BTS=BLACKPİNK 💀THE VAMPİRE DIARIES💀

☠️ 23 ☠️

❌JUNGKOOK'DAN❌
Drakula Jisoo'yu masadan kaldırdığında içimde tarif edilemez bir sinir gezinmeye başladı. Olmayan iştahım tamamen kaçmıştı. Masadakilerden izin alarak ayağa kalktım. Jisoo'ya sinirliydim ama kıyamıyordum.
Hava almak için terasa çıkmanın iyi olacağını düşündüm ve adımlarımı oraya yönlendirdim. Terasın kapısına geldiğimde arkası dönük şekilde dışarı bakan Jisoo'yu gördüm. Mora boyattığı saçları rüzgarın etkisiyle ahenkle dans ediyordu. Rüzgarın etkisiyle burnuma gelen kan kokusu bütün bedenimin titremesine yol açtı. Ellerim titremeye başlayınca var gücümle yumruklarımı sıktım. Kendime engel olmalıydım, önceki sefer yaptığım hatayı ikinci kez yapmayacaktım.
Yavaş adımlarla ona doğru ilerledim ve hemen  yanında ellerimi parmaklıklara dayadım. Kafasını yavaşça bana doğru çevirdi.
Ağlıyordu... Kaşlarımı çattım ve ne olduğunu anlamaya çalıştım. Tabi yaa burada zorla tutuluyorlardı. İğneleyici bir ses tonu ile sordum.

"Ne diye ağlıyorsun?"

Jisoo-"Umurunda mı?"

"Tabiki umurumda sen bana aitsin!"

Kaşlarını çattı ve hızla bana döndü. Rüzgar saçlarının yüzüne gelmesine sebep oldu. Eliyle alnındaki saçlarını çekti ve sinirli bir ses tonu ile konuştu.

Jisoo-"Ben kimseye ait falan değilim! Daha birkaç haftadır tanıdığın bir kızı hangi sıfatla sahipleniyorsun!"

"Seni ısırdım!"

Kaşlarını kaldırdı ve ellerini beline koydu. Alaycı bir şekilde gülümsedi ve sordu.

Jisoo-"Eee ne olmuş ısırdıysan! Bugüne kadar ısırdığın bütün kızların sahibi mi oluyorsun!"

"Sen ısırdığım ilk kızsın. Ve bizim dünyamızda vampirler ilk ısırdığı kıza sahip olmuş demektir."

Yüzündeki alaycı ifade bir an soldu ama daha sonra toparlanıp tekrar omuzlarını dikleştirdi.

Jisoo-"Olsun. Bizim dünyamızda insanlar birbirine bu şekilde sahip olmuyor. O yüzden bu kural benim için geçerli değil."

Bir anda üzerine doğru gittim ve parmaklıklarla aramda sıkıştırdım. Ellerimi belinin iki yanından parmaklıklara yasladım ve yüzüne yaklaştım. Bu ani hareketim karşısında şaşkınlık içinde irkildi.
Fısıltılı ve tahrik edici bir ses tonu ile sordum.

"Peki sizin dünyanızda insanlar birbirlerine nasıl sahip oluyordu? O şekilde sahip olayım sana."

Gözlerini ve ağzını olabildiğince açtı ve utançla yüzüme bakmaya başladı. Kaşlarımı kaldırıp alayla güldüm.

"Hadi, cevabını bekliyorum. İnsanlar sizin dünyanızda birbirine nasıl sahip olur?"

Yutkundu ve dudaklarını birbirine bastırdı, bakışlarım dudaklarına kaydı. Kalp şeklinde dolgun ve pembe dudakları oldukça tahrik edici duruyordu. Gözlerimi tekrar gözlerine diktiğimde bakışları gözlerimdeydi.