6. Bölüm

70 5 1
                                    

Tik tak tik tak tik tak

Dakikalardır odamdaki saati izliyorum. Saat ne ara 21.05 olmuştu ya? Sabah olanlardan sonra hala yüzüm kırmızı. Utanınca çok kızarıyorum. Elimde olan bir şey değil. 

"Benim için endişelendin mi?" Ne? Ben mi endişelenmişim? Yani belki biraz. Azıcık. Kim olsa endişelenir dimi? Neyse, ben bu yazıyı okuduktan sonra "Hayır!" diye çığlık attım. Niye? Salağım çünkü. Tam çığlık sayılmaz aslında. Hani kısık sesle bağırmak gibi bir şey. Tabi ben rezil olurum da Doruk yerinde durur mu? Katıla katıla güldü. Hocada ikimizi dersten attı. Yarın çıkışta da sınıf listesindeki öğrencilerin bilgilerini geçirmek için kalacakmışız. Cezada yedim işte hayat bana güzel. 

*** 

"Hocam ama benim suçum yok ki gülmekte mi yasak?"

"Evet Doruk Bey dersimde gülmen yasak."

2 saattir yani abartmıyorum 2 saattir Doruk Hocayı gitmek için ikna etmeye çalışıyor. Ben listeyi geçirmeye başlamıştım bile. Doruk en sonunda pes etti tabii. Hoca ile Öğretmenler Odasına kağıt almaya gittiler.

"Sara Gürbüz 199...

Aleyna Sınmaz anne mesleğ..

Murat Kılıç baba adı...

Doruk Gökalp 199..."

Huh? Bir saniye. Doruk bizden 2 yaş büyük mü? Tamam büyük gösteriyor ama ben sadece kart biri olduğunu düşünmüştüm. Okulda mı kalmıştı acaba? Notları da iyiydi aslında. Sebebini sorsam çok mu samimi gibi davranmış olurum acaba? 

"Köle! Çalış!" 

"N-ne?"

"Dalıp gitmişsin. Bir şey mi oldu?" Her zaman ki gibi son kelimesini söylerken gülümsemeye başladı.

"Hayır sadece uykum var. Neyse ben yarısını bitirdim. Devamını sen yapsan olur mu?"

"Ne ara yaptın ya? Neyse ben devamını yaparım git sen." 

Çantamı toplayıp gitmeye hazırlandım. Tam kapıyı açmıştım ki;

"D-Doruk." dedim.

"Hı?"

"Şey..."

"Eveet?"

"Kolay gelsin."

Gülümseyip;

"Sağ ol." dedi.

***

BARAN

"Beyza arkadaşların gelmiş!"

"Tamaam geliyorum."

Her gün yeni arkadaş mı olur lan? Hayır bir de hepsi kız olsa tamam diyeceğim de yarısı da erkek. Duydular kızın sevgilisinden ayrıldığını...

"Siz içeri geçin Beyza iner birazdan."

Anne ve babamız olmadığı için evi kendi istediğimiz gibi döşemiştik. Kahverengi tahta parçaları yerine rengarenk bir evimiz vardı. Bu yüzden genel olarak evimize gelen herkes "Oha ev mi lan bu?" moduna giriyor.

Odama çıkmak için merdivenlere yöneldim. 

"Abi?"

"He arkadaşların salonda."

"Şey ben bir şey diyeceğim."

"Geveleme de söyle."

"Ben Aras'la barıştım."

Sana UlaşmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin