*Harry'nin, bedenime sıkıca sarılmış vücudunun, sıcaklık hissi beni bunalttığı için sabahın erken saatinde uyanmıştım. Kulağımın arkasında nefes alışverişlerini duyuyordum. Dün gece birlikte duş almış, nevresimleri değiştirmiş ve sarılarak uyumuştuk. Gece gözlerimi uykuya teslim etmeden önce bunların rüya olmasından korkuyordum. Uyandığım zaman Godric'in yanında yatıyor olmaktan korkuyordum. Ama şimdi Harry tüm sıcaklığıyla beni çevrelemiş, sessizce mırıldanarak uyuyordu. Öyle tatlı, öyle masumdu ki onu sonsuza dek izleyebilirdim.
Karnıma sarılmış elleri ve bacaklarıma doladığı bacaklarını yavaşça kendimden uzaklaştırdığımda gözlerini aralayıp telaşla başını yastıktan kaldırdı.
"Ne oldu? Nereye gidiyorsun?"
Gülümsedim.
"Seni uyandırdığım için özür dilerim. Sadece susadım."
Sabah sesiyle kıkırdayarak başını yastığa geri koydu.
"Fazla paranoyaklaştım sanırım."
Ona yaklaşıp dudağına kısa bir öpücük bırakıp ayaklandım.
"Kahvaltıya dışarı çıkalım mı?" dedi neşeyle tek gözünü açarak.
Bu söylediğini ciddiye bile almadan ona abartılı bir alaylı bakış atıp odadan çıktım. Alt kata inip mutfağa geçerken peşimden geldi.
"Ne?" dedi, ben dolaptan suyu çıkarırken.
Şişedeki suyu çekmeceden aldığım bir bardağa doldurup şişeyi yeniden dolaba koyarken Harry, annesine parka gitmek için yalvaran bir çocuk gibi beni izliyordu.
"Harry şu an birlikte olduğumuz için şükretmeliyiz. Dışarısı bizim için bir hayal olarak kalsa daha iyi."
Hayal kırıklığı dolu ifadesiyle gözlerini benden ayırmadan dudaklarını büzdü.
"Sokaklarda, özel hayatlarınıza gagalarını sokabilmek için dışarı çıkmanızı bekleyen aç akbabalar var."
Harry dudaklarını aralayıp bir şey söyleyecek gibi oldu ancak geri sustu.
Ben de onunla dışarı çıkıp el ele yürümeyi isterdim ancak bu, Godric hayatımdan defolup gidene kadar imkansız."En azından bahçeye çıksak?"
Açıkçası bahçeye çıkmaktan bile çekiniyorum. Godric'in hizmetçisi evin penceresinden Harry'nin bahçesini görürse bunu patronuna söylemek konusunda Nicholas kadar anlayışlı davranmayacaktır.
"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." dedim çekimserce.
Neşeyle yaklaşıp dudağıma bir öpücük bıraktı.
"Bence harika bir fikir. Arka bahçede bir salıncak var. Ve ağaçların arasında, gizli yerimde piknik yapabiliriz."
Bu hali beni güldürmüştü. Ona hayır diyemeyeceğim kadar şirindi.
"Bahçede piknik yapmak? Üstelik gizli yerinde... Değişik bir fikir."
Gözlerini kıstı.
"İstersen diğer normal insanlar gibi ormana gidelim."
Başımı salladım.
"Hayır. Bahçe gayet iyi."
Hiçbir riski göze alamazdık.
Harry bahçe pikniğimiz için sandviç ve taze sıkılmış meyve suları hazırlıyordu. Benim görevim de Godric'in evine gizlice geçip odaya girmek ve sonra tekrar odadan çıkıp bu kez herkese görünmekti. Nicholas bahçede tur atarken benim Harry'nin bahçesinden o tarafa geçtiğimi gördü ve koşarak yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THUNDER
Fanfiction"Ben... Seni tanımak istiyorum." "Neden?" dedim hızla. Bakışları benimkilere sabitlendi. Yeşilleri derinleşmişti. "İlgimi çekiyorsun. Uzak durmak istemiyorum. Sebebini ben de bilmiyorum. Ama sanki... Sende bana ait olan bir şey varmış gibi hissediyo...