Evin içine donduruculu oda yaptırıyorum dondurucunun içinde bi gün durdun bu ne kadarda akıl almaz bi şey ali sen dondurucunun içindesin vay be kaderimde buna şahit olmanın var olması... arabaya atlıyorum seni evde tek ve dondurucuda hapsolmuş bi şekilde bırakakarak evine doğru sürüyorum kapıyı annem açıyor beni görünce bana sarılıyor
-nerdesin ha aklım çıktı telefonunu da açmıyorsun bi ali iki kızımıda yaktı giti ölenle ölünmez vs.
Bi süre sonra annemi duymazlıktan geliyorum ama laf arasında
-büşra görmesin seni git istersen
Bu onca cümlenin arasımda ayıklanıp kalbimin üstüne otıruyor annemi itiyorum elimle içeri giryorum alinin çalışma odasıma dalmamla büşraya göz göze geliyorum
-geldin demek pislik
Diyor bana bu ev alinin ama bu kız burda oturuyor duymamazlıktan gelip etrafı tarıyor gözlerim bu odaya ihanet edilmiş tam şu karşımdaki Büşranın arkasındaki sarı duvarda asılı 6 çocuğun resmi olmalıydı yere düşmüş camının kenarı kırılmış çerçevenin kitap raflarındaki kitapların bi kaçı ayak altında pinokyo parçalanmadan kalabilmiş olan yarım yüzü var odanın kokusu da ali kokmuyor bu oda o kadarda güzel değil artık istediği kadar denize baksın bu oda güzel değil bu kanepe şahit olduklarını unutmuş gibi Dolabını açıyorum kıyafetleri dağınık ki ali düzen hastasıdır ama damatlığını burda bulamıyorum yerden pinokyoyu alıyorum kırık resmi alıyorum büşra ise sürekli beni sarsaklıyor
-senin yüzünden sende öleceksin benim çocuğum senin yüzünden babasız büyüyecek bunun hesabını sana soracağım dönmeseydin ne vardıda döndün karıştırdın aklını
Elimle itiyorum odayı aramaya başlıyorum çekmecelerini tek tek açıyorum söz yazdığı defterini alıyorum Büşra bırak diye cırlıyor elimle hepsini itelleyip dışarı çıkıyorum annem arkamda bağrıyor büşrayı sakinleştirmeye çalışıyor arabama atlayıp hızlıca gaza basıp kasabamıza doğru gidiyorum
Duruyu arıyorum uzunca çaldıktan sonra açıyor
-efendim
-nasılsın duru
-kötü sen
-bende çok kötüyüm nermin teyze nasıl
-berbat şu an hastanede sürekli sakinleştirici alıyor
-benim suçum değil duru yemin ederim ki keşke ben ölseydim de abin yaşasaydı nolur benimle böyle soğuk konuşma
-ne olduda şimdi benimle dost gibi konuşuyorsun senin yüzünden inthar etti benim abim
-yanılıyorsun benim yüzümden değil beni gerçekten sevseydi büşrayı hamile burakır mıydı onunla bizimki aşk değildi ki sadece denedik biz bu sıkı bağı aşk sandık sonra zaten biliyorsun tekrar yaşatma bana o kötü günleri biz çok çok çok iyi dosttuk
-kimi kandırıyorsun Gül büyüdüm artık ben yer elması olsam da büyüdüm bunu kabul et bir daha da yüzsüzlük yapıp beni arama-e tamam durucuğun büyüdüysen gerçekleri konuşalım sana göre bi tek ben suçluyum demi ne yapmamı bekliyordunuz abin evlenip yuva kuracak ben hep bizim kuramadığımız yuvanın matemini mi tutacaktım evlenmek yuva kurmak babane ananne olmak torunlarımın aliye dede dediğini duymak benimde hakımdı ama hepiniz el birliğiyle bunu bozmaya çalıştınız inanmadınız aşka ihanet ettiniz aslıyı keremden kaçırdınız sürekli yandı kerem , yandı aslı siz kötü insanlar ayırmak istediniz iyice bi çevrelice düşün kim öldürdü abinizi ben mi kendi mi büşra mı sen mi annen mi annem mi kim öldürdü biraz utan ya birazda siz beni anlayın hepiniz hep birlikte bu masladaki cadı olmayı seçtiniz şimdi kalkıpta beni suçlamaya kimsenin hakkı yok
-sen sürükledin gül o silahı abime doğrultan sendin o kadar git dedik sana senin gitmen için dostlarımızı satık kibirinden hırsından kaldın sen kusura bakma ama abimi ölüme sürükleyen kadınla daha fazla konuşmak istemiyorum
Kapatıyor telefonu
Ben işime yarayacak bilgiyi almıştım zaten demek evde yoktular 3 saatlik yolculuk ardından arabamı doğduğum eve park ediyorum eski halinden eser yok şimdi evimin içerisi bomboş duvarlarında çatlaklar var bahçesi yabancı ot dolu geceyi bekliyorum saat 2 gibi alilerin evine giriyorum dış kapıları kilitli olduğu için temelden tırmanıp içeri atlıyorum kömürlükteki merdiveni alıp alinin odasının önüne dayayıp çantamdan aldığım bıçakla tırmanıyorum merdiveni bıçağı pencerenin kulpu hizasımda sokup bi kaç sert hareketle pencereyi açıyorum içeri giriyorum bu oda işte bu koku sanki sarılmışım aliye şu an kahrolmam gerekirken gülümsüyorum ahşap dolabını açıyorum damatlığı asılı sanki kapı açılacakta ali gelecek gibi
Damatlığı çıkartıyorum elime alıyorum parfümü vardı bu delinin nerdeki çekmecelerinde yok bulamayınca satın almayı planlayıp pencereden çıkıyorum geri kapatamadığım için öylece burakıyorum bişey daha almam lazım bu kasabadan bi kavanoz toprak onuda alıp nefeslerimi olabildiğince ciğerime dolduruyorum hızlıca istanbula doğru arabamı sürüyorum yollara güneşin doğuşuna birden seviyorum dünyayı hani diyorya ahmet altan fettan karısını özleyen kocalar gibi yada ne biliyim yaramaz çocuğunu seven anne gibi kopamazsın istediğin kadar acıtsın canını kendine has bi şeytan tüyü var
İnsanlarına lanet nefret yağdırırkende şiir yazarkende toprağa gömülme bi lütuf aslında sevdiğinin koynunda ölmek gibi sarıp sarmalamalı bu toprak gün gün erisende bu toprağa gömülmeyi isterdim aliye gerçketen saygısızlık yaptığımı düşünmeye başlıyorum
ben her yolculuğumda istiklal marşını okurudum olsun artık bu dökülen kanlar helal ... canı cananı tüm varımı alsında hüda etmesin tek beni vatanımdan cüda..vecd ile bin secde eder varsa taşım...
taşın varmı başının ucunda bi mezar taşı varmı senin şuan bi ben bilsem yetmez mi yerini terk etti mi ruhun bedenini bedeninin bende olması ruhunu bağlamaya yetmez mi yaşamamamış gibi yapalım tüm bunları sen beni hiç terk ettmedin bende seni hafızamızdan silelim tüm kötü şeyleri sadece güzel anılar kalsın bende sana dair olmaz mı
olmaz yaşandı bütün bunlar bazı kötü anılar iyilerini doğurdu ya hepsinden vazgeçeceksin yada hepsini birden alacaksın zinciri kopartmak yok ya elindeki anılar zincirini birden bırakacaksın yada hepsini bütün halinde eline alacaksın
Önce alinin parfümünü alıyorum bi kaç da makyaj malzemesi sonra bi eczacıya girip sabun lif şampuan nemlendirici ağız bakım seti tarak vs. Alıp eve geçiyorum musmutluyum şimdi vicdani yüküm hafifleyor gibi sanki donduruculu odaya giriyorum önce hâlâ çalışmadığı için sıcak internetten sipariş verdiğim hastayatağını kurudurduğum odadan getiriyorum resmi bi kaç gün içinde buz bağlanacağını bilsemde güçlü bi yapıştırıcıyla çerçevesiz bi şekilde yapıştırıyorum sonra pinokyoyu yırtıkta olsa alinin kişisel eşyalarını koyduğum çekmecenin üstüne dik bi şekilde koyuyorum odayı çalıştırıp alinin yanına gidiyorum dondurucunun kapağını kendime düşünme fırsatı tanımadan hızlıca açıp kefenli aliyi dışarı çıkartmak için çekeliyorum dondurucuda et gibi katı bi bütün halinde çıkıyor sanırım çıkarabilmek için yarım saat uğraştım murata o kadar kızıyordum zorla bize spor yaptırıyor diye baya güçlenmişim yada gerçekten deliriyorun deli gücü veriyor allah bana
korkunç değil ama ürkütücü sedyenin üzerine koyduktan sonra cesaretim kırılıyor yüzünü açmaktan korkuyorum derince bi nefes alıp kefeni ayak uçlarımdan başlıyarak kesmeye başlıyorum ben bu vücudu ezbere bilirdim ayakları mormu desem siyahmı desem bilemediğim bi renk turnakları sararmış uçları bembeyaz kesilmiş buz gibi teni bu göğüs böylemiydi ellerimle dokunmaktan aldığım zevk
ölüm gerçekten çok acımasız tanrı nasıl kıydı bu bedene bu mimar sinanın selimiyeyi yıkması gibi bi şey gerçi bu bedene sen kıydın hayır ben kıyıdım cehenemlik olabilirim şu an hayır ben kıymadım kendimi bu yükün altına sokmayacağım senin katillerini tek tek üzüceğim çok üzüceğim inan bana sevgilim
Yüzündeki sakaların sanki uzamış gibi hala güzel bence saçlarının arasında kurşun girişi var acıdımı kalbin mi çok acıdı kafan mı gözlerin kapalı uyuyor gibisin kalksana nolur kimsenin haberi yokken kalk gidelim severiz yine bi şehri bizimde evimiz çocuklarımız olur uyanıp gülümse bana şakalar yap kız kıskandırma ama yada tamam istersen kıskandır ağlatada bilirsin hayır aşkım kabul etmiyorum aşk değil bu bunun aşk olması için senin ihanet etmememen gerekirdi hem ne kadar ayıp ettin ali bi çocuğu babasız bıraktın ki ben bilirim sen sevilen babalardan olacaktın nura bile öyle güzel baba oldunki bi kurşun bi mekanizmayı nasıl çökertebiliyor çokmu zayıfız kurşun tarafından açılan bi deliğin gücü yetiyor bizi ebediyen ayırmaya
hayır yetmicek imkansıza inanmıyorum küçük arkadaşım çok ayıp ettin ali babanı severken onu özlerken sen çocuğunu bırakıp gittin sende cehenemliksin sanırım ayırmadı tanrı yine seni beni büşrayı bi araya koyacak gibi o çok şanslı bi kız kıskanmamak elde değil annesi var babası var senden yarınlara bırakabileceği bi çocuğu var güzelde benimse elimde bi bedeninden ve sanki etrafımda dolaştığını hissetiğim ruhundan başka bi şey yok bu hayatta beni en çok annemle sen üzdün ali affedemiyorum ikinizide affetmiyeceğim ve ikinizdende vazgeçemiyorum ikinizdende nefret ediyorum üzerini zar zor giydiriyorum saçlarını tarayıp parfümünü tüm vücuduna sıkıyorum tırnaklarını kesip en azımdan düzgün görünmesini sağlıyorum hala buz gibi tenin
Şimdi sıra bende senin tenin ısına dursun aynanın karşısına geçerek yüzümdeki artık makyajları siliyorum
Saçlarımı arkaya toplayıp üzerime gelinligimi geçiriyorum hafif makyaj yaparak saçlarıma hafif maşa yapıyoruOdaya girdiğimde gözlerime inanamıyorum kapıya yaslanmış gülümsüyor kafayı yemediğime kendimi inandırmalıyım
-öldün sen
-benim içinmi hazırlandın çok güzel olmuşsun
-öldün sen bak kafanın üstüne mermi izi var öldün gerçek değilsin
İki adım atıyor bana doğru etrafımda dolaşarak
-ölmedim gül saçmalama senin için ölmem ben senin en mutlu gününde ölmem düğününe hazırlanıyordum tebrik ederim hep mutlu ol bile isteye kendini ateşlere atığına inanmak istedim ama belkide sevdin mehmeti ben uydurdum sevmediğini
-ali sen öldün
-ölmedim
-saçmalama git ali korkutuyorsun beni
-gidiyim mi
-gitme ben seni çok özledim keşke gerçek olsaydın
Elimi tutuyor sıcacık elleri yine
-bunu duymak için ölmem mi gerekiyordu affetin mi beni
-affedemem ali
Ellimi bırakıyor
-inanmıyorsun demi ben seni çok sevdim sana ihanet etmedim hiç bi zaman
Gözleri kalbimi sıkıştırıyor hala parlak
-sen bize ihanet ettin
-asıl ben seni asla affetmiyeceğim bana inansaydın biz çok mutlu olabilirdik
-benim yüzümden mutsuz olduğumuzumu söylemeye çalışıyorsun
-senin yüzünden değil gül büşra yüzünden annem yüzünden gitmem gerek gül ama bana söz ver hepsindem intikamımız alacaksın o çocuk doğmayacak doğsa bile yaşamıyacak söz ver bana
-delirdinmi sen be
-şu an bi ölüyle konuşuyorsun deliren sensin hadi söz verde şu ızdırap içimdeki ruhumu özgür bırak
-gitme
-söz geri geliceğim
-ali gitme nolur ben hala seni seviyorum
Dudağıma uzandı kısa bi öpücük kondurdu sonra
-söz ver
-jiminy bi çocuğu öldüremem ben nolur benden bunu isteme
- ilahi adaleti diye bir şey yok adaletsizliğin sebebi insanlar olduğu için adaleti sağlayacak olandabç bir insandır bu adaleti sen sağlıyacaksın şimdi söz ver
-söz ama gitme nolur
-merak etme ben hep senin etrafında bi yerlerde olucağım sen sadece sözünü tut olur mu
-jiminy nolursun gitme bırakalım onları kaçalım
-ruhum bu kadar acı çekerken olmaz acele et
Geri çekilip uzaklaşıyor sonra yatağa yatıp gözlerini kapatıyor koşuyorum ardından saldırıyorum yataktaki buz gibi adama
-bırakma daha hesap vereceksin kalk kalk aptal böcek nolacak kalk hadi kimin ruhu ızdırap çekiyor de bana ancak kaçmayı bilirsin demi
Hareketsiz yatan bi adam buz gibi bi adam
-bana bak aç gözlerini bak bana asla ama asla bi çocuk katili olmayacağım duydun mu beni ne seni affedeceğim ne de çocuk katili olacağım delirtmene de izin vermiyeceğim hatta gidip Mehmetden özür dileyeceğim evlenip yuva kuracağım seni de gömeceğim eski mezarına yutsun toprak seni aptal yüzünde yok cevap vermeye şu rengine bi bak savaşamayacak kadar korkaksın ancak kaçamayı bilirisinKendimi kandırmaya çalıştığımın farkındaydım yalancıyım ben kendini kandırmaya çalışan bi yalancı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir delirmiş kukla
Overigyaramaz bir kukla vicdanını öldürse yinede insana dönüşebilir mi zamanı geri alabilse vicdanını öldürür müydü düğünün olacağı gün o kadar emimdi ki kendisiyle bi büyütüğü aşkın öldüğüne bi daha geriye adım atmayacağın...