*Masada oturmuş Harry'nin kahvaltı hazırlamasını izliyordum. Pankek yapıyordu ve pembe puantiyeli bir aşçı önlüğü takmıştı. Dirseklerimi masaya yaslamış, çenemi elime yerleştirmiş hayran hayran, pankekleri tavada sallayarak döndürmesine bakıyordum.
"Vay canına. Cidden iyi bir aşçıya benziyorsun." dediğimde mırıldandığı şarkısına ara verip bana döndü.
Yapmacık bir alınganlıkla, saçını Baverly Hills kızları gibi geriye itti.Bu hareketi koca bir kahkaha atmama sebep olmuştu. Öyle komik ve şirin görünüyordu ki, hiçbir sıkıntım yokmuş gibi hissediyordum.
"Ben mükemmel bir aşçıyım." dedi en ukala tavrıyla.
Kaşlarımı kaldırdım.
"Tadına baktıktan sonra karar vermeyi tercih ederim."
Hızla pankek tabağını eline alıp yanıma geldi ve spatulayla, bir tane alıp benim tabağıma koydu.
"Buyurun matmazel."
Onun gibi kendini beğenmiş bir tavır takınıp çatal bıçağı elime aldım ve bir parça kesip ağzıma attım. Heyecanla vereceğim tepkiyi bekliyordu.
"Buna 10 üzerinden..." dedim ve durup biraz düşündüm.
İrice açılmış kocaman yeşil gözleri heyecanla parıldadı.
"10 veriyorum."
Sevinçle bağırdı.
"Evet! İşte bu! Ben mükemmel bir aşçıyım! Sana söylemiştim gastronomi kursundaki sevimsiz Bayan Granyt!"
Öyle neşeli görünüyordu ki bu beni birden huzursuz etti. Yüzümdeki kocaman gülümseme yavaşça silindi. Bu mutluluğun gideceğinden o kadar emindim ki buna alışmak istemedim. Harry yüzüme bakıp gülmeyi kesti ve yanıma oturdu.
"Ne oldu sevgilim? Neden suratın asıldı?"
Ona bakıp bana umut veren gözlerinde bir kez daha yolumu kaybettim.
"Korkuyorum Harry."
Beni kendine çekip kollarını etrafıma sararken ben de ellerimi karnının yanlarına yerleştirdim.
"Korkma. Ben hep buradayım. Her zaman yanında olacağım. En istemediğin anlarda bile." dedi ve sessizce güldü.
Başımı kaldırıp ona baktığımda göz kırptı.
"Sen hiç korkmuyor musun?"
Bir süre uzaklara daldı ve cevap vermedi.
"Korkuyorum." dedi sonra bana bakmadan.
"Sana zarar vermesinden deli gibi korkuyorum. Bana yapacağı hiçbir şey beni korkutmaz. O, manyak bir ruh hastası. Sen onun yanında olduğun her saniye nefes alamıyorum."
Beni kendine daha çok çekti. Yanında olduğumdan emin olmak ister gibi ellerini vücudumda gezdirerek beni sabitledi.
"Seni koruyamamaktan korkuyorum."
Ah Harry... Hayatta tüm zorluklarla mücadele etmiş biri olarak, ben bile dehşet içindeydim. Ama onun yanımdaki kendinden emin dik duruşu bana güç veriyordu. Sanki ona güvenmemem için hiçbir sebep yoktu. O, her şeyi yoluna koyabilecek bir kahramandı. Bu düşüncem beni gülümsettiğinde Harry, çenemden hafifçe tutarak yüzümü kaldırdı.
"Ne geldi aklına?" dedi meraklı bir sırıtmayla.
Omuz silktim.
"Seni, süper kahraman peleriniyle hayal ettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THUNDER
Fanfiction"Ben... Seni tanımak istiyorum." "Neden?" dedim hızla. Bakışları benimkilere sabitlendi. Yeşilleri derinleşmişti. "İlgimi çekiyorsun. Uzak durmak istemiyorum. Sebebini ben de bilmiyorum. Ama sanki... Sende bana ait olan bir şey varmış gibi hissediyo...