10- Şaka, Banyo ve Gün Yüzüne Çıkan GerçeklerWuh! Sonunda sınav haftamı bitirmiştim. Okul açıldığından beri tam dört ay geçmişti ve bugün sınavların bitmesiyle tamamen huzura ermiştim.
Bu geçen zamanda sınav dönemleri Sehun, Hoseok ve ben üçlüsü çok fazla zaman geçiremez olmuştuk. Arada Hoseok yapamadığım soruları anlatmıştı ve Sehunla da sadece ders çalışmıştık.
Yoongi... Yoongi ile en son geçen hafta konuştuk. Yüzünü görmeyeli üç hafta olmuştu ve sanırım pek de özlememiştim. Hangi ara böyle olduğumuz hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Sanırım bulunduğu durumdan memnundu.
Telefonumun çalan melodisi sıçramama neden olurken arayan kişiye baktım.
'Havuç'
Sebebsizce gülümserken vakit kaybetmeden telefonu açtım.
"Efendim Hoseokie?" Güldüğünde salak salak olduğum yerde durdum ve etrafa baktım.
"Nerdesin Tae Tae?" Evet bu da Hoseok'un bana taktığı isimdi. Ne yalan söyliyeyim çok hoşuma gidiyordu.
"Yurda doğru yürüyordum. Neden?"
"Heh tamam hadi hemen gel." Yüzüme kapanan telefonla bir süre mal mal etrafa bakmaya devam ettim. Hemen ardından koşaradım yurda gittim
Gitmez olaydım.
Kapıdan içeri girer girmez başımdan aşağı buz gibi su dökülmüştü. Yetmezmiş gibi tam yürüyecekken yüzüme krem şanti dolu bir tabak yemiştim. Sinirle elimin tersiyle gözlerimi sildim.
"Jung Hoseok!" Çığlığım odada yankılanırken hızlı adımlarla yerde kahkaha atan Hoseok'a ilerledim. Gülmeye devam ederken yüzümdeki ciddi ifadeyi görünce anında kahkahası kesilmişti.
"H-hey dur orada. Sadece küçük bir şakaydı. Barış hm?" Oturduğu yerde geri geri kaçarken üstüne uçtum. Hayır gerçekten uçtum. Öyle ki şu an tam üstünde oturuyordum.
"Bunu ağır ödeyeceksin Bay Havuç!" Ellerini hareket ettiremesin diye başının yanında sabitledim ve yüzüne doğru eğildim. Korku dolu gözlerle bana bakıyordu. Sırıtıp krem şantili yüzümü ondan uzaklaştırıp saçlarına gömdüm. Yüzümdeki tüm kremayı saçlarına sürdükten sonra üstünden kalktım ve ona bakarak dudaklarımı yaladım.
"Mmm vanilyalı krema." Saçlarımı karıştırarak banyoya yürüdüm. "Banyodan çıktığımda yerdeki sular temizlenmiş olsun Hoseok." Ofladığını duyduğumda gülerek banyoya girdim. Dudağımın kenarında kalan krem şantiyi de yaladıktan sonra vakit kaybetmeden duşa girdim.
Sürekli havluyla koştur koştur yukarı çıkmamak için banyoya birkaç yedek kıyafet koymuştum. İyice kurulanıp kıyafetlerimi giydim. Tam tişörtümü de giyeceğim sırada kapı tıklatıldı. Kilidi açtım ve tekrar aynanın karşısına geçtim.
"Gelebilirsin." İçeri giren Hoseok'un elinde birkaç tane ıslak yer bezi vardı ve saçlarındaki kremanın birazı alnına da akmıştı.
"İşini bitirdiysen duş sırası bende." Yüzümdeki krem şantilerin tamamen gitmesiyle çıkmaya yüz tutmuş sakallarımı gördüm ve tişörtümü giymeyi erteledim.
"Tıraş olmam gerek biraz daha bekle." Bezleri kirliye atıp o da tişörtünü çıkarttı ve yanıma geldi.
"Ben de olmalıyım." Vücudunu süzmemek için direnirken tıraş bıçaklarını ve köpüğü çıkarttım. Köpüğü önce onun parmaklarının ucuna sıktım. Sonra da kendi parmaklarıma sıktım ve sakallarımın olduğu yere sürdüm. Tıraş bıçağını alıp yavaş hareketlerle aşağıdan yukarı doğru kaydırdım. Köpükle kaplanan bıçağa su tuttuğumda aynadan gülümseyerek beni izleyen Hoseok ile göz göze geldim.
"Hey dünyadan Hoseok'a. Cildin tüm köpükleri emdi artık tıraş olsan diyorum." Uyanmışcasına hafifçe sıçradı ve bıçağı eline aldı.
"Ah, şey, dalmışım."
"Fark ettim." Gülerek önüme döndüm ve tıraşa devam ettim.
***
Ponçik mi ponçik (!) olan Sehun'un Hoseok tarafından bana yapılan hain saldırıya gülmesi bittiğinde gözlerim devirmekten ağrımıştı.
"Tamam sehun defol git odana. Ders mers bir şey yap." Koltuğa iyice yayıldı.
"Sınavlar falan bitti ne dersi ya? İyi böyle."
"Git Sehun. Tamam mı? Ne olursan ol yine git. Siktir git işte ya aa!" Oflayıp gözlerini devirdi ve ayağa kalktı.
"Ne kadar da kibarsın bugün." Sırtından kapıya ittirdim.
"Daha yaratıcı küfürler duymak istemiyorsan çık dışarı."
"Aman iyi be. Hadi ben kaçar görüşürüz pasta surat." Gülerek hızlıca odasına gitti.
"Aish cidden elimde kalacak." Söylene söylene odaya döndüm.
Tam kapıyı kapatacağım sırada birisi buna engel oldu. Arkamı döndüğümde Hoseok kıpkırmızı olmuş suratla ve ateş saçan gözlerle bana bakıyordu. Kocaman gülümsedim. Yaptığı şakadan dolayı ona sinirliydim fakat yüzünü görmemle nedensizce mutlu oldum.
"Hey selam." Elindeki broşüre benzeyen kağıdı sertçe göğsüme bastırdı.
"Bu ne Taehyung bu ne?!" Öyle bir bağırmıştı ki sesinin şiddetinden titreyen kapılara bedenim de eşlik etmişti. Göğsümdeki broşürü tutup baktığımda tamamen buz kesmiştim.
Yoongi'nin beni bar çıkışı öptüğü fotoğrafı kim çekmişti?
BÖLÜM SONU
Diğer bölümde görüşmek üzere Vhope'la kalın 💚💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prejudiced Love // VHOPE ~DUZENLENIYOR~
FanfictionHer şey homofobik olan Jung Hoseok'un oda arkadaşı Kim Taehyung'un gay olduğunu öğrenmesiyle başladı. "Üzgünüm Hoseok. Seni kaybedeceğimi bilmeme rağmen sana delilercesine aşık olduğum için üzgünüm. Lütfen benden vazgeçme. Lütfen bizden vazgeçme." ...