BEN AYFER 1. BÖLÜMÖlüm.. Nasıl bir duygu acaba ölüm? Kalamam artık bu iğrenç dünyada, kalamam bu dört duvar arasında kendi pisliğimin içinde. Hayallerimi çaldılar, ümitlerimi, geleceğimi, her şeyimi. Kendilerinden başka hiç kimsenin duygularını önemsemeyen egoist insanların esiri olduk, kölesi olduk. Onlara baş kaldıran herkesi vurdular, attılar kuyuya ölülerini. Öylesine sindi ki insanlar bir süre sonra seslerini bile çıkarmadan kaderlerini beklemeye başladılar. Onlar da benim gibi çaresiz, onlar da benim gibi ümitsiz. Ben ölümü beklerken onlar da yıllarca kaderlerini bekledi, yıllarca.
Ölüm.. Nasıl bir duygu acaba ölüm? Sonrasında hayat var mı ölümün? Bazıları gibi inansam mı paralel evrenlere? Reenkarnasyona, bedenin ölüp de ruhun başka bir canlıda hayat bulacağına. Bazıları gibi inansam mı ölümden sonra bir hayat olduğuna? İnanmıyorum ve bu kahrolası dünyaya tekrar gelmek istemiyorum. Gel ölüm al beni, korkmuyorum senden.
Ölüm.. Nasıl bir duygu acaba ölüm? Sonrasında beni bekleyen Cennet mi Cehennem mi? 17. Yaşının sonlarında iğrenç bir insanın tecavüzüne uğrayan biri girebilir mi cennete, hayatının en güzel yıllarında iğrenç biri tarafından kirletilen biri girebilir mi cennete? Cehennemde yanmaya hazırım, bu dünya zaten farksız cehennem sıcağından. Gel ölüm al beni, korkmuyorum senden.
Gel ölüm al beni yalvarırım, yaşamak istemiyorum.
Kaç defa geldi o iğrenç adam kapımıza, gür sesiyle defalarca bağırdı babama avazı çıktığı kadar " O kız Hayrettin'den başkasına yâr olmayacak" diye. Öylesine korkuyordum ki uyuyamamaya başladım geceleri, kâbuslar görerek zıplıyordum yatağımdan. O kıllı adamı görür oldum kâbuslarımda, etli dudaklarıyla beni öptüğünü görür oldum. Babam farkındaydı, kâbuslarımın sebebini biliyordu, yanıma gelip yatar ve göğsüne eliyle iki defa vurup gülümserdi " Gel yastığın hazır güzel kızım". Babam benim, kahramanım, bu hayata sıkı sıkıya tutunma sebebim.
Beni mutlu etmek için her şeyi yapardı babam. Köy dışına gizliden gizliye kaçtığı her zaman bana hediyeler alırdı, en sevdiğim ise çikolata. Eve geldiğinde bir eli arkasında bana gülerek " Bil bakalım elimde ne var" dediğinde sevinç çığlıkları atardım, her defasında tadını çok sevdiğim çikolata olurdu. Yavaş yavaş yerdim bitmesinden korkar gibi, tadını zihnime iyice kazınsın diye yavaş yavaş yerdim. Babam benim, kahramanım.
Onu o kadar çok seviyordum ki asla evlenmeyi düşünmedim, onun gibi bir erkeğin var olduğunu bile bilmiyordum çünkü. Bir gün dizlerinin üzerine başımı koyarak baktım yüzüne.
"Ben hiç evlenmeyeceğim baba, seni yalnız bırakmayacağım hiç." "Hadi oradan, ömür boyu sana mı bakacağım ben?" Hem saçlarımı okşuyor hem de gülümsüyordu yaptığı şakaya. "Yaşlanınca da sana bakarım ben, olmaz mı?" "Birisi çıkıverir karşına âşık olursun, sonra anneni de beni de unutur onun peşinden gidersin." "Nerede öyle erkek?" "Bir gün alır gelinliği eline çıkarsa karşına görürsün o zaman nerede? Bir de papatyalardan taç yaptı mı başına dibin düşer. Koşa koşa gider atlarsın kucağına. Gelmez deme bir gün geliverir."
Böyle bir insanın var olduğuna inanmamıştım hiç, babam gibi mükemmel bir insanın varlığına inanmadım. Zaten iki tane adam vardı hayatımda beni gerçekten sevdiğine inandığım iki tane adam, biri babam diğeri de Şevket Hocam. Bana okumayı öğreten, sevdiren, üzerime titreyen, babama "Ayfer'i okuyabildiği kadar okut, okutmaya gücün yetmez ise ben okutayım" diyen koca yürekli Şevket Hocam.
Şevket Hoca ile ilk tanışmamız ilkokul son sınıfta olmuştu, her yıl değişen öğretmenlerimizin sonuncusuydu. Tüm öğretmenlerimizin sınıfımızı görünce yaşadığı şaşkınlık ifadesi onun yüzünde de vardı. Okuma yazma bilmiyordu çoğumuz, son sınıf olmamıza rağmen bilmeyenler çoğunluktaydı. Topu topu üç tane kız vardık koca sınıfta, amca kızlarım Perihan, Meryem ve ben, geri kalan bütün çocuklar erkekti ve hepsi birbirine benziyordu. Şevket Hoca bendeki okuma hevesini görünce çok ilgilendi, her gün okumam için kitap getirir oldu. Her okuduğum kitap ayrı bir dünyaydı benim için ve her akşam ayrı bir dünyayı geziyordum okuyarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN AYFER (TAMAMLANDI)
Mistério / SuspenseHikayeyi bir de Ayfer'den dinlemeye ne dersiniz? Onun yaşadıklarını, düşüncelerini, hissettiklerini, acılarını, ızdırabını, vazgeçmişliklerini, Selim'e nasıl bağlandığını Ayfer'den dinlemek ister misiniz? O zaman buyrun..