*
Arabanın önünde dikilirken gergince parmaklarımı burkuyordum. Godric elini sırtıma koyup yumuşak hareketlerle okşayarak bana güven veren bir gülümseme gönderdi.
Tyler kapıda belirdiğinde heyecanla bir adım öne atıldım. O da beni görür görmez koşarak yanıma geldi ve neşeli kahkahalarla sıkıca sarılıp kucakladı.
"Kurtuldum Polly!"
Geri çekildim ve başımı salladım.
"Bitti. Kurtulduk." dedim neşesine ortak olarak.
Beni bıraktıktan sonra Godric'e döndü.
"Sana olan borcumu nasıl ödeyeceğim bilmiyorum..."
"Bir kucaklaşmayla ödeşebiliriz." dedi Godric kollarını açarak.
Tyler gülerek kollarının arasına girdi ve birbirlerine şakacı tavırlarla vurarak sarıldılar. Onları koca bir sırıtmayla izlerken çantamın içinde çalan telefonumun sesini duydum.
"Acıktınız mı? Ben kurt gibi açım. Polly?"
Telefonu çıkarıp arayan kişiye bakarken, adımı seslenmesiyle Tyler'a döndüm.
"Yemek yiyelim mi?"
Başımı salladım. "Olur."
Godric ellerini birbirine vurup arabanın kapısını açtı.
"O halde yemekler benden!"
"Bir dakikaya geliyorum." dedim onlar arabaya binerken.
Telefonu cevaplayıp birkaç adım ileriye giderek onlardan uzaklaştım.
"Ne aile tablosu ama!" dedi Harry telefonun öbür ucundan.
Ses tonu oldukça, hayal kırıklığı yüklüydü.
"Godric Hansford. Kurtarıcınız. Tanrı'ya şükürler olsun ki Godric yine günü kurtardı!" diye bağırdı.
Arkamı dönüp onlara baktım. Arabanın içinde oturmuş koyu bir sohbete dalmışlardı.
"Harry... Kardeşimi kurtarmak zorundaydım. Bunu şansa bırakamazdım."
Güldü. Dün, hiçbir aramasına cevap vermemiştim. Çıldırmış gibi mesaj atıp durmuştu ve bugün de Godric'in tuttuğu avukat onu arayıp mahkemenin düştüğünü haber vermişti.
"Godric Hansford karşılığında senden ne istedi Polly? Yoksa bakire kızımız Jane Eyre bir şeyler elde etmek için oral yapmanın o kadar da kötü bir fikir olmadığına mı karar verdi?"
Sesindeki öfke şiddetini arttırarak, kelimeleri çirkin bir hale geldiğinde telefonu suratına kapattım. Gerçek Harry Styles işte buydu. Arabada bana ne kadar güzel olduğumu anlatan romantik adam gitmiş ve magazinlerdeki o iğrenç adam geri gelmişti. Godric'i dinleyip ona güvenmediğim için içimde en ufak bir pişmanlık bile kalmamıştı. Onu tamamen arkamda bırakmaya karar vererek arabaya bindim.
İkisi aralarındaki sohbete bir an bile ara vermemişlerdi. Ben de yanlarına oturup onlara ayak uydurdum. Araba hareket ederken Tyler'ı izliyordum. Yüzünde, uzun zamandır görmediğim bir neşe vardı. Godric ona Harry Styles'tan nasıl imza aldığını anlatıyordu. Kardeşim oldukça keyif alıyormuş gibiydi. Sonra bana döndü bir şey soracakmış gibi gözlerini kıstı.
"Siz ikiniz nasıl tanıştınız?"
Godric de bakışlarını bana çevirdi ve bu soruyu benim cevaplamamı istemiyormuş gibi kaşlarını kaldırdı. Elimi tutup sıkarak gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THUNDER
Fanfiction"Ben... Seni tanımak istiyorum." "Neden?" dedim hızla. Bakışları benimkilere sabitlendi. Yeşilleri derinleşmişti. "İlgimi çekiyorsun. Uzak durmak istemiyorum. Sebebini ben de bilmiyorum. Ama sanki... Sende bana ait olan bir şey varmış gibi hissediyo...