıktığında gözlerini sonuna kadar açtı ve yanıma gelip ellerimi tuttu.

Rose-"Tanrım! Unni büyüleyici görünüyorsun! Sen çok güzelsin."

Yüzüme sıcacık bir gülümseme yerleştirdim ve ellerini daha sıkı tuttum. Rose benim herşeyimdi. Bana en çok değer veren de oydu. Yanağına mink bir öpücük kondurdum ve gözlerimi gözlerine diktim, tek elimle yanağını okşadım ve konuştum.

"Sen benden çok daha güzelsin emin ol. Ama şimdi seni hazırlayalım yoksa geç kalacağız."

Kafasını salladı ve peşimden gelmeye başladı. Elbiseyi çıkarıp eline verdim ve bekledim. Giyinip geldiğinde şaşkınlıkla ağzım aralandı. O mükemmel görünüyordu, sanki güzellik perisi gibiydi. Aynanın karşısına geçip kendine baktı.

Rose-"Unni bu elbise çok güzel. Mavi en sevdiğim renktir biliyorsun..."

"Biliyorum tatlım sana çok yakıştı. Senden başkasına daha fazla yakışamazdı.

Gülümsedi ve boynuma sarıldı. Omuzlarından tutarak aynanın karşısına oturttum ve saçları için güzel bir model düşündüm. Ardından saçlarını dağınık at kuyruğu yaparak iki yandan küçük saç tutamlarını serbest bıraktım. Hafif bir makyaj yaparak görünümünü tamamladım. Şuan tam bir prenses gibi görünüyordu.
Aşağıdan babamın seslenmesiyle hızla odadan çıktık ve aşağı indik. Şatonun büyük ve geniş salonunda şık bir masa hazırlanmış ve evde oldukça karanlık bir ortam hazırlanmış.
Babam hazırlıkları kontrol ederken bir yandan da bizimle konuşmaya çalışıyordu.

Drakula-"Ahh hoşgeldiniz kızlar..."

Babam sonunda kafasını bizden tarafa çevirince hayranlıkla bizi süzmeye başladı. Ardından yanımıza geldi ve ellerimizi tuttu.

Drakula-"Kızlar harika görünüyorsunuz, mükemmel olmuşsunuz."

"Teşekkürler baba... Şeyy baba bugün bize gelecek olan misafirler kim?"

Drakula-"Ahh evet üç aile geleceklermiş. İki elçi dünyadan bir elçi Transilvanya'dan olacakmış herhalde. Ayrıca ekipleri ile geliyorlar."

Babam konuşmasına devam ederken bu sefer yüzünü buruşturdu ve konuşmaya devam etti.

Drakula-"Şu dünyadaki elçilerden biri de sizi evinde tutan sürgün vampirlerin başkanı."

Rose-" Sürgün vampirler mi? Onlar sürgün mü? "

Drakula-"Evet onlar size bundan bahsetmedi mi? Hatta o büyücü çocuklar ve kurt adam da."

Rose-"Hayır bahsetmedi... Neden sürgün edildiler peki?"

Drakula-"Aslında hepsi farklı nedenlerden dolayı sürgün edildi. Mesela şu Jin o küçükken terk edilmişti. Dark ona sahip çıktı bu yüzden ona karşı aşırı sadık davranıyor. Dark ile birlikte oda dünyaya sürgün edildi.
Sonra Jungkook ile Jimin var. Onlar insan kanı içtikleri için ceza aldılar. Kendilerine hakim olamıyorlar serseriler. Namjoon ve Hoseok eski birliklerinin yöneticisini bir olup öldürdükleri için sürgün edildi. Taehyung ve Yoongi'de kural ihlalleri yüzünden."

Dikkat kesilip babamı dinlerken şatonun hizmetçisi geldi ve misafirlerimizin geldiğini haber verdi.

BTS=BLACKPİNK 💀THE VAMPİRE DIARIES💀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin