❌LİSA'DAN❌
Jennie unni odadan çıktıktan sonra gülerek telefonum ile ilgilenmeye başladım. Tanrım dün akşam olan olaylar tekrar yüzümün kızarmasına sebep olmuştu. Sorun Yoongi'nin beni öpmesi değil benim de ona karşılık vermem. Pislik Yoongi![Flash Back]
Yemekten döndükten sonra erkekler aşağıda hava almak için geziyordu. Bende fırsattan istifade üzerimi değiştirmek için odama gittim ve sıcak bir duş aldım. Daha sonra üzerimi giymek için birşeyler aradım. Altıma kot şort giyip üzerime giymek için lacivert bir tişört seçtim. Tam giyeceğim sırada içeri Yoongi girdi.
Bir dakika... Şuan ben çıplağım, üzerimde sadece sütyen var ve Yoongi içeride...
Hızla dolap kapağının arkasına saklanıp bağırdım."Dışarı çık Yoongi! Sapık mısın üzerimi değiştiriyorum şuan!"
Omuzlarını silkti ve arsızca sırıttı. O sırada yavaş yavaş üzerime doğru geliyordu.
Elimi öne uzatarak uzak dur işareti yaptım ama o hala gelmeye devam ediyordu."Yoongi defol git! Bağırırım bak!"
Yine omuzlarını silkti ve bir anda dibimde durdu. Beni kolumdan tutup kendine çekti. Şuan bedenlerimiz tamamen birbirine temas ediyordu. Bağırmak için ağzımı açmıştım ki eliyle ağzımı kapattı ve sinirli bir şekilde tısladı.
Yoongi-"Ne diye bağırıyorsun?!! İnsanları başımıza mı toplayacaksın?"
Elini ağzımdan çektim ve omuz silktim. Banane işte onu sapıklık yapmadan önce düşünecekti.
Ellerimi belime koydum ve en çirkef bakışlarımı attım."Banane işt... -"
Ben daha lafımı tamamlayamadan bir anda dudaklarıma yapıştı.
Ne kadar şok olsam da bir şey beni onu öpmeye itiyordu. Bir tarafım istemiyordu ama bir tarafım da onu deli gibi öpmek istiyordu. Yumuşak dudakları öpüşünü derinleştirirken kollarını belime daha sıkı sardı. Dudağımı ısırdığında acı içinde inledim ardından nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde karşılık vermeye başladım.
Kısa süreli öpüşmemiz benim onu itmem ile sona erdi. Hala pis pis sırıtıyordu,bedenimi ele geçiren utanç ile hızla banyoya girdim ve kapıyı kilitledim. Sırtımı kapıya yasladım ve oturdum. Tanrım az önce ne olmuştu öyle?
Sorun birbirimizi öpmüş olmamız değil, benim bu öpücükten mutlu olmam. Ona aşık olmadığım halde neden bu kadar heyecanlandım ve daha fazlası istedim?
Delirmek üzereyim tanrım!
[Flash Back End]Yoongi odaya girip kapıyı kapattı ve gülerek bana bakmaya başladı.
Yoongi-"Eee anlattın mı ne kadar utandığını Jennie'ye?"
"Kes sesini Yoongi!" diyerek yatağın üzerinde duran yastığı suratına attım.
Aptal! Benimle dalga geçmek hoşuna gidiyor.
Aramızdaki değişik ortamı sonlandıran şey Hoseok'un kapıyı kırarcasına çalması olmuştu.
Yoongi koşarak kapıyı açtı ve Hoseok içeri nefes nefese girdi.Hoseok-"Y-yoongi sonunda... Rose ve Jisoo'nun yerini bulduk!"
Sevinçle yerimde zıpladım ve ayağa kalktım.
"Eee neredeymişler peki?"
Hoseok-"Aslında Drakula kendine sandığımızdan daha fazla güveniyor. Kızları kendi şatosunda tutuyor. Kızları orada tutacağı aklımın ucundan geçmezdi."
Yoongi-"Tabiki kendine güvenecek! Adam vampir imparatoru. Ayrıca unutma ki Büyük Heyet üyesi."
"Büyük Heyet mi? O nedir?"
Hoseok-"Bu Heyet Transilvanya'daki tüm vampirleri yöneten en yetkili kişilerdir. Bu Heyet hata yapan, insanların kanını ihtiyacı olmadığı halde içen, ve ihanet eden vampirlere ceza verir. Kimi ölüm kimi sürgün kimisi de daha birçok ceza alır. Bu Heyetin beş üyesi vardır, en güçlü olan üyesi Kont Drakula. Sonra Christopher Lee... Fright Night, Salem's Lot ve Nosferatu."
"Şu Kont Drakula Jisoo'yu kaçıran adam mı?"
Yoongi-"Evet o."
Drakula'nın yüzünü hiç görmemiştim ama hikayelerde ve efsanelerde adı çokça geçiyor. Normal şartlarda otelde bir gün kaldıktan sonra gidecektik ama Drakula Jisoo unni ve Rose'a saklama büyüsü yapmış, bu yüzden yerlerini tespit edememişler. Hızla hırkamı aldım ve odadan çıktım. Yoongi ve Hoseok arkamdan öylece bakıyordu ama Jennie unni'nin onları bulduğumuzdan haberi olmalı.
Koşarak odanın kapısını çaldım, resmen kıracağım ama açan yok. Bende son çare olarak bağırmaya başladım.
"Unni~ açsana şu kapıyı! Sana söyleyeceğim çok önemli bir şey var!"
Kapı sonunda hızla açıldığında karşımdaki kişi Jimin olmuştu. Ama bir gariplik vardı, yüzü kıpkırmızıydı. Jennie unni arkada belirdiğinde oda aynı haldeydi. Ayrıca onun dudakları kızarmış mıydı?
"Bir dakika ne olmuş sizin yüzünüze ve dudaklarınıza?"
Son anda jeton düşünce gözlerimi sonuna kadar açtım. Hadi canım! Yok artık...
Deli gibi kahkaha atmaya başladığımda Jennie unni kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı. Al işte benimle dalga geçiyordu şimdi de gelmiş burda Jimin ile öpüşüyor.Jennie-"Ne diye gülüyorsun Lisa."
"Sana gülüyorum unni. Gelmiş birde Yoongi ile öpüştüğüm için benimle alay ediyorsun."
Jimin kaşlarını kaldırdı ve sırıttı. Dur bir dakika ben az önce ne dedim?
Jimin-"Demek sen Yoongi ile öpüştün haa. Vay canına Yoongi benden hızlı çıktı."
Yaa salak Lisa salak! Her neyse bir şekilde bu işten sıyrılıp konuyu değiştirmem lazım.
"Unni! Jisoo ile Rose'un yeri tespit edilmiş!"
Jennie-"NEEE?!!"
"Evet hazırlanın yarın yola çıkıyoruz."
Haberi verdikten sonra hızla odadan çıktım. Kendi eşyalarımı toplamam lazım değil mi ama.
...
Kıymetimi bilin hastanede tedavi olurken yazdım bölümü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS=BLACKPİNK 💀THE VAMPİRE DIARIES💀
Fanfiction"Jungkook Jisoo'yu öldürdü!" "Ben ona aşığım!" "Unni onlar gerçekten varlar..." "O sonsuza kadar gitti..." "Onu... Ben öldürmedim." "Sizin gibi ucubeler ile işimiz olmaz bizim!" "Ben... Özür dilerim..." "Seslerini duyabiliyorum!" "Eğer bunu yaparsam...