BÖLÜM 2

1.4K 60 3
                                    


ANLAŞMA BÖLÜM 2-YARATIK

EMRE GÜNDOĞDU

Cuma Günü. Saat 23:59

Sinirle çıktığım şirketten , bir şeyleri kırıp dökmemek için hızlı adımlarla kapısına doğru ilerliyordum. Kafam allak bullak olmuştu.

Evlenmek için hala neyi bekliyorsun oğluşum, her gün kapına gelen o disko topu kılıklı kızlardan bıktım usandım Emre.Ya kendine şöyle ailemize yakışır bir sevgili bulursun ya da ben kendime, ağzımın tadına göre bir gelin bulacağım. Haberin olsun.Hem dedenin kesin talimatı var, ya gelin ya hiselerin...

Birde ağzımın tadına göre demişti. Sanki evlenecek olan Yağmur Gündoğdu'ydu! Annemin bu sözlerine birde babamın tehditleri eklenmişti ,

Ya kendine evleneceğin birini bulursun ya da Gündoğdu Şirketler Grubundan bütün hisselerin alınır!

Ah, aklıma geldikçe çıldırasım geliyordu.

Kesinlikle ailem, benim zihin sağlığımın bozulması için yapıyordu tüm bunları. Her gece ayrı bir hatunun tadına bakmak varken, ömrümün sonuna kadar aynı kadına mı bağlı kalacaktım. Ha birde annemin deyimiyle helal süt etmiş, edepli, oturmasını kalkmasını bilen, makyaj yapacağiı yerde boya küpüne batmayan bir gelin istiyordu. En başta da bakire olmasını! Gidip her bulacağım gelin adayı için ayrı bir test mi yaptıracaktı yani? Büyük saçmalıyorlardı!

Sonunda bu şirket denilen, içinde büyük para dolaplarının döndüğü binadan çıkmayı başarmıştım! Annemin bitmek bilmeyen nasihatleri ve istekleri, babamın saçma tehditleri yüzünden son birkaç günümü bom bok bir şekilde geçiriyordum.

Gaza biraz daha basıp bebeğimin tekerlerinin asfalt yolda çığlık atmasının tadını çıkardım. Cidden zevk vericiydi, yolda tekerlere çığlık attırma mevzusu. Tabii yataktakilere çığlık attırmak kadar değil...

Evin bulunduğu yolun istikametine doğru yönelecekken birdenbire karar değiştirdim ve evin tersi yönünde sürmeye başladım. Bu gece fazla eğlenceli olacaktı.

Bugün yeterince sinirlenmiştim, bu yüzden eve gidip hiç annemin, başımın etini yemesine izin vermeyecektim. Telefonumu tamamen kapatıp arabanın arka koltuğuna fırlattım.

Sanki normal bir insan evladı değilde, istek üzerine yapılan elbise siparişi veriyorlardı gelinleri için!

Boş tehditler savuruyorlardı ve gayet gereksiz, salak saçma nedenler yüzünden beynimi yoruyorlardı.

Evlenmek için hala neyi bekliyor muşum!?

Ya evlenirsin ya da hisselerin Gündoğdu Şirketler Grubu elinden alınır. Yok şu olur, yok bu olur.

Sürekli bu soruları duymak kafamı ütülemekten başka bir işe yaramıyordu! Arabayı ani bir frenle durdurup düşünmeye başladım.

Şu son birkaç günü unutmanın en iyi yolunun bara gidip sert bir içkiyle kafa dağıtmak olacağına adım gibi emindim. Araba yolda hızlıca ve sarsılmadan inerken, gerginliğimi üzerimden atmaya çalışsamda aklımın bir köşesinde beynimi yiyip bitiren evlilik mevzusu vardı. Nereden bulacaktım evlenecek birisini, onuda geçtim kimin karşısına pat diye çıkıp evlen benimle diyebilirdim ki? Aslında cevap basitti.

Fazla saf ve yardıma muhtaç biri işimi görebilirdi.

Ama kim?

Teoride yanımda takılan, hatta takılmak fazla kibar oluyor, sülük gibi yapışıp peşimi hiç bırakmayan bir Pelin vardı. Ve kalıbımı basabilirim benimle evlenme hayalleri kuruyordu. Ancak onunla bir evliliği asla düşünemezdim. Belki annemi bıktıracak birini... Evet! Evet beynim İstanbul'un pis havasını ciğerlerime çektiğimde çalışmaya başlamıştı. Birini bulup annemi bıktırana kadar yanımda tutardım, böylece annemde saçma gelin sevdasından vazgeçerdi ve bende boş yere hisselerimden olmazdım!

ANLAŞMA #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin