Çok tatlı okuyucularım TEMBEL YAZARINIZ bu bölümü dün gece yazdı :D Umarım beğenirsiniz -Tuğbaxx
# Multimedia da Chris.
İyi okumalar...
-YENİ BÖLÜM-
"Şey Abby sence de burası çok ıssız değil mi?"
Cevabı o değil arkamdan gelip ağzımı tutan el vermişti ;
"Ah evet kesinlikle Allison.Burası çok ıssız bir yer.Özellikle de başımıza neler gelebileceğini bilmiyorsak..."
Olamaz Michael.
***
Elimdeki viski kadehini sertçe masaya koydum.Etrafıma toplanan kadın yığınına tek tek ölümcül bakışlar atıp ayağa kalktım.Loş , geniş ve kalabalık odada gözlerim Allison'u aradı.Az önce oturduğu yerde yoktu.Bulunduğum yerden her köşeye göz gezdirdim fakat hiç bir yerde görünmüyordu.Bütün salonu dolaştım her kadının yanına baktım -erkeklerin de- fakat yine bir sonuç yoktu.Geriye bir tek alt kat kalıyordu fakat orada da zaten sadece odalar vardı.Yani Allison'un oraya gitmesi imkansızdı çünkü yanında bir adam olmadan...LANET OLSUN!
Koşarak alt kata inen merdivenleri indim.Kapıda bekleyen görevlileri iterek içeriye girdim.Uzun koridordaki bütün odaları tek tek baktım.Hepsi doluydu.Hepsinde farklı pozisyon aynı lanet şey.
Koridorun sonuna geldiğimde derin bir oh çektim.Odaların hepsine bakmıştım fakat hiç birinde Allison yoktu.Bu iyiydi.Derin bir nefes alıp tekrar üst kata çıktım.Koca malikhanenin dışına çıktım.Bahçede de görünürde kimse yoktu.Son olarak arka taraftaki ıssız ağaçlık yere baktım.Burada da yoktu.Sesli bir küfür savurdum.O cadalozu bulduğumda kemiklerini kıracaktım.Tam geriye dönmüşken ayağıma çarpan şeyle bakışlarımı yere çevirdim.Çanta.Beyaz bir çanta.Hayır bu Allison'un çantası.Eğilip onu yerden aldım.Ağzı açık olan çantada bir kağıt vardı.3-4 defa katlanan kağıdı açıp okudum;
"Merhaba Derek.Düşündüm de keşke seni yine görebilseydim fakat bu mümkün değil.Sen bu notu okurken biz Allison ile çoktan gitmiş olacağız.Sana bir tavsiye ; Onu aramaya çalışma dostum.Her neyse zaten senin gibi birinin karıncayı bile incitemeyecek bir kıza ihtiyacı olmasa gerek.Evet ben de seni seviyorum eski dostum.Sevgilerle
-Çok sevdiğin dostun Michael."Seni piç kurusu.Ölümün benim elimden olacak.Elimdeki kağıdı parçalara ayırıp yere attım.O pislik Allison'u nereye götürmüş olabilirdi.Ah yüzlerce yer vardı.
Siktir.
Koşarak arabaya bindim.Gerekirse gidebilecekleri her yere bakacaktım.Dünyanın öbür ucuna da gitseler onları bulacağım ve Michael'ı öldürüp söz dinlemez cadıyı da bir güzel dövecektim.
Derek onun saf ve masum davranışları aklına gelince istemsizce sırıttı.Evet onun gibi bir adamın karıncayı bile inciteyemecek olan bu kıza ihtiyacı vardı.
***
Bir saattir yoldaydık.Arabada Michael ve ben karşılıklı oturuyorduk.Ona sürekli nefret dolu bakışlar atıyordum.Sonunda bana bakarak;
"Bu bakışları neye borçluyum Allison?"
"Bilmem.Sanırım beni kaçırmana."
"Ah tatlım sana zarar verecek değildim.Ve buna kaçırma denemez."
"Merak ediyorum da o kız..."
"Hangi kız?"
"Abby.O da senin bir adamındı değil mi? Bunlar başından beri planlanmıştı.Bizim bahçeye çıkmamız.Issız yere doğru yürümemiz.Her şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ.
RomanceBu kız...Bu kız kesinlikle çok cesurdu.Ama bana bulaştığı için aptaldı da.Ona neler yapabileceğimin farkında değil miydi? Yine de böyle bir kıza ihtiyacım vardı.HER ANLAMDA... Allison Wilde çok zeki ve cesaretli bir kızdı.Ve masumdu da.Ta ki mafya b...