ACIMASIZ. - 4. Bölüm / İlk Görev...

15.7K 475 38
                                    

İyi olumalar multimedyada Derek'in Allison'un odasına girdiği zamanki hali var mutlaka bakın! -Tuğbaxx

Allison'un odasının kapısının önünde  durdum.Kapıyı vurup vurmamak arasında kaldım.Hadi ama ben DEREK COURTER'ım.Şimdiye kadar kimsenin kapısını çalmadım ve şimdi de çalmaya hiç niyetim yok diyerek kapıyı çalmadan bir hamlede içeri girdim.Gördüğüm görüntü karşısında şok olmuştum.Allison üzerinde sadece kısa beyaz bir havluyla pencereden dışarı bakıyordu.Sırtı bana dönüktü.Bacaklarının neredeyse tamamı açıktı ve şu anda o...Ve şu anda o kesinlikle çok seksidi...Şaşkınlığımdan tutmayı bıraktığım kapı arkamdan sesli bir şekilde kapandı.Allison bir müddet öylece dururken birden ayağının yanındaki masada bulunan cam vazoyu bana doğru fırlattı.

***Allison'un Ağzından***

 Ah Tanrım bu otel harika.Odaya girer girmez sıcak,uzun bir duş aldım ve askıda bulunan beyaz kısa havluyu üzerime doladım.Odanın bir duvarını tamamen kaplayan pencere doğru yürüdüm.Manzara gerçekten mükemmeldi ama artık perdeleri çekme vakti gelmişti.Tam bunları düşünürken odanın kapısı aniden açıldı.Bu otel görevlisi olamazdı çünkü odaya asla bu şekilde giremezdi.Yoksa...Yoksa bu bardaki sarhoş adam mıydı? İntikam almak için beni takip etmiş olabilir miydi? Hemen düşüncelerimden arınıp ayağımın yanında duran masadaki vazoyu kimliğini bilmediğim kişinin bir yerine rast gele fırlatıp arkamı döndüm.NE? AMA BU DEREK'Tİ.Vazonun isabet ettiği omzunu tutup ''Sen ne yaptığını sanıyorsun lanet olsun!'' diye kükredi.Ve sesli bir küfür savurdu.

"Odama bu şekilde girmemeliydin!"

''Nereden bileyim senin bu halde olduğunu!'' Bunu söylerken gözü hala bacaklarımdaydı ve bu beni hem sinirlendiriyor hem de  utandırıyordu.

"Kapıya vurmaya tenezzül etseydin anlardın!" -Bunu söylerken ona bir adım yaklaştım-

"Ben kimsenin kapısını çalacak kadar düşmedim!" -Bunu söylerken bana doğru bir adım attı-

"Kapı çalmak mertebeyi değil saygıyı gösterir!" -Bunu söylerken ona bir adım daha yaklaştım-

"Saygıyı senden öğrenecek değilim ve sen bana saygısız mı diyorsun?!?"

 Bana bir adım daha yaklaştı.Aramızda sadece bir adımlık yer kalmıştı onu da ben kapatarak ;

"Ah hayır.Sana, acımasıza kim saygısız der ki ? Daha doğrusu diyebilir ki ? Onu hemen öldürürsün değil mi ?"

 Yüzlerimiz neredeyse birbirine değiyordu.Kızgın olduğu için düzensiz nefes alış verişini yüzümdeki nefesinden hissedebiliyordum.Tam ağzını açıp bana cevap verecekken odanın kapısı pat diye açıldı.İçeri biri garson kıyafeti ile diğer ikisi güvenlik görevlisi gibi giyinen üç adam girdi.Bunların otel görevlisi ve güvenlik görevlileri olduğunu fark ettiğimde utancım ikiye katlanmıştı.Üç adam benim bacaklarımın açık olduğunu görünce yüzlerini hemen eğdiler ve en önde duran otel görevlisi söze başladı ;

''Efendim özür dileriz biz yüksek sesler gelince sandık ki...Yani düşündük ki belki bize ihti...'' Derek adamın lafını böldü ve bağırarak ''Eğer böyle bir şey olsaydı seni çağırırdık aptal herif! Şimdi hala bacakların sağlamken defol git yoksa onları kıracağım!'' diye kükredi.Anlaşılan bana olan sinirini zavallı adamdan çıkartıyordu.Bu durum sırıtmama sebep oldu.Adamlar tekrar özür dileyip odadan çıktılar.Derek bana döndüğünde hızla inip kalkan göğüs kafesi dikkatimi çekti.Birden söze başladı ;

"Komik olan ne söylesene ?"

"Hep böyle mi yaparsın ?"

"Nasıl ?" -Tek kaşını anlamadığını göstermek için havaya kaldırdı-

"Sinirini hep başkasından mı çıkartırsın ?

"Ah sanırım evet ve eğer sen de çeneni bir an önce kapatmazsan aynısı senin de başına gelecek."

 Cevap vermek yerine gülümsedim ve ona kapıyı işaret ederek ''Git.'' dedim.Birden çapraz bir gülüşle ;

 "Hadi ama neden ki?"

"Sapık mısın sen görmüyor musun üzerimi giyinmem gerek."

''E giyin o zaman.'' diyerek yatağa doğru yürüdü ve uzandı.Ve başını eline dayadı.

"Eğer şimdi gitmezsen güvenlik çağırırım."

"Çağır zaten bugün senin yüzünden hiç kimseyi dövememiştim iyi gelir bana."

"Çok ciddiyim eğer gitmezsen diğer masadaki cam vazoyu da sana atarım.Ama bu sefer omzuna değil kafana yersin!!!"

''Ah tamam ben de senin o cılız vücuduna bakmak için can atmıyorum.'' diyerek ayağa kalktı ve ellerini teslim olurmuşcasına havaya kaldırdı.Az önce o benim vücuduma cılız mı demişti! Bunu düşünüp sinirlenmiş olduğumu anlayınca gülüşü tüm yüzüne yayıldı.Sonra birden eski ciddiliğini alarak ''Yarın erken kalkmak zorundayız hadi yatsan iyi olur.'' dedi ve cevabımı beklemeden hızlıca odadan çıktı.Elimde olmadan gülümsedim.Bir günde hayatım ne kadar değişmişti böyle...

***

 Sabah Derek'in dediği gibi erkenden kalktım.Yatağımın yanında duran kıyafetler dikkatimi çekti.Sanırım bunları Derek koydurtmuştu.Ayağa kalktım ve kıyafetleri inceledim.Siyah bir dar paça , beyaz dar gömlek ve bu dar gömleğin üzerine dar siyah bir ceket.Ayakkabı olarak da parlak siyah bir topuklu vardı.Gömleğin üzerinde siyah bir saat vardı.Sanırım bu dakik olmam içindi.Hepsini giyinip aynaya bakarken içeri Derek girdi.Ah bu hiç değişmecek değil mi? 

"Sanırım dünden ders almamışsın..."

"Dünden ders alması gereken birisi varsa bu da sensin.Kapıyı kilitlemen lazımdı."

 Kahretsın! Haklıydı.Ama hayatımda ilk defa bir otelde kalıyordum...Yine de bu ona pat diye içeriye dalma hakkını vermez öyle değil mi? Tam ağzının payını verecekken uzatmamanın en iyisi olduğunu düşündüm ve ;

"Her neyse bunları sen mi getittirdin ?"

 Beni baştan aşşağı süzdü ve ;

"Evet.Madem benimle çalışacaksın o zaman kurallara da uyman gerekir.Pekala.Şimdi ilk görevine başlama zamanı.Seni uyarıyorum daima dakik ve göreve sadık kalmalısın.Sakın kendini ayrıcalıklı filan görme.Benim gözümde bütün çalışanlar aynıdır.Her neyse gidelim hadi.Ah az kalsın unutuyordum."

 Belinden bir silah çıkarttı ve bana doğru uzattı.

"Al.Buna ihiyacın olacak.Hadi beline görünmeyecek şekilde koy ve gidelim.Zorlu bir gün olacak..."

* VOTELERİ DE UNUTMAMAK LAZIM TABİİ :) 

ACIMASIZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin