15.Bölüm - Final.

107 5 1
                                        

Evveeet şimdi burada bir konuşma yapmam gerekiyor sanırım. Öncelikle bu kadar geciktiği için özür diliyorum fakat kurgum zayıf olduğu için aklıma yazacak bir şey gelmiyordu, bu bölümün başlangıcınıda 1 buçuk ay önce yapmıştım ama devamını anca getirebildim. Bölümlerin geç gelmesinin bir diğer sebebi ise diğer hikayem, fırsat bulduğum zaman sırasıyla bölüm yazıyordum ve aslında bu hikaye için aklımda bir son yoktu, diğer hikayemi daha ayrıntılı düşünmüştüm ve bu yüzden ona bölüm yazmak daha kolay ve zevkli geliyordu. Dediğim gibi kurgum zayıf ve ben hikayenin cıvkının çıkmasını istemiyorum bu yüzden final yapıyorum. Bu hikayeye başlarken kendime 2 kişi okusa bile devam edeceğim demiştim, sık sık bölüm yayınlamama rağmen okuyucu sayımın böyle olması bana yeterde artar bile fakat dediğim gibi sıkmak istemiyorum.  Hepinize çok teşekkür ediyorum. Okuyanlarla diğer hikayem Yasaklı'da görüşmek üzere.

Bilgisayarım fazlasıyla ısınıp bacaklarımı yakmaya başladığında masaya bırakıp telefonumu elime aldım. İnternet bağımlısı olduğumu her ne kadar inkâr etsem de öyleydim. Mesajlarımı kontrol etmem çokta uzun sürmedi şayet bunun için mesaj gelmesi gerekiyordu ama hiç mesaj yoktu. Yeni mesaj yok, hiç mesaj yok, bir tane bile mesaj yok, Enis’ten bir tane bile yeni mesaj yok! Mesaj atıp atmama arasında gidip gelirken dudağımı kemirmeye başladım. Dışarıda bunaltıcı bir hava vardı, bende sıcak bir yaz günü yapılacak en klasik şeyi yapıp kendimi dizilere vermiştim. Ben evde çürürken Derin dışarıda bir yerde Baran ile sürtüyordu her zamanki gibi. O turuncu şey benim arkadaşımı mutlu etmesini biliyor ve buda beni mutlu ediyordu. Telefonumun gürültülü zil sesi çalmaya başladığında hızla ekranı kendime çevirdim. Arayan Enis'ti, arayacağını biliyordumki ben zaten.  Yinede beklenmedik olmuştu, küçük çaplı bir zafer dansı yaptıktan sonra telefonumu açtım. Telefonu açar açmaz Enis "Hazırlan." diye emretti, aslında bunu kibar bir ses tonuyla söylemişti. 

"Ne? Ne için?" diyebildim zorlukla, heyecanlanmıştım sanki.

"Denize gidiyoruz." dedi gülerek, "20 dakikaya orada olurum." diye devam etti. Hey benim göbeğim var dostum diyemedim ya la.

"Tamam, görüşürüz." diyip telefonu kapadım. Çok mu odundum? Belki. Ama mesaj atmayan oydu. Dolabımın bir köşesinde çürüyen, adeta tozlanmış olan bikinilerimi çıkardım. 15 dakikanın sonunda hazırlanmış Enis'i bekliyordum. Artık Enis'e güzel gözükme derdim yoktu, uyandığımdaki halimi bir çok kez görmüştü yani belliki dış görünüşe aldanmıyor.  Bir kaç dakika sonra korna sesi duyduğumda camdan bakıp Enis mi değil mi diye kontrol ettim, o olduğunu görünce plaj çantamı koluma takıp evden çıktım. Yavaş adımlarla arabaya ilerlerken Enis ile göz göze geldik ve bu adımlarımı hızlandırmama neden oldu. Arabadaki yerimi aldığımda Enis uzanıp yanağıma minik bir öpücük bıraktı. Sen günlerce arama, sorma sonra gel öp. Kollarımı bağlayıp camdan dışarısını izlemeye başladım. Kısık seste çalan şarkı dışında arabada sessizlik vardı.

"Tamam, yine ne yaptım?" diye sordu sıkkınlıkla.

"Bir şey yapmadın." Cidden bir şey yapmamıştı.

Gözlerini bir kaç saniyeliğine yoldan ayırıp bana döndü, "Söyle." ciddileşmeye başlamıştı.

"Önüne bak salak." diye mırıldandım.

"Arya!" diye bağırdığında trip sınırını geçtiğimi anladım.

"Günlerdir aramıyorsun."

Yamuk ağızla cevap verdi: "Ee?" . Ee'ymiş sensin ee. Pis herif, yok ya insan odun olmasın valla.

Bir kaç saniye yüzüne filmlerdeki kadınlar gibi bakıp "Tamam Enis ya takıl sen." dedikten sonra telefonumu elime aldım.

"Bırak şu telefonu." dediğinde duymazdan geldim. "Arya bırakır mısın şu telefonu?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Oh crap.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin