8.Bölüm

326 13 2
                                    

MULTIMEDIA: Arda.

Pazar... ailecek yapılan güzel kahvaltılar, dışarıda arkadaşlarla gezmeler veya asosyale bağlayıp dizi izlemeler, akşamları ise içini keder saran gün çünkü ertesi gün pazartesidir ve sen ödevini yapmak yerine tüm gün başka bir iş ile meşgul olmuşsundur. Bu pazar diğer pazarlardan farklıydı. Ailem yoktu onların yerine Enis vardı. Onun yanındayken dertlerden uzaktaydım, hiçbir şeyi düşünmüyordum düşünmek istemiyordum. 

"Uyanmışsın." Bakışlarımı sesin geldiği yere çevirdiğimde onu gördüm. Kapıya yaslanmış bana bakıyordu, gülümsedi. Gülümsemesi içtendi, hafif çekik olan gözleri gülümsediğinde dahada çekiliyordu. Kalın kaşları ona hem sert hemde sevimli bir görüntü katıyordu. Onu süzdüğümü anladığında tek kaşını kaldırıp yatağın benim olduğum tarafına doğru yürümeye başladı. Sessizliğimi koruyup sırtüstü yatarken onu izlemeye devam ettim. Yatağa atladığında kaşlarımı çatıp "Heyy!" dediğimde gülümsemesi genişledi. 

"Sonunda tepki verdin." dedi ve yatağın ucundan yukarıya doğru tırmanmaya başladı... benim üzerimden! Ellerini başımın iki yanına koyup destek alırken bacaklarıyla hareket etmemi engellemişti. Yüzü yüzüme oldukça yakındı ve gözlerime bakıyordu. 

"Şey karnım aç." dediğimde gözlerini devirip üzerimden kalktı.

"Durduğumuz pozisyona bak ve senin bana dediğine bak. Nasıl bir açsın sen?" dediğinde omuz silkip oturur pozisyona geçtim. "Biraz bekleyeceksin küçük hanım önce sana giyecek bir şeyler ayarlayalım sonra dışarıda güzel bir kahvaltı yapalım." dediğinde gözlerimi büyütüp hayranlıkla ona baktım, o kadar mesudum kiii. Ben saçımı yıkarken Enis eski kıyafetlerini karıştırmıştı. Saçımı bir havluya sarıp odaya gittiğimde Enis bana açık kot bir kapri göstermişti, işime yarayabilirdi. Başımla onayladığımda odadan çıktı. Önce saçımı tarayıp toplamadan kurumaya bıraktım daha sonra masasının üzerinden bir makas ve cetvel  alıp yere çömeldim. Kaprinin boyunu kısaltıp şort yapma operasyonu başlamıştır! Cetvelle iz yapıp düz olduğundan emin olduğumda kaprinin bir bacağını kestim ve daha sonra aynısını diğer bacağa uyguladım ve tatatatam şortum hazırdı. Şortu giyip üzerime Enis'in tişörtlerinden birini geçirdim. Yine Enis'in olan parfümden sıkıp odadan çıktım ve Enis'in yanına gittim.

"Ben hazırım!" dediğimde biraz şaşırarak beni süzdü daha sonra yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirip "Hadi çıkalım o zaman." dedi. 

....

Şehrin ortasında, daha çok bizim gibi gençlerin olduğu bir kafenin terasındaydık. Tabağımdakileri yerken bir yandanda dışarısını izliyordum.

"Sana bir süprizim var." dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Kaşlarımı kaldırıp başımı hafif 'Ne?' anlamında salladığında boğazını temizleyip devam etti "Biraz bekle." dediğinde gözlerimi kısıp ona baktım. Omuz silkip çatalını zeytinine batırıp ağzına attı. İç çekip dışarıyı izlemeye devam ettim. Bakışlarımı tekrar Enis'e çevirdiğimde el sallıyordu. Kime el salladığına bakmak için kafamı çevirdiğimde Arda'yı, kardeşimi gördüm. Hızlı adımlarla masamıza doğru geldiğinde gözlerimin dolmaması için dua ediyordum. Yanıma geldiğinde ona sıkıca sarıldım. Ortak DNAmız olsun olmasın o benim kardeşimdi. Yüzüne bakmak için sarılmaya ara verdiğimde gözünden süzülen yaşı sildim.

"Şişşşt ağlama sakın bak beni de ağlatırsın." dediğimde burnunu çekip başın salladı. Sandalyeyi yanıma çekip oturdu.

"Seni çok özledim." dedi titrek sesle.

"Bende seni özledim aptal şey." dedim. 

"Ben sizi yalnız bırakayım, Arda 1 saat sonra gitmen gerekiyor unutma." dedi Enis. Arda başıyla onayladıktan sonra gitti. Arkasından bakmayı bırakıp bakışlarımı Arda'ya çevirdim. Demek 1 saatimiz vardı.

"Demek 2 gün bensizliğe dayanamıyorsun bücür." deyip muzipçe gülümsedim. Burnunu çekip kıkırdadı ve özlem gidermeye başladık.

...

"5 dakikaya oradayım."

Telefonuma gelen mesajı okuduğumda Arda'ya döndüm.

"Enis birazdan seni almaya gelecekmiş." dediğimde gözlerini hüzün kapladı. 

"Neden eve geri dönmüyorsun ki?" diye sitem etti.

"Gelemem Arda, üzgünüm ama gelemem."  dediğimde yüzünü çevirdi. Çenesinden tutup bana bakmasını sağladığımda devam ettim "Şimdi beni dinle.." derken sözümü kesti.

"Veda mı edeceksin? Gerçekten duymak istemiyorum." dedi kızarmış gözleriyle. 

"Hayır hayır veda yok. Fırsat buldukça yanına gelicem." derken merdivenlerden çıkan Enis'i gördüm. Yanımıza ulaştığında yerimden kalktım.

"Sen nereye?" diye sordu Enis.

"Sizinle geliyorum." dediğimde üstelemeden basını 'Tamam' anlamında salladı. Enis hesabı öderken Arda ile arabaya geçtik. Enis'de geldiğinde yola koyulduk. Yol boyunca sessizlik hakim oldu arabaya. Evin önüne geldiğimizde arabadan indik. Arda'ya baktığımda yeniden ağlamaya başlamıştı çömelip gözyaşlarını sildim ve sımsıkı sarıldım. Uzun süre öyle kalırken Enis'le göz göze geldiğimizde sadece ağzımı oynatarak 'Teşekkür ederim' dediğimde başını salladı. Arda'dan ayrılıp gitmesine izin verdim. Kapıyı açan Aysel Hanım oldu, bir saniyeliğine göz göze geldikten sonra arkamı dönüp arabanın kapısını açtım.

"Arya!" diye bağırdı yanımıza koşarken Aysel Hanım, "Eve gelmeni istiyorum." diye devam etti.

"Hayır." dedim sert bir ses tonuyla.

"Yasal olarak benim çocuğumsun ve 18 yaşından küçüksün, beni seni zorla eve sokmaya zorlama." dediğinde söylediklerini aklımda tarttım haklıydı, bunu yapabilirdi. "Bak illede sizinle kalamam diyorsan başka bir eve çıkarsın Derin ile veya başka bir arkadaşında olur farketmez, Arda'da sık sık gelir hatta kalır  ama masrafları biz karşılayacağız. Kabul et yoksa yasal yollara başvuracağız." dediğinde biraz düşünüp başımı onaylar bir şekilde salladım. Arda'nın yüzünü kocaman bir gülümseme kaplarken Aysel Hanım'ın çatık kaşları normal haline geldi ve oda gülümsedi.

"Tamam ama o zamana kadar sizinle kalamam." dediğimde gülümsemesi söndü fakat yinede başıyla onayladı.

"İzninizle evden bir kaç eşya alabilir miyim?" dediğimde "Tabii." deyip içeriye davet etti. 

Enis'e dönüp "5 dakikaya dönerim." dediğimde başını sallayıp arabaya girdi. Hızlıca eve girip odamdan kitap, kıyafet vs aldım. Arda'ya son bir kez sarılıp evden çıktım. Hızlı adımlarla arabaya ilerleyip bindiğimde Enis arabayı çalıştırdı.

"Demek artık benimle uyumayacaksın, sevindim." dedi yapmacık bir gülümsemeyle.

"Beni özleyeceksin sevgilim." dediğimde kaşlarını kaldırıp yola döndü.

Şey Multimedia ile uyumlu olsun diye The Last Song adlı filmden alıntı yaptım 2 cümlecik sorun olmaz umarım :D Bu arada filmi öneririm çok güzel neyse konumuz bu değil -,- Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim, sizleri seviyorum. 

Oh crap.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin