10. Bölüm

1K 57 82
                                    


Yarası temizlenirken canı yanıyordu Deniz'in. Pislik adam derin kesmişti kolunu.

"Dikiş atmam gerekiyor!"dedi doktor Levent sakince.

Deniz gözlerini kapatıp sinirle nefes aldı. Dikişten nefret ederdi hep. Gözlerini açıp doktora baktı sinirle.

"Dikiş olmasa olmuyor mu?"

Levent olumsuz anlamda kafasını salladı.

"Malesef komserim olmuyor. Biraz derin ve dikiş atmam şart"dedi itiraz istemeyen tonda.

Deniz çaresizce kafasını salladı. Levent malzemelerini hazırlarken o da düşünmeye başladı.

Küçükken yaralandığında bir yanında abisi bir yanında da Cesur vardı. Yaralarını onlar sarardı hep.
Cesur yanındayken korkmazdı da. Kafasını salladı düşünceleri yok etmek istercesine. Kafasını kaldırınca Cesur'la göz göze geldi. Ne düşündüğünü anlamış gibi ona şefkatle bakıyordu.

Sahi bu adam ona niye böyle bakıyordu ki? Ondan nefret etmesi gerekmiyor muydu? Ona acıyor muydu yani? Ya da... ya da gerçekleri mi öğrenmişti?

Yok artık! diye düşündü. Kimse cesaret edip söyleyemezdi ondan izinsiz.

Gözlerini sinirle ondan ayırıp Uğur'u aradı gözleri. Allah aşkına hangi deliğe girmişti bu adam?

Biraz etrafa bakınca polis arkadaşların yanında sinirle konuştuğunu gördü. Bir sorun vardı yoksa Uğur operasyonun ardından böyle konuşmazdı. Hele operasyon da şehit yoksa ve başarılı geçtiyse. Kesin bir pürüz çıkmıştı.

"Hazır mısın?  İğne biraz canını yakabilir!"dedi Levent ona bakarak. Uğur dan gözlerini çekip doktora baktı.

"Ne yapacaksan çabuk yap!"dedi sinirle.

"Neden bu kadar agresifsin. Seni rahatlatmaya çalışıyorum!"dedi Levent omuz silkerek.

Cesur sinirle adama döndü. Ne diye bu kadar konuşuyordu ki. Sonra hareketlenip Deniz'e daha çok yaklaştı.

"Az önce tehlikeli bir operasyondan çıktım. Adamın biri kolumu resmen deşti. Ve sen bana agresif mi diyorsun?! Komik olduğunu falan mı düşünüyorsun?"dedi Deniz dalga geçercesine gülerek.

"Aslında kadınlar komik olduğumu söylerler. Ama senin pek hoşuna gitmedi sanırım."dedi Levent de ona gülerek. Bu kız ilgisini çekmişti. Güzel ve dişli kadınlardan hoşlanırdı.

"Konuşmak yerine işini yapsan şimdi bitmişti doktor!"dedi Cesur sinirle. Resmen Deniz'le muhabbet açıyordu.

Levent umursamazca işine döndü. Deniz'se gözlerini kapattı. Oldum olası iğneleri sevmezdi şimdi bu adam ona anestezi için iğne yapacaktı.

"Korkuyor musun?"dedi Cesur yanına otururken. Dokunmaya cesaret edemiyordu bir türlü.

Hakkı var mıydı onca sözden sonra?

Deniz sinirle ona doğru döndü.

"Sizin başka işiniz yok mu Cesur bey? Size ne benden ya da korkup korkmadığımdan? Ne kadar umrunuzda?!"dedi öfkeyle.

Ne oluyordu bu adama? Kafasına saksı falan mı düşmüştü?

"Herşeyden daha çok umrumdasın Deniz! Tartışma benimle! Senden başka önemli işim de yok!"dedi Cesur sert sesiyle.

Deniz alaylı bir kahkaha attı.
"Ya pardon da bir kaç saat önce sürtük muamelesi yaptığınız insanın canı yansa ne olur yanmasa ne olur?!"

Deniz'in bu sözüyle Cesur yerin dibine girmek istedi. Haklıydı işte. Ona öyle davranmamış mıydı?  Kendi eliyle mahvetmemiş miydi onu?

"Deniz..."daha Cesur konuşamadan Deniz Levent'e döndü.

"Lütfen biraz hızlı ol!"dedi sakince. Cesurla konuşacak hali yoktu.

Levent anlayışla başını salladı. Deniz'in söylediği sözler onu şaşırtmıştı. Cesurla özel bir bağı olduğu belliydi.

İğne koluna temas edince Deniz gözlerini kapattı.

Cesur her mimiğini izliyordu. Dokunmak istiyor, ben burdayım elimi tut demek istiyordu ama yüzü yoktu işte.

Beş dakika da işini halledip yarayı kapanmıştı Levent.
Ama o beş dakika beş asır gibi gelmişti Cesur'a. Deniz'in canı yandıkça içi gidiyordu.

"Tamam bitti. İki hafta dolunca dikişleri aldırabilirsin. Sık sık pansuman değiştirmene gerek yok günde bir kez yapsan yeter ve ıslatmamaya özen göster. Geçmiş olsun."diyerek eşyalarını topladı Levent.

"Sağol!"dedi Deniz ona bakarak.

Ardından yavaş adımlarla ambulanstan uzaklaştı. Cesur yanındaydı ama o yokmuş gibi davranmak işine geliyordu.

Şuan sadece ona acıdığı için böyle yanında olduğunu düşünüyordu. Ya da kuzenini kurtardığı için minnet falan duyuyordu. Başka türlü anlam veremiyordu ki!

"Beni rahat bırak! Ne diye peşimden geliyorsun"dedi sinirle ona dönerek.

Cesur tam konuşacakken Elfida konuştu.
"İyi misin?"dedi endişeyle. Cesur arabadan inme diyince yanlarına gitmemişti ama daha fazla beklememişti.

"İyiyim."dedi Deniz kafa sallayarak.
Ardından onları arkasında bırakıp Uğur'un yanına gitti.
Uğur üzerindeki polar hırkayı çıkarıp ona uzattı.

"Al üşürsün böyle"dedi tebessümle. Yanına gitmemisti çünkü Cesur'la yalnız kalmasını istemişti.

Deniz tebessümle aldı hırkayı. Üstünde ince bir sporcu atleti vardı o da ıslanmıştı zaten.

"Bir sorun mu var Uğur?"dedi hırkayı giyerken. Sıcacık hırka buz kesen kollarını ısıtmıştı.

"Adamların içerde ajanı var diye düşünüyorum ama hepsi mefta. Yani öğrenebileceğimizi sanmıyorum!"dedi Uğur elini ensesine atarak.

"Deniz Tuna onu da halletti Kaptan. Merak etme!"dedi Deniz gülerek.

Uğur şaşkınlıkla ona baktı. Bu kızdan korkulurdu.

Deniz'in gülüşünü uzaktan izleyen Cesur ise yıkılmıştı adeta. Ondan başka herkese gülüyordu Mavişi ama ona buzdan duvardı işte.

Bunun tek suçlusu da oydu biliyordu. Ona inansa bunlar olmazdı.

"Abi o suçsuz!"dedi Elfida üzülerek Deniz'i izleyen Cesur'a bakarak.

Cesur gözlerini Deniz'den ayırmadan onu cevapladı.

"Biliyorum. Sizi duydum."dedi sakince.

Elfida şaşkınlıkla ona baktı. Sonra Deniz'in dinleme cihazı geldi aklına. Bir şekilde duymuş olmalıydı.

"O çok kırılmış"dedi bu sefer o da Cesur gibi Deniz'e bakarak.

"Ona yaralar açmışım bilmeden. Bencilce davrandım Elfida. Üzülen benim sanıyordum onu ne hale getirdiğimi görmeden. Ne kadar kör davranmışım meğer. Ona inansaydım şimdi bu durumda olmazdık. Sadece dinlemem gerekiyordu."deyip nefesini dışarı verdi Cesur çaresizce.

"Üzülme abi çaresizsin belki şimdi ama mutlaka bir çaresi bulunur."dedi Elfida ona bakarak.

"Çaresizliklerim çaresiz kalıyor artık Elfida. Ama yaptıklarımı telafi etmek için elimden gelenin fazlasını yapacağım. Nasıl kanattıysam öyle saracağım yaralarını. O benim Mavişim. Ve hep öyle kalacak sonsuza kadar."dedi Cesur kendinden emin bir şekilde. Hüzünle güldü Elfida'ya bakarak.

"Kolay olacağını sanmıyorum ama abi. Biraz fazla sürüneceksin sanki!"dedi Elfida gülerek. Abisini güldürmeye çalışıyordu genç kız.

Cesur keyifle sırıttı. Mavişi tabiki onu doğduğuna pişman edecekti ama affedekti sonunda. Başka şansı yoktu. Ya benim ya benim diye geçirdi içinden genç adam başka seçenek sunmayacaktı tabiki Deniz'e. Tüm acılara rağmen birleşeceklerdi. Başka ihtimal söz konusu bile olamazdı Cesur'a göre.

Elfida'ya dönüp gülen gözlerle konuştu.

"Sürünmeyi fazlasıyla hak ettim bence"

GÜZ YARASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin