❌JUNGKOOK'DAN❌
Hoseok yanıma geldi ve tişörtümün ensesinden tutup hızla geri çekti. Güçlü bir şekilde yakalarımdan tuttu ve duvara dayadı.Hoseok-"Seni aptal ne yaptın kıza! Lan kız zaten halsizdi şimdi tamamen güçsüzleşti. Ona söz vermiştim lan ben, onu koruyacağıma söz vermiştim!"
"Bırak beni! Dayanamadım anlıyor musun?!! Uzun zaman sonra ilk defa insan kanı içtim!"
Yakalarımı daha sıkı tuttu ve beni duvara daha çok bastırdı. Gözlerindeki öfke her şekilde belli oluyordu.
Hoseok-"İyi bok yedin Jungkook! Eğer kıza birşey olursa seni gebertirim, anladın mı lan beni?!!"
Ellerini tutup yakamdan çektim. Ne istiyordu ki onu öldürmemi mi? Ama şuan kavgayı bırakmamız ve kız ile ilgilenmeniz gerekiyordu. Hoseok'u ittim ve kızın yanına gidip kucağıma aldım, teni çok solgundu ama güzelliğinden hiçbir şey kaybetmişti. Onu odama taşırken arkamdan gelmesi için Hoseok'a seslendim. Şuan cidden Hoseok'u çekemezdim ama kızın boynundaki yarayı bir tek o iyileştirebilir di. Hoseok kızı tedavi ederken Dark'ın verdiği alarmı tamamen unutmuştuk.
❌JENNİE'DEN❌
Gözlerimi açtığımda yanımda Lisa vardı. Muhtemelen baygındı, yavaşça yerimden kalktım ve uzandığı koltuğa gittim Lisa'nın elini tuttum. Bulunduğumuz salon devasa büyüklükteydi, bordo ve siyah tonlarındaydı, oldukça eski ama bir o kadar şık bir dekorasyonu vardı. Lisa yerinde kıpırdandığında etrafı incelemeyi bırakıp Lisa'ya döndüm. Gözlerini açtı ve hafifçe doğruldu daha sonra korku dolu gözlerle etrafı inceleyip bana döndü ve ağlamaya başladı.Lisa-"Unni neler oluyor? B-ben çok korkuyorum. Jisoo ve Rose neredeler onlara bir şey olmadı değil mi, kimse canlarını yakmadı değil mi?!!"
"Ah bilmiyorum Lisa. O adamlar bizi buraya getirdiler, bende yeni uyandım daha inan senden hiçbir farkım yok."
Sakince konuşmaya çalışıyordum, yoksa Lisa'yı korkutabilirim bu yüzden korkumu içime atmalıyım. Yapabilirdim kız kardeşlerim için her şeyi yapabilirdim.
Lisa boynuma sarılıp fısıldadı.Lisa-" Unni sen yanımdayken hiçbir şeyden korkmuyorum ben, tıpkı senin gibi cesur ve güçlü olacağım."
Ellerimi Lisa'nın yanaklarına yerleştirdim ve güven verircesine gözlerine bakarak konuştum.
"Biliyorum Lisa sen gerçekte güçlü bir kızsın, sadece dışarıdan korkak görünüyorsun."
Ona söylediklerimden sonra içten bir gülümseme ile karşılık verdi. Ama şuan yapmamız gereken tek şey var, o da Jisoo ile Rose'nin nerede olduğunu bulmak. Lisa'nın elinden tutup ayağa kaldırdım birlikte büyük salonda etrafı inceledik tahtadan yapılmış büyük bir kapı gördüğümüzde hızla kapıya ilerledim ve kapıyı açtım. Karşımıza uzun ve geniş bir koridor çıktı. Koridorda çeşitli kapılar vardı koridorda sağa döndüğümüzde karşımıza demirden devasa bir kapı çıktı. Oranın çıkış kapısı olduğunu düşünüp hızla kapıyı açtım ama büyük bir salaklık yapmıştım. İçeride büyük yuvarlak bir masa vardı ve etrafında da ormanda gördüğümüz hızlı hareket eden adamlar. Bir süre şaşkınlık yüzünden kıpırdayamadım ama daha sonra toparlanıp Lisa'nın elinden tutup yavaşça geriye doğru adımlamaya başladım, Lisa'ya döndüm ve gözümle kaçmalıyız işareti verdim ve fısıldayarak konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS=BLACKPİNK 💀THE VAMPİRE DIARIES💀
Fanfiction"Jungkook Jisoo'yu öldürdü!" "Ben ona aşığım!" "Unni onlar gerçekten varlar..." "O sonsuza kadar gitti..." "Onu... Ben öldürmedim." "Sizin gibi ucubeler ile işimiz olmaz bizim!" "Ben... Özür dilerim..." "Seslerini duyabiliyorum!" "Eğer bunu yaparsam...