9. Bölüm

65 5 4
                                    

"Bize gelin işte konu kapansın." diye fikir attı Beyza. Size olayları özet geçeyim. Okul bitmişti ve biz okulun bahçesinde yarım saattir hafta sonu ne yapabiliriz diye tartışıyorduk. Sinemaya gidecektik, adam akıllı film yoktu. Sueda'nın izlemek istediği film kalkmıştı ve bu yüzden morali bozuktu. Ne önersek istemediğini söylüyordu. Beyza sonradan en mantıklı fikri atınca gülmeye başladı. Filmi evde izleyebileceğimizi söyledi. Ah şimdi ise sorun, hangi ev? Bizim eve gelmelerini istedim ama pek ısrar etmedim. Eğer gelirlerse zaten pişman olurlardı. Annem arkadaşlarımı evde bir rahat bırakmaz. Sürekli sorular sorar. Bazen benim bile başımı ağrıtabiliyor. Her neyse, Beyza böyle deyince bizde hayır demedik. Kısaca hafta sonu Beyzalardayız.

***

BEYZA

Baran ile dakikalardır kavga ediyorduk. Evimizin azda olsa kuralları vardı. Mesela bir hafta o arkadaşlarını çağırıyordu bir hafta ben. İkimiz birden çağırdığımız zaman ev çok karışıyordu ve sabaha kadar evi topluyorduk. Bu hafta ben çağırıyordum ama Baran geçen hafta kampa gittiğimiz için kendi hakkının yenildiğini iddia ediyordu.

"Ben çoktan çağırdım zaten!" diye cırladım sonunda. Baran beni cidden sinir etmekte yetenekliydi.

"Doruk'da gelmek üzere. Bu seferlik böyle olsun işte. Pisliklerinizi ben toplarım izin ver şimdilik." dedi. Tabii bu söylediği düşüncemi tamamen değiştirmişti. Kafamı 'tamam' anlamında salladıktan sonra odama gittim. Bura cidden dağınıktı. Hemen yerdeki kıyafetlerimi alıp dolabıma tıkıştırdım. Yerleri süpürmem gerekir miydi? Yada silmem? Camlar, camlarım temiz miydi? Ah salak kafam, daha dün temizlenmişti buralar. Yine de kıyafetlerimi tek günde dağıtabilmiştim, yetenekli ben.

Etrafın toplandığını varsayarak giyinmeye başlamışken kapı çaldı. Mina ve Sueda mı gelmişti? Üstümde pembe, ince ve küçük çiçek desenleri olan bir kazakla, altımda siyah bir dar paça ile kapıya doğru koştum. Havalar soğumaya başlamıştı ki bunla bile üşüyordum biraz. Merdivenlerden inerken pantolonumun düğmelerini ilikledim ve son hızla koşarak yüzümde kocaman bir gülümseme ile kapıyı açtım. Karşımda Doruk'u görünce biraz yüzüm asılsada hafif bir gülümseme ile;

"Hoş geldin." dedim.

"Ne o eskiden beni görünce sevinen Beyza'ya ne oldu?" diyerek gülümsedi. Hep böyle yapardı. Her zaman gülümseyip karşısındakini mutlu ederdi. Aslında Baran ile çok benziyorlardı. Konuşma stilleri,hareketleri... Tek benzemedikleri nokta buydu işte. Doruk her zaman gülerdi. Baran kızmak ve somurtmaktan başka bir şey yapmazdı.

"İçeri davet etmeyecek misin?" diyerek düşüncelerimden çıkardı Doruk.

"Kızlarda gelecek sessiz olun yoksa kafanızı kırarım!" diyerek yalandan kızar gibi yaptım. Elini alnına koyup asker selamı verdikten sonra içeri girdi.

Mutfaktan atıştırmalıkları alarak salona yöneldim. Doruk 3'lü koltuklara yayılmış, Baran ise yerde eline bir yastık alarak oturmuştu. Kızlarla film izlemeye karar verdiğimiz için salonda durmalıydık. Odamda televizyon yoktu ve şuan bunun yokluğunu hissetmiştim.

"Kızlarla film izleyeceğiz biz, yıkılın şuradan." deyip yerdeki yastıklardan birin ayağımla Baran'a attım.

"Bizde izleriz. Birlikte izlesek olmaz mı?" diyerek yavru köpek bakışlarını fırlattı. Gözlerimi devirerek;

"Şöyle bakmayı kes, sinir bozucusun." diyerek derin bir nefes aldım. Normalde böyle bir şey desem çok güzel azar işitirdim. Ama şuan olay benim aleyhimeydi.

"Tamam ama sessiz ol..." lafımı bitiremeden kapı çalmıştı. Koşar adımlarla kapıya ilerledim.

"Hoş geldiniz!" diyerek Mina ve Sueda'ya sarıldım. Karnımda bir soğukluk hissettiğimde ne olduğuna baktım. Sueda'nın elinde 3 poşet gördüm. Ne olduğunu pek anlayamamıştım. Sueda'ya 'bunlar ne' bakışlarımı attım.

"İnternette gezinirken görmüştüm. Kız partilerinde yapılan şeyler listesinde dondurma partiside vardı. Yaparız diye düşündüm." dedi.

"Güzel fikir!" diyerek elindeki poşetleri aldım. Onları salona doğru yönlendirdikten sonra poşetlerle mutfağa gittim. Ah, burada 10 tane kutu dondurma vardı! Dondurma yemeye bayılırım ama bu havada yersek hasta olmama ihtimalimiz yok kadar azdı. Hem niye 10 tane alınır ki yani herkes en az 3 kutu dondurma mı yemesi lazımdı? Hepsini buzluğa atıp boş vermeye karar verdim. Salona girdiğimde kızlar ikili koltuğa oturmuşlardı. Bende tek boş olan yere, Doruk'un yanına oturmuştum. Ortam kesinlikle gergindi. Sonradan kızların Baran ve Doruk ile tanışmadıkları aklıma geldi.

"Ah siz tanışmıyordunuz dimi?" diyerek elimle Baran'ın saçlarını karıştırdım.

"Sueda bu Baran. Mina tanıyor zaten. Abim olur kendisi." lafımı bitirmeden Baran yaptığım hareketten rahatsız olarak kolumu ittirdi. Aldırış etmeden Doruk'a döndüm.

"Buda okulumuz popüler çocuğu, cool boyu Doruk. Tanıyorsunuzdur zaten."dedim. Bunu derken Mina gözlerini kaçırmıştı. Utanmış mıydı yoksa? Kesinlikle burada bilmediğim şeyler vardı.

"İzleyeceğimiz şeyi seçtiniz mi?" diye sordu Baran. Kafamı olumlu bir şekilde salladıktan sonra içeriden laptopumu almaya gittim. Filmi indirmiştim ve bilgisayarı televizyona bağlayarak izleyecektik. Salona geri döndüğümde çıt çıkmıyordu. Cidden bu kadar sessiz olmak zorunda mısınız diye patlamak istedim. Laptopu bağladıktan sonra yerime oturdum. Film bilim kurguydu. Tam oturma pozisyonuma karar vermişken gözüm kızlara gitti. Montlarını kucaklarına koymuşlardı. Ev sahibi olarak almayı unutmuştum. Tekrar ayağa kalkıp montlarını aldım ve o zaman ne giydiklerine dikkat ettim. Mina lacivert bir dar paça giyip üstüne beyaz, uzun ve bol bir kazak geçirmişti. Kazağın örgü stili çok hoştu. Sueda ise uzun çimen yeşili bir elbise üzerine karnına kadar gelen kısa koyu yeşil bir kazak geçirmişti. İlk defa böyle giyinen biri görmüştüm ama ciddi manada bayılmıştım. Montları astıktan sonra tekrar oturduğum yere sinmiştim.

***

Film bitene kadar 1 tane bile konuşma geçmemişti. Filmin sonunda azıcıkta olsa ağlamıştım. Pek güzel bittiği söylenemezdi. Yaşlı gözlerimi silerken kızlara bakmıştım. Mina hala oyuncuların ve filmde katkısı geçenlerin ismi geçen televizyona bakarken Sueda kolunu koltuğun kenarına koyarak yatmıştı. Hayır yatmamıştı uyuyordu. Bu filmi isteyen oyken uyumasına inanamayarak ayağa kalktım. Üstümdeki kazak ince olduğundan tüm film boyunca üşümüştüm.

"Sueda'yı uyandırın siz geliyorum." diyerek merdivenlere yöneldim. Baran'ın;

"Laptop kız uyan." deyişini duymuştum. Bunlar bir yerden tanışıyor muydu? Arkadaşlar mıydı yoksa? Pek umursamayarak üste çıkıp gri bir kazak giydim. Alta indiğimde Sueda uyanmış gözlerini ovuşturuyordu.

"Hadi gelin bir şeyler yiyelim." diyerek mutfağa yöneldim. Arkamdan adım seslerimi duyduğumda buzdolabını açmıştım. Dün gelen çalışanların yaptıkları şeylere baktım. Hadi ama... Arkadaşlarımla evimde oturup ev yemekleri yiyemezdim. Pizza söylemeye karar verdikten sonra kapıdan giren Mina ve Sueda'ya baktım.

"Abimler gelmiyor mu?" derken telefonumla Domino's'u aramıştım.

"Sonra yiyeceklerini söylediler." diye Mina cevap verdi.

"Ah bu arada Sueda abim ile ilişkiniz ne?" diyerek Sueda'ya döndüm. Su içiyordu ki bunu dedim diye ölesiye öksürmeye başlamıştı.

Hadi ama... Sadece bir soru sormuştum.

Sana UlaşmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin