26- Tatil, Sır"Ya kay biraz sıkıştım."
"Olmaz omzuna yaslanacağım. Başka türlü rahat uyuyamam yoksa."
"Boyun yastığın niye var o zaman?" Sehun, Soo'yu tekrardan ittirip bize döndü. "Bir şey söyleyin şuna. Koskoca arabada gelmiş dibime yapıştı kene gibi. Zaten hava sıcak."
"Abartma Sehun alt tarafı omzuna yaslanacak ne var bunda?" Hoseok'un konuşması üzerine Sehun öfleyerek kaşlarını çatıp kollarını önünde bağladı ve Soo'da keyifle gülümseyip başını Sehun'un omzuna yasladıktan sonra koluna sarıldı.
Gülerek onların bu keyifli(kısmen) anlarını izlerken hemen yanımda oturan Hoseok'a baktım ve onun da zaten bana baktığını gördüm. O da tıpkı benim gibi gülüyordu. Bir anlık ne yapacağımı bilemeyip gülümsemeye devam ederken bakışlarımı kaçırdım. Kulaklarıma kadar kızardığımı hissediyordum.
"Evet çocuklar harika bir geziye hazır mıyız?!" Sehun'un babası, sürücü koltuğuna yerleştiğinde arabayı çalıştırdı. Hep bir ağızdan yanıtladık onu.
"Hazırız Bay Kang!"
Uzunca bir senenin ardından sonunda okul kapanmıştı. Hazır yaz tatilinin başlarındayken Sehun bizi kendi yazlıklarına davet etti. Yaklaşık bir hafta kadar kalacaktık. Yani şimdilik öyle planlamıştık. Sehun'un babası hafta sonunu bizimle geçirip hafta içi tekrar Seoul'e dönecekti. Her şey bir anda gelişmişti ve şu an hepimiz minibüs tarzı arabada yola çıkmak üzere koltuklarda oturuyorduk.
Arabada sürücü koltuğunun yanında Baekhyun hyung, arkada karşılıklı üç kişilik koltukta ters oturan Myung Soo ve Sehun'un karşısında Hoseok ve ben vardık, onun arkasındaki iki kişilik ayrı yerler vardı. Orası da boştu.
Ve evet bahsetmeyi unuttuğum birkaç ufak ayrıntı var. Birincisi Baekhyun hyungun da bizimle geliyor oluşu. Yola çıkmadan önce Sehun hepimizi tanıştırdı. Meğersem ikisi, hatta aileleri yıllardır arkadaşlarmış. Aile dostlarıymış yani. E böyle olunca da o da bizimle geldi. Aslında her ne kadar ağır bir havası olsa bile bana göre çok kibar birisi. Bunu sadece birkaç dakikalık konuşmamızdan anladım evet.
Neyse diğer ikinci bir konu ise gittiğimiz bu yerin nerede olduğu. Sehunlar'ın yazlığı tam olarak Busan'da bulunmakta. Harika plajlarıyla Busan'a aşık birisi olarak bu duruma çok mutlu olmuştum.
İki saat kırk beş dakika, molalar ile birlikte neredeyse üç saatlik bir yolculuk bizi bekliyordu. Her zaman yaptığım gibi müzik dinlemeye karar verdim ve kulaklığımı almak üzere elimi cebime attım. Attım atmasına da kulaklığım orada yoktu. Hızlı bir şekilde diğer ceplerimi de yokladım ancak yoktu.Tabi ya! Yurttan çıkmadan unutmayayım diye çantama koymuştum. Çantam da bagajdaydı. Harika(!)
"Ne oldu Taehyung bir sorun mu var?" Hoseok'a bakıp başımı yukarı aşağı salladım.
"Kulaklığımı çantamda bırakmışım. Çantamı da bagaja koydum. Kulaklıksız kaldım." Bir süre bana bakmaya devam ettikten sonra bilmem kaç derece olan havadan bile daha sıcak bir şekilde gülümseyip elinde tuttuğu kulaklığı telefonu taktı ve bir ucunu kendi elinde tutarken diğerini de bana uzattı. "Benim şarkı zevklerimi pek beğenmeyebilirsin belki ama müziksiz bir yolculuktan iyidir sanırım hm?" Gülerek elindeki kulaklığın tekini alıp sol kulağıma taktım.
"Sorun yok her türlü dinlerim."
"Sevmediğin olursa söylersin değiştiririz." O da diğer tarafı sağ kulağına taktıktan sonra telefonunu açıp müzik listesine girdi ve karışık oynatmaya bastı. Arkama yaslanıp başımı koltuğun arkasına yasladım ve gözlerimi kapatarak çalan şarkıyı dinlemeye başladım.
My lover's got humour
Aşkımın izah anlayış vardırShe's the giggle at a funeral
O, cenazedeki kıkırdayıştırKnows everybody's disapproval
Hiç kimsenin onaylamadığını bilir
•
•
•
Take me to church
Beni kiliseye götürI'll worship like a dog at the shrine of your lies
Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğimI'll tell you my sins so (and) you can sharpen your knife
Sana günahlarımı anlatacağım ve böylece bıçağını bileyebilirsinOffer me that deathless death
Bana ölümden sonraki sonsuzluğu önerGood God, let me give you my life
Güzel Tanrı, hayatımı sana vermeme izin verŞarkılar birbirini kovalarken, yol akıp giderken omzumda hissettiğim ağırlık ile Hoseok'a ,daha doğrusu kafasına, baktım. Başını omzuma yaslayıp gözlerini kapatmıştı. Hafifçe gülümseyip başımı başının üstüne yasladım ve tekrardan gözlerimi kapattım. Vanilya kokusuyla iyice mayışırken derince soludum o kokuyu. Hoseok'a has olan o kokuyu.
Mola verene kadar ne Hoseok oturuşunu değiştirdi ne de ben. Üstelik beğenmezsin dediği müziklerinden bir tanesini bile değiştirmeyip onun da değiştirmesine izin vermemiştim. Çünkü onun dinlediği, onun sevdiği her şeyi bilip dinlemek istiyorum. Herhangi bir fikrim olsun istiyorum.
"Evet gençler yemek yemek ve tuvalete gitmek isteyenler benzin istasyonuna gidiyor, diğerleri de arabada kalıyor. On dakika sonra hepiniz tekrar toplanmış olun."
"Tamam babacım." Bay Kang arabadan indikten sonra hemen ardından Baekyun hyung da arabadan inip kapıyı sertçe çarptı. Hepimiz yerimizden sıçrayıp kapıya bakarken Sehun başını eğmiş elleriyle oynuyordu. Elimle hafifçe dizini dürttüm.
"Sehun, sen iyi misin? Bir sorun mu var?" Yavaşça başını kaldırıp bana baktı ve başını iki yana salladı. "Hadi ama ne zamandır eskisi gibi olmadığının farkındayım. Hepimiz farkındayız. Sen kendin istediğin zaman anlat diye bekledik ama senin geldiğin yok. Söyle hadi neyin var?" Derince bir nefes çekti önce. Ardından aldığı nefesi geri verip omuzlarını düşürdü. En son da bir şey diyecek gibi ağzını açtı ancak bir süre Hoseok'a baktıktan sonra ağzını kapatıp yavaşça arabadan indi.
Sehun'a her ne olduysa bunu bize anlatmamasının tek sebebi kesinlikle Hoseok'tu.
BÖLÜM SONU
Merhabalar herkese. Uzun zaman oldu değil mi? Bunun için üzgünüm ama çok yoğundum. Bu süre zarfı içerisinde bir sürü sınav oldum, yeni bir okula yazıldım ve çok sevdiğim bir Wattpad yazarı ile tanıştım. Konuşmamız görüldü yemem ile kapandı ancak olsun. Benimle konuşmak bu kadar sıkıcı sanırım :)
Her neyse size pek de iyi olmayan bir duyurum var. Bu şimdilik son bölüm. Yani şöyle ki bir süreliğine kitaba ara veriyorum. Aklımda hep fikirler var ancak bunları yazıya dökemiyorum. İlham sorunum var yani. Bu sürede de bölümleri yeniden düzenleyeceğim en baştan. İlk bölümlerde baya bir çaylağım ve bazı bölümlerde askıda kalan olaylar oldu. Bu yüzden bölümleri yeniden düzenleyeceğim. En kısa zamanda geri dönmeye çalışacağım. Hepinizi seviyorum kendinize iyi bakın.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın. Bugünlük plúm'dan bu kadar. Diğer bölümde görüşmek üzere Vhope'la kalın 💚💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prejudiced Love // VHOPE ~DUZENLENIYOR~
FanfictionHer şey homofobik olan Jung Hoseok'un oda arkadaşı Kim Taehyung'un gay olduğunu öğrenmesiyle başladı. "Üzgünüm Hoseok. Seni kaybedeceğimi bilmeme rağmen sana delilercesine aşık olduğum için üzgünüm. Lütfen benden vazgeçme. Lütfen bizden vazgeçme." ...