mezarcı kadının gerçekten bi deli olduğunu düşünüyordu ama o kadarıyla ilgilenmek istemiyor bi an önce şu işi bitirip parasını alıp tüm yaşadıklarını unutmaktı derdi mezarı hızlıca kapattı üstüne elma ağcını ekti mezar taşınıda dikip fotoğrafını çekip kadına attı kadın kart şifresini adama attı mezarcı hızla oradan uzaklaştı kadınsa fotoğrafı görünce zar zor hareket edebildiği tabutun içinde kolunun birisini sevgilisin başının altına koydu diğer elindeki zehirli enjektörü sevgilisinin başının altındaki koluna sapladı ve çok kısa bi sürede enjekte etti bilinci bi kaç saniyeliğine yerindeyken sevgilisine sıkı sıkı sarıldı başını omzuna koydu ayağının birisini üstüne attı ve orda son nefesini verdi ölürken çok mutluydu ve kazandığını hissediyordu
murat mektubu aldığı sıralarda o son nefesini vermişti bile murat mektubun gülden olduğunu görünce hızlıca açtı içinden italyanlarada aklına çok çabuk biz gelebilmişiz diye geçirdi sadece adres yazıyordu ve çabuk git başta anlamadı sonra arabaya atlayıp hızla adrese gitti aklına halasının burda olacağı geliyordu kapı açıktı içeri girdi çok sesiz bi evdi birden ürperdi yerlerde kanlar vardı giriş kattaki mutfağa girdi yerde yiyecek kırıntıları vardı bi kaç adım daha ilerleyince saç gördü bi an durdu yerde yatan bi kadın vardı ve o kadının kim olduğunu tahmin edebiliyordu ama gördüklerinin gerçekliğine inanamıyordu cesaretini toplayıp bir adım daha atınca yerde yatanın büşra olduğunu anladı karnı deşilmişti ve çoktan ölmüştü ne yapacağını bilemedi yere oturdu kadının ölüsüne baktı ağzının kenarlarında kurumuş salyalar vardı rengi morlu sarılı bi şeydi sadece her şeye rağmen saçları canlı gibi duruyordu gözlerini kırpmadan bakıyordu bi tür inleme sızlanma sesi geldi kulağına ayağa kalkıp ellerini başına götürdü ne yapacağını bilemedi sesi takip etti aşağı kattan geliyordu bodruma doğru yürürken burnuna alinin kokusu geldi ısrarla tüm bunları gülün yaptığına inanmak istemiyordu ama yapacak başka kimse yoktu kokuyu boşverip sese doğru hızlıca yürüyünce halasını bi sandalyeye bağlanmış uyuyor ve uykusundada ağlıyor mırıldanıyorken gördü hemen yanına koşup çözdü
halası gözlerini açtı bi kaç günden beri hareketsiz kaldığından hareket etmekte zorlanıyordu
-o aptal kız öldürdü kızımı benim evladımı öldürdü
diye ağlıyordu murat polisi aramanın en mantıklı iş olduğuna karar verip polisi aradı
halasını akıl hastanesine yatırdılar kızının ve eski aşkının ölüm haberini duyan tücar kalp krizi geçirip öldü güle dair bildikleri tek şey annesine kendimi öldürücem dediği için büyük ihtimalle ölü olduğuydu polis arıyordu ama mezardaki simkartı başkasının üstüne olduğu için bulamadılar banka hareketlerinde çok fazla başka insanlara toplu para gönderimi vardı en sonuncu hareket dikkatlerini çekti veyda öldükten sonra almanya 4 bilet alınmış karttaki paranın hepsi çekilmiş bilet mezarcı afına alındığından mezarcıyı aramaya koyuldular ama mezarcı çoktan almanyadaki tanıdıklarının yanına tüm aile kaçmışlardı bile
17 yıl sonra Nur tam 20 yaşındayken arkadaşlarıyla gitiği üniverstenin gezisinde uzaktan gördüğü elma ağcı dikatini çekiyor guruptan ayrılıp içinden gelen bi dürtüyle ağaca doğru yaklaşıyor ağaç bi mezar taşının üstüne dikilmiş bi kaç adım daha ilerliyor mezar taşının üstünü okuyor
"burada bir kukla ve kalbine gömülü cırcırböceği yatıyor elmadan yiyecekseniz lütfen sevdiklerinizle yiyin ayrı düşeceğiniz insanlarla yemeyin"
aklına yıllar önceki silik hatıraları geliyor hikayeyi tam hatırlayamıyor ama hikayenin adını hatırlıyor kalbimdeki cırcır böceği gözünün önüne annesinin kucağına oturşu canlanıyor yüzünü asla net hatırlayamıyor belki resimlerden gördüğü kadarıyla ama canlı bi şekilde hatırlayamıyor mezarın resmini çekiyor artık 40 yaşlarında olan çiğdem teyzesine atıyor çiğdem fotoğrafı görür görmez arıyor mezarın yerini öğrenip Nurun yanına geliyor hızlıca mezara yaklaşıyor emin olamıyor onların olduğuna ama kuvetle inanıyor elma ağcına bakıyor meyve vermemişki kimse yiyemez sanırsam en iyisi diye geçiriyor içinden ağaç meyve vermeden büyümüş çiğdem Nuru da tembihliyor mezarın yerini kimseye söylemiyorlar ağacın dalına kukla asıyorlar düzenli aralıklarla mezarı ziyaret ediyorlar ağacı suluyorlar çiğdem yaramaz kızının ne kadarda güle benzediğinden şikayet ediyor arkadaşına merak etme diyor seni özlememe izin vermiyor adınıda çağatayın önerisiyle gül koydum sanırım çağatay böylece ödedi sana olan borcunu içerden sesin geliyor lütuf etmişsiniz mi diyorsun gülümsüyor sonra kendi sesinin ne kadarda eskideiğini hissediyor "nefret ediyorum yaşlanmaktan sen hep 27 yaşında kalacaksın bense gün geçtikçe yaşlanıyorum uslanıp büyüyorum anne oluyorum sonra anane olucam" heycanla inanamıyacaksın murat sonunda kondu körkütük aşık oldu bence bunu görmedem gitmemeliydin sonunda bi kıza aşık oldu evlendi şuanda karısının hamilelik triplerini çekiyor ikiz olacakmış kızıda bi görsen çok pasbal hani murattan beklemezdim ben bunu gülme ordan duyuyorum benş yalnız bırakıp gittin orda kikirdemeye hakkın yok şimdi sonra kendide gülüp
haklısın şimdi muratta 57 yaşına basacak bi kaç yıla evlenmesi en mantıklı olandı hasanda murata döndü asla aşık olmuyor her gün bir kızla
bu kızları anlayamıyorum biliyormusun bizim kağana bile aşık olanlar var çok komik değilmi heralde ben onu sevmiyorum ya başkalarının sevmesi o yüzdem tuhafıma gidiyor olsa gerek
bi yandan suluyor mezarını bi yandanda anlatıyordu
affet beni senden bu sırrı saklamamlıydım bildiğim halde bilmiyor gibi davranmamalıysım ama sende bende sakladın aynı sırrı hiç kızma bana alınma darılma hakkın yok gül
bak şu ağaca meyve bile vermiyor özlikle seçtin demi bu ağcı sevmediğin insanlardan biri meyvenizi yer diye sadece bi ağaç olalım öyle hareketli bi canlının vücudumda yer bulmayalım dedin
hey ali duyuyormusun beni bu gülden kurtuluşun yok senin sende affet beni seni çoğu zaman sevemedim sadece gül için bi sır sakladığında sevmeye başladım o gün öyle vicdan azabı çektimm ki gururumdan gelipte senin yanına özür dileyemedim gül okuldan çıkar birazdan onu almaya gidicem hocasına aşık olmuş bu hikaye bana bi yerlerden tanıdık geliyor diyorum sana senin yerine başkasını koydu tanrı aramıza adıda huyuda aynı sen tanrı demiş heralde bu sefer sorunsuz bi ailede büyütelim şu kızın başka versiyonunu bakalım nasıl olacak
ha aile demişken annen alzeimır oldu niye benim halama bu kadar kötülük yaptın gül sana bu konuda kızıyorum bu konuda senin yanında değilim hiç bi insan bunu hak etmez savunma boş yere kendini kabul et suçlusun bu konuda
tamam gidiyorum sizi daha fazla rahatsız etmiycem
diyor ayağa kalkıyor herşeye rağmen güzeliğini saklıyor ömür bakan asla 40 yaşında demez ama yinede gün geçtikçe kayboluyır güzeliği eski hoppalığımdan eser yok uzaktan gören yetişkin insan sınıfına sokar hatta otoriter bi kadın bile sayılır bi kaç yıl sonra Nur geliyor mezarın başına sarışınlığı kumrala dönmüş birazda kilo almış
-anne seni hatırlıyomuyorum ama unutmadığım masların var oyunlarımız var seninle hani sen kralçe olurdunda sıra bana geldiğinde prensesliğe özenme derdin ya bak onu iyi hatırlıyorum hata aklıma geldiçe gülüyorum ne mızıkçı bi annesin sen öyle ama ben sözünü dinliyorum bi kaç hafta sonra gidiyorum amerikada bi üniverste beni tam burslu kabul etti kuantum fiziği alanında araştırmalar yapıcam prenses değil bilim kadını olucağım sana karşı bi duygu geliştirmem zor hemde çok zor doğru dürüst hatırlamıyorum bile bu mezarı görünce aklıma düştünüz bazı hatıralar canlandı unutuğum anıları hatırladım bizim sırrımız olan hikayeyi babama anlatığımı mesela pamuk şekerim lafını bilmiyorum yıllar sonra gelipte size bunları anlatmam ne kadar mantıklı ama tanımasamda sizi seviyorum çok şanslıyım galiba kimsesiz olacakken iki annem iki babam oldu
ikimci babam mehmet abi çiğdem teyzem anlattı onunla evlenmişsin o gün olanları tekrar yaşatmayım size ama ben senin kızın olsamda züleyha annemin kızı olsamda babam mehmet abi olacakmıştı bende anlıyamıyorum ama annemle mehmet abi ben 6 yaşındayken evlendiler bilmiyorum siz onu seviyormuydunuz ama bence iyi bi adam ben seviyorum başlarda bana baba de diye ısarar etmiş bense benim babam var zaten diye söylememeye direnmişim ben kazandım "
ayağa kalkıyor
"bi daha ki gelişime size daha güzel şeyler anlatıcam "
diyor parmağının ucunu öpüp mezar taşına değdiriyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir delirmiş kukla
Ngẫu nhiênyaramaz bir kukla vicdanını öldürse yinede insana dönüşebilir mi zamanı geri alabilse vicdanını öldürür müydü düğünün olacağı gün o kadar emimdi ki kendisiyle bi büyütüğü aşkın öldüğüne bi daha geriye adım atmayacağın...